Ne yazık ki, yazacak mecalim bile yok.
Galatasaray-Trabzonspor maçına ilişkin söyleyeceğim tek şey var; Galatasaray iyi futbol oynamıyor, elini kolunu sallayan orta sahayı rahatça geçiyor.
Daha zengin hücum mu, yoksa kaliteden ödün verip daha mücadeleci bir takım mı? Bunun arasında gidip geliyor olmalı Rijkaard.
Bir de, dakika 93 olmuş Sabri deli gibi pres yaparken, daha 10 dakika önce oyuna girmiş olan Aydın yanından geçen topa sadece bakıyor. "Olacak oğlak bokundan belli olur" diye bir söz vardır. Bu Aydın'dan hiçbir şey olmaz, yedek de olmaz. Oynayabileceği en iyi takım İ.B.B'dir.
Arda el freni, Ayhan çok top kaybetti, Servet-Gökhan Zan ikilisi uyumsuzdu, Hakan Balta bir aydır çok kötü, Leo Franco'nun yumrukladığı toplar yakına düşüyor. Tüm bunlara bakınca 4-3 iyi skor ama haftaya Kadıköy'de pek sevimli bir sonuç çıkmaz Galatasaray adına, bu futbol devam ederse.
Eskişehir maçından bu yana benzer bir görüntü sergiliyor Galatasaray; gol yediği an, bütün bir takım un kurabiyesi gibi dağılıyor. Yenilebilirdi, kazandı ama her zaman böyle olmaz.
18 Ekim 2009
Ve balon patladı
Haftalardır şişirilen balon Antep'te patladı. Manisa ya da Antalya'da olması gerekiyordu Gaziantepspor deplasmanında patladı.
Yanlış maçları mı seyrediyorum diye kendimi sorgulamaya başlamıştım, medyadaki yorumlardan sonra. Yok, bende bir yanlışlık yok. İyi hakem, doğru futbol ve booom.
Kimse kendini kandırmasın, alınan sonuçların rüzgârına bırakmasın, Fenerbahçe futbol filan oynamıyor. İyi koşuyorlar, mücadele ediyorlar o kadar.
Büyük bir heyecanla Rıdvan'ı ve yorumlarını bekliyorum. Hani, Galatasaray yenildiğinde heyecandan yerinde duramayan, kıpır kıpır olan Rıdvan'ı bekliyorum. Muhtemelen "Galatasaray maçı öncesi iyi bir uyarı oldu" teranesini anlatacaktır.
Şişirmeyi pek seviyoruz, sonra patlatmaya bayılıyoruz. Sadece Fenerbahçe'ye özel bir durum değil bu. Bu haftadan itibaren Bursa şişirilir, sonra oda patlatılır. Durmak yok, şişirmeye devam...
Bu sevinç yasaklansın mümkünse
Dünyanın en itici gol sevinci bu olmalı. 'Hepinizi susturdum, maymuna döndürdüm mü' demek isteniyor acaba. Hele Arshavin'in ki..
Zaten kendi sahanda oynuyorsun, kime ve niye yaparsın bu aptalca hareketi. Bunun bir benzerini (aptalca anlamında benzerini) Tuncay Şanlı Manchester'dan 6 yedikleri maçta yapmıştı.
Skor 6 olmuş, sen rakip taraftara sus yapıyorsun. Adamın IQ'sunu ölçerler önce. Kaldı ki, rakip taraftara nasıl el-kol hareketi yapınca madem sarı kart alınıyor, bunda da bir benzeri olmalı. Çünkü aleni olarak, taraftarı galeyana getiren ve sinirlendiren bir hareket. Mutlaka kolunu göstermene gerek yok, insanları hiddetlendirmek için.
Diyeceksiniz ki, "Zaten hareketin esası, taraftarı ve rakibi sinirlendirmek." İşte tam da bu yüzden, FIFA bir karar alsın ve yasaklasın bunu. İlk işim FIFA'ya konuyla ilgili bir mail atmak olacak.
Mümkünse yasaklansın, yapanlar futboldan uzak dursun. Bedduaya kadar gider bu söyleyeyim. Gerek yok, Arsenal'i de Arshavin'i de severim, kırmayalım birbirimizi.
İtiraf: Evet kabul ediyorum; Tuncay Şanlı, Gökhan Gönül, genç Semih sürekli bu hareketi yaptığından antipatiyi buradan kapmış olabilirim.
Ne kalleşsin be ölüm...
Türkiye'nin büyük değerlerinden biri daha sessiz sedasız ayrıldı aramızdan. İletişim duayeni, güzel insan Profesör Ünsal Oskay yaşamını yitirdi.
Her ölüm zamansız, her ölüm kalleştir; yine öyle oldu...
Fotoğraf: www.ugurbektas.com