2 Ağustos 2009
Aaaa Saraçoğlu'nu klonlamışlar mı ne?
Espanyol emektar stadı Olímpic Lluís Companys yerine yaptırdığı yeni stadını olağanüstü bir şovla açtı. Yeni stadın Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı ile neredeyse birebir aynı olması dikkatten kaçmadı.
40 bin kişilik Estadi Cornellà-El Prat bundan sonra Barcelona kentinde Espanyol'a hizmet edecek.
Reklam arası Süper Kupa keyfi!
Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi karşı karşıya getiren Süper Kupa finalinde Alex'in iki golü, kupayı sarı-lacivertli takıma getirdi.
Her iki takıma bakıldığında hazır olduklarını söylemek güç. Fenerbahçe'nin geçen yıla oranla artıları; Emre ve Güiza'nın diri ve daha istekli oluşları ile yeni transfer Dos Santos. Ancak aynı şeyleri defans bloğu için söyleyebilmek mümkün değil.
BİLİCA YETERLİ OLMAZ
Lugano'nun ayrılması defans dengelerini değiştirmiş gibi görünüyor. 2008-2009 sezonunun en değerli oyuncusu seçilen (kim seçti, neye göre seçildi bir muamma) Bilica, Uruguaylı oyuncu ile kıyas götürmeyecek derecede vasat. Kuvvetle muhtemeldir ki, defansa bir takviye yapılacaktır.
Yeni transferlerden Dos Santos, her ne kadar maçın başındaki hareketliliğini kaybetse de, iyi ve olumlu bir transfer olduğunu gösterdi. Baroni'ye gelince, pek çok yerde söylendiği üzere bir 'bonus' uygulaması gibi göründü sahada. Varlığı ile yokluğu aynı derecedeydi.
YUSUF'LU BEŞİKTAŞ FARKLI
Geçen yılı iki kupayla kapatan Beşiktaş'ın ise sonuca rağmen, sarı-lacivertlilerden daha iyi bir görüntü çizdiğini söylemek mümkün. Acemice bir penaltıyla teslim olan Beşiktaş'ta tıpkı renkleri gibi siyah-beyaz bir görüntü vardı. Yusuf'lu ve Yusuf'suz Beşiktaş çok farklıydı.
ŞAMPİYONLAR LİGİ SONUCU ŞİMDİDEN BELLİ
Beşiktaş'taki yeni transferlere gelince, Ferrari 'Dandun'spor stoperi gibiydi. Etrafında baskı olmadığı zamanlarda bile topu oyuna sokmak yerine, en yakın taç çizgisinden dışarıya yolladı. Gaziantepspor'dan alınan İsmail Köybaşı, ileri çıkışları hücum anlamında olumlu olsa da, geriye dönüşlerinde sıkıntılar yaşadı. Erhan Güven de, benzer bir profil çizdi. Bu iki kanat bekiyle Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde değil başarılı olması, puanlar alması bile çok çok güç.
Fink, tam bir vasat Alman. Ne çok çok harika oynadığı bir maçı izleriz ne de çok çok kötü bir maçını izleriz. Ancak ve ancak kapasitesinin elverdiği ölçüde oynar.
Nihat'la ilgili çok şöy seylemek istemiyorum. Çünkü her zaman Nihat'ın bir yıldız olmadığını, iyi bir takımın dişlilerinden biri kabul ediyorum. Fakat daha sezonun başı ve Türkiye ligi için isabetli bir transfer.
NAKLEN YAYIN TECAVÜZÜ
Maçın yayıncı kuruluşuna değinmeden geçmeyeceğim. Neredeyse tüm kanat akınlarında ekranın 4/1'ini kapsayacak şekilde aldıkları reklamlar maçı izlenilmez kıldı. Pozisyonların tekrarlarında ise üstten gelen ve alt köşeye yerleşen karemsi reklam ayrı bir tat kattı (!) yayına.
İsmi Süper Kupa olan bir organizasyonda bir maçın naklen yayınına tecavüz etmek böyle oluyor demek ki....
Her iki takıma bakıldığında hazır olduklarını söylemek güç. Fenerbahçe'nin geçen yıla oranla artıları; Emre ve Güiza'nın diri ve daha istekli oluşları ile yeni transfer Dos Santos. Ancak aynı şeyleri defans bloğu için söyleyebilmek mümkün değil.
BİLİCA YETERLİ OLMAZ
Lugano'nun ayrılması defans dengelerini değiştirmiş gibi görünüyor. 2008-2009 sezonunun en değerli oyuncusu seçilen (kim seçti, neye göre seçildi bir muamma) Bilica, Uruguaylı oyuncu ile kıyas götürmeyecek derecede vasat. Kuvvetle muhtemeldir ki, defansa bir takviye yapılacaktır.
