Darbe isteyen Gine'ye gitsin



Bu ülkede, kendisinin sol düşünceyi benimsediğini öne süren bir grubun, darbe hevesiyle yanıp tutuşması anlaşılabilir bir durum değil. Anılarda, hafızalarda 1960, 1971 ve 1980 darbeleri hâlâ sımsıcak bir biçimde dururken, bu insanların darbeyi açık açık istemesi, tek kelimeyle aptallık.

Neresinden baksan, neresinden tutsan elinde kalır cinsten. Kendisine, aydınım diyen insanlar Genelkurmay Başkanı'ndan medet umuyor, daha da ötesi, göreve çağırıyor. Önüne geleni asacağını ilan eden, açık ve net biçimde Kürt düşmanlığı yapan, buram buram faşizan çizgide milliyetçilik kokan bu dergi ve bu dergi ertafında toplananlar, sanıyorum 'sol'un ne demek olduğu hakkında bir fikri yok.

Jakobenizm kokan bu grubun, bilmediği şeyse, temellerini işçi sınıfından almayan hiçbir sol grubun dünyada barınamadığıdır. Yazık ki, bu ülkede kendilerine 'sol' ibaresi yapıştıranlar, kendisini alenen faşist ilan edenlerden bile daha faşist çizgidedirler.

Ve en kötüsü de, bu ülkede birilerinin halen darbeden medet umması, darbe özlemi içinde bulunması ve darbeyi basbas çağırması.

Bu güruh eğer çok fazla darbe özlemi içindeyse, kendilerine önerim, bir Afrika ülkesine gidip (Mesela Gine olabilir. Taze darbe yaşandı) orada yaşamaları.

Maradona'yı farklı kılan neydi?


Her yerde Henry'ye nefret kusulmuş. İyi de, bu hareketin, -ben de dahil- herkesin hayran olduğu ve taptığı Maradona'nın yaptığından farkı neydi? Henry, İrlanda'yı 2010 kapısından döndürürken, Maradona İngiltere'nin 20 yıl sonra bir Dünya Kupası almasını engelledi belki de.

İki hareket arasındaki fark ne? Bu kadar eleştirip, nefret kusan biri mantıklı bir açıklama getirirse sevinirim.

Kimse yanlış anlamasın, emek hırsızlığı renk, isim gözetmez, herkes için aynıdır. Ama Maradona'yı farklı kılan neydi? İsmi mi, yoksa 'Tanrı'nın eli' diyerek, olayı sempatikleştirmesi mi?