Yeni transferlerden Dos Santos, her ne kadar maçın başındaki hareketliliğini kaybetse de, iyi ve olumlu bir transfer olduğunu gösterdi. Baroni'ye gelince, pek çok yerde söylendiği üzere bir 'bonus' uygulaması gibi göründü sahada. Varlığı ile yokluğu aynı derecedeydi.
YUSUF'LU BEŞİKTAŞ FARKLI
Geçen yılı iki kupayla kapatan Beşiktaş'ın ise sonuca rağmen, sarı-lacivertlilerden daha iyi bir görüntü çizdiğini söylemek mümkün. Acemice bir penaltıyla teslim olan Beşiktaş'ta tıpkı renkleri gibi siyah-beyaz bir görüntü vardı. Yusuf'lu ve Yusuf'suz Beşiktaş çok farklıydı.
ŞAMPİYONLAR LİGİ SONUCU ŞİMDİDEN BELLİ
Beşiktaş'taki yeni transferlere gelince, Ferrari 'Dandun'spor stoperi gibiydi. Etrafında baskı olmadığı zamanlarda bile topu oyuna sokmak yerine, en yakın taç çizgisinden dışarıya yolladı. Gaziantepspor'dan alınan İsmail Köybaşı, ileri çıkışları hücum anlamında olumlu olsa da, geriye dönüşlerinde sıkıntılar yaşadı. Erhan Güven de, benzer bir profil çizdi. Bu iki kanat bekiyle Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde değil başarılı olması, puanlar alması bile çok çok güç.
Fink, tam bir vasat Alman. Ne çok çok harika oynadığı bir maçı izleriz ne de çok çok kötü bir maçını izleriz. Ancak ve ancak kapasitesinin elverdiği ölçüde oynar.
Nihat'la ilgili çok şöy seylemek istemiyorum. Çünkü her zaman Nihat'ın bir yıldız olmadığını, iyi bir takımın dişlilerinden biri kabul ediyorum. Fakat daha sezonun başı ve Türkiye ligi için isabetli bir transfer.
NAKLEN YAYIN TECAVÜZÜ
Maçın yayıncı kuruluşuna değinmeden geçmeyeceğim. Neredeyse tüm kanat akınlarında ekranın 4/1'ini kapsayacak şekilde aldıkları reklamlar maçı izlenilmez kıldı. Pozisyonların tekrarlarında ise üstten gelen ve alt köşeye yerleşen karemsi reklam ayrı bir tat kattı (!) yayına.
İsmi Süper Kupa olan bir organizasyonda bir maçın naklen yayınına tecavüz etmek böyle oluyor demek ki....
Internet medyasında habercilik anlayışı
Artık hepimiz, haberleri daha seri, daha çabuk ve tüketilebilir durumda istiyoruz. Bu yüzden de, teknolojinin gelişmesiyle de internet medyası denen olgu artık hayatımızın tam orta yerinde duruyor.
Haberleri çok fazla ayrıntıya girmeden, sadece başlıkları ve spotlarıyla okuyup kapatıveriyoruz sayfayı. Kullanıcı refleksinin internete alışmasıyla birlikte de bu alanda özellikle de habercilik alanında sayısız web sitesi bulunuyor. Bu alanda milyon dolarlık yatırımlar yapılıp, pastadan payını almak isteyen yüzlerce kişi ve kurum bulunuyor.
KENDİNİ YALANLAYAN MEKANİZMA: INTERNET
Ancak internetten kolay ve çabuk bilgi alma uğruna, kendini yalanlayan, kendiyle çelişen bir dolu haberi de beraberinde alıp, yanlış ve yalanı sanki doğruymuş gibi algılıyoruz. Bu haber sitesi çöplüğünde de, normal şartlar altında bakkal hesabı yapamayacak insanlar 'yazar' şeklinde ortalarda dolanıyor.
Bu 'yazar'ların tek amacı, aslında bir biçimde internet medyasında sesini duyurup, bir gazetede ya da televizyonda çalışmak. O yüzden de, her önüne gelene sallamak, insanları sinirlendirecek tarzda haber yapmak bu insanların bir süre sonra yazı kişiliği haline geliyor. Örnek çok, isim vermeye gerek yok. Hepimiz biliyoruz, okuyoruz bu isimleri.
INTERNET MEDYASI EMEKLEME AŞAMASINDA
Şunu iyi anlamamız gerekir ki, internet medyası ne yazık ki bu ülkede hâlâ belli bir sistem üstüne oturmuş değil. En iyi diyebileceğimiz siteler bile toplasanız 10 'editör'le yayın yapıyor.
Editör değiller aslında çünkü 20'li yaşlarının başında, görece iyi para kazanmak isteyen ya da bu mecrayı sıçrama tahtası olarak kullanmak isteyen genç insanlar. Oysa ki, İngiltere, Amerika gibi ülkelerde, internet medyasında çalışan insanlar da, işinin ehli ve profesyonel kişiler.
YENİ HABERCİLİK ANLAYIŞI: COPY-PASTE
Ne yazık ki, hâlâ copy-paste (kopyala-yapıştır) haberciliğinin birkaç adım dahi ötesine gidememiş internet medyası, genel anlamda da medya denen olgunun, hatırı sayılır halde yanlış anlaşılmasına ve isminin kirletilmesine yardımcı oluyor. Bunu anlamak için büyük gazetelerimizin aynı gün yayınlanan internet siteleri ile ertesi gün yayımlanan gazetelerine bakmak yeterli olacaktır.
Burada asıl kötü olansa, doğru olanının, yapılması gerekenin -hızlı habercilik adına- bu tip bir yapılanmadan geçtiği aşılanıyor çalışanlara.
Özenden, araştırmadan, habercilik dilinden kilometrelerce mesafe uzak olan internet haberciliğinde yola 'gazete' çıkarmak için çıkanlar bile (Örnek: Gazeteport) bir süre sonra maliyetlerin altında ezilip, profesyonel kişilerle çalışmayı bırakıyor ve copy-paste haberciliğine dönüş yapıyor.
OKUR BELİRLEYİCİ OLMALI
Bu minvalde, aslında internet sitelerinde yazıp-çizen bir dolu insan, medyanın uzaktan bile yanında durmaması gereken kişilerdir. Her yazısında adeta nefret 'kusan', ilgi uyandırmak için son derece ütopik fikirler ortaya atan, ipe sapa gelmez yazılar yazan bu insanları ciddiye almak, okur olarak aslında tam da onların istediği şeyi gerçekleştirmemizi sağlıyor.
Hannover devrildi: 3-0
Almanya'da kupa heyecanı (DFB-Pokal) bugün oynanan maçlarla sürüyor. Şu ana dek 7 maç sonuçlandı.
SONUÇLANAN MAÇLAR
Concordia Hamburg-Koblenz: 0 - 4
FC 08 Villingen-St. Pauli: 0 - 2
Oberneuland-Hoffenheim: 0 - 2
Union Berlin-Werder Bremen: 0-5
VfB Speldorf-Oberhausen: 0 - 3
RW Erfurt-Duisburg: 1 - 2
Torgelower SV Greif-Alemannia Aachen: 1 - 4
Wormatia Worms-Greuther Furth: 0 - 1
Eintracht Trier-Hannover: 3 - 1
Kickers Offenbach-Eintracht Frankfurt: 0 - 3
Sportfreunde Lotte - Bochum: 0 - 1
SpVgg Neckarelz-Bayern Munich: 1 - 3
Almanya Kupası'nda sürpriz yok
Bundesliga'da yılın futbolcusu Grafite
SONUÇLANAN MAÇLAR
Concordia Hamburg-Koblenz: 0 - 4
FC 08 Villingen-St. Pauli: 0 - 2
Oberneuland-Hoffenheim: 0 - 2
Union Berlin-Werder Bremen: 0-5
VfB Speldorf-Oberhausen: 0 - 3
RW Erfurt-Duisburg: 1 - 2
Torgelower SV Greif-Alemannia Aachen: 1 - 4
Wormatia Worms-Greuther Furth: 0 - 1
Eintracht Trier-Hannover: 3 - 1
Kickers Offenbach-Eintracht Frankfurt: 0 - 3
Sportfreunde Lotte - Bochum: 0 - 1
SpVgg Neckarelz-Bayern Munich: 1 - 3
Almanya Kupası'nda sürpriz yok
Bundesliga'da yılın futbolcusu Grafite
Bobby Robson anısına
Barcelonalı oyuncular, cuma günü yaşamını yitiren efsanevi İngiliz teknik direktör Bobby Robson'ı, Los Angeles Galaxy'yle Kaliforniya'da oynadıkları maçta unutmadı.
Bundesliga'da yılın futbolcusu Grafite
Alman spor basını, Wolsburg'un Brezilyalı golcüsü Grafite'yi yılın futbolcusu seçti.
Mario Gomez, Edin Dzeko ve Frank Ribery gibi oyuncuların arasından sıyrılan Grafite 2007 yılında Le Mans takımından Alman ekibine transfer olmuştu.
Gerçek adı Edinaldo Batista Líbano olan Grafite Bundesliga'da maç başına 1.12 gol atması bu ödülü almasında büyük pay sahibi oldu.
MAGATH EN İYİ TEKNİK DİREKTÖR
Almanya'da yılın teknik adamı ise Wolsburg'u şampiyonluğa taşıyan Felix Magath oldu. Schalke'nin yolunu tutan Alman teknik direktör, ülkesinin en çok aranan ismi olmayı da başardı.
50 YILIN EN İYİSİ BECKENBAUER
Bundesliga'da son 50 yılın en iyi futbolcusu listesinde ise Franz Beckenbauer, Uwe Seeler ve Gerd Müller'in önünde bulundu.
Mario Gomez, Edin Dzeko ve Frank Ribery gibi oyuncuların arasından sıyrılan Grafite 2007 yılında Le Mans takımından Alman ekibine transfer olmuştu.
Gerçek adı Edinaldo Batista Líbano olan Grafite Bundesliga'da maç başına 1.12 gol atması bu ödülü almasında büyük pay sahibi oldu.
MAGATH EN İYİ TEKNİK DİREKTÖR
Almanya'da yılın teknik adamı ise Wolsburg'u şampiyonluğa taşıyan Felix Magath oldu. Schalke'nin yolunu tutan Alman teknik direktör, ülkesinin en çok aranan ismi olmayı da başardı.
50 YILIN EN İYİSİ BECKENBAUER
Bundesliga'da son 50 yılın en iyi futbolcusu listesinde ise Franz Beckenbauer, Uwe Seeler ve Gerd Müller'in önünde bulundu.
Lescott: Bırakın beni gideyim
İngiliz Milli Takımı'nda da forma giyen Everton'ın defans Joleon Lescott, takımdan ayrılmak istediğini ve Manchester City'e transferine izin verilmesi için menajer David Moyes'le bir görüşme yaptı.
Hafta içinde Manchester City'nin 19 milyon sterlinlik transfer teklifini reddeden Everton'ın 22 milyon sterlin karşılığında transfere vize vereceği kaydedildi.
City'nin hafta başında resmi teklife hazırlandığı belirtilirken, Lescott kesin bir dille takımdan ayrılmak istediğini açıkladı.
PETROV İPTEN ALDI
Öte yandan, Manchester City, Barnsley'ye yaptığı hazırlık maçında 1-1 berabere kaldı. Yeni transfer Kolo Toure'nin de görev aldığı karşılaşmada 84. dakikada 1-0 geriye düşen Maviler, Petrov'un 88. dakikada attığı golle beraberliği kurtardı. Toure, karşılaşmanın 64. dakikasında kalçasından sakatlanarak oyunu terk etmek zorunda kaldı.
MANCHESTER CITY'NİN BU YILKİ TRANSFERLERİ
Carlos Tevez-Manchester United: 25.5 milyon sterlin
Emmanuel Adebayor-Arsenal: 25 milyon sterlin
Roque Santa Cruz-Blackburn: 18 milyon sterlin
Gareth Barry-Aston Villa: 12 milyon sterlin
Nils Zander-Schalke: (açıklanmadı)
Stuart Taylor-Aston Villa: Bedelsiz
Hafta içinde Manchester City'nin 19 milyon sterlinlik transfer teklifini reddeden Everton'ın 22 milyon sterlin karşılığında transfere vize vereceği kaydedildi.
City'nin hafta başında resmi teklife hazırlandığı belirtilirken, Lescott kesin bir dille takımdan ayrılmak istediğini açıkladı.
PETROV İPTEN ALDI
Öte yandan, Manchester City, Barnsley'ye yaptığı hazırlık maçında 1-1 berabere kaldı. Yeni transfer Kolo Toure'nin de görev aldığı karşılaşmada 84. dakikada 1-0 geriye düşen Maviler, Petrov'un 88. dakikada attığı golle beraberliği kurtardı. Toure, karşılaşmanın 64. dakikasında kalçasından sakatlanarak oyunu terk etmek zorunda kaldı.
MANCHESTER CITY'NİN BU YILKİ TRANSFERLERİ
Carlos Tevez-Manchester United: 25.5 milyon sterlin
Emmanuel Adebayor-Arsenal: 25 milyon sterlin
Roque Santa Cruz-Blackburn: 18 milyon sterlin
Gareth Barry-Aston Villa: 12 milyon sterlin
Nils Zander-Schalke: (açıklanmadı)
Stuart Taylor-Aston Villa: Bedelsiz