Avrupa'da az sayıda oynayan 'Bizimkiler'den bugün sevindirici haberler vardı.
Bundesliga'da Hamburg'un Nürnberg’i 4-0 yendiği karşılaşmada Tunay Torun, 66. dakikada takımının 3. gölünü atarken, 47. dakikada da, Eljero Elia’nın attığı ilk golün asistini yaptı.
Maçta 77 dakika oyunda kalan Tunay Torun, başarılı performansıyla göz doldurdu.
Muhtemelen bilmeyen kalmamıştır, Tuncay Şanlı da, Stoke City'nin, Wigan'la 2-2 berabere kaldığı maçta bir gol atarak, bu sene Premier Lig'deki ilk golünü attı.
12 Aralık 2009
Ah neler hissediyorum bir bilsen!
2010 yılını Ocak ayında Turkcell Süper Lig'in yayın ihalesi yapılacak. Minimum 300 ila 450 milyon dolar arasında alıcı bulması bekleniyor maç yayınlarının.
Fiyatı ne kadardır, kime gider, kime gitmesi gerekir bunlar ayrı tartışma konusu. Gecenin bu saatinde beni yazmaya iten şey bambaşka. Lig TV'de biraz önce Antalyaspor-Galatasaray maçının ardından yapılan röportajları izledim. Tek kelimeyle 'içim acıdı.'
Soru-Muhabir: Evet teknik direktör Rijkaard'a sorar mısın, maç 2-0'dan 3-2'ye gelince neler hissetti?
Soru-Muhabir: Kewell galibiyet golünü attı, o an neler hissetti?
Soru-Muhabir: Hocam (Mehmet Özdilek) maç 2-0'dan 3-2'ye gelince neler hissetiniz acaba?
Soru-Muhabir: Orhan Ak, ilk golü sen attın, neler hissettin?
Soru-Muhabir: Elano beraberlik golünü attı, neler hissetti?
Onbinlerce insan, bu ülkenin hayat standartlarının üstünde para verip bu maçları izlemek için para veriyor. Milyonlarca insan, bu yayınları izliyor ama reva görülen muhabir, Bahri Havadır.
Merak içindeyim, acaba kendisi işini gerçekten yapabildiğini düşünüyor mu? Ya da bu işle ilgili bir kabiliyeti olduğunu sanıyor mu? Sorulabilecek tek soru "Ne hissettin midir?" Başka soru sorulamaz mı? Futbolcuların oynadığı 90 dakikalık maçta sadece hisleri mi soru konusudur?
Yani bir iş ancak bu kadar rezil ve pespaye biçimde yapılır. Önünde koskoca 90 dakika var, sadece 5 dakika düşünsen, akıl-zekâ süzgecinden geçirsen sorulabilecek onlarca şeyin olduğunu anlar insan.
İnsanlarla dalga geçmeyi, işi rutine bindirmeyi bırakın gözünüzü seveyim, işinizi doğru düzgün yapmak için çabalayın yeter. Lafa gelince Türkiye'nin en iyi ekibi oluyor. Bu sorularla mı olacak?
Lütfen herkes sadece kendi bildiği işi yapsın, bildiğini sandığı işi değil.
Onu bırak da Bahri, o soruları sorarken, sen neler hissediyorsun?
Son not: Kendisini muhabir ya da gazeteci sanan bu insanın daha önce taraftar sitelerinden birebir olarak copy-paste (kopyala-yapıştır) yaptığı da bakidir. Ve sanki hiç olmamış gibi davranmıştır.
Fiyatı ne kadardır, kime gider, kime gitmesi gerekir bunlar ayrı tartışma konusu. Gecenin bu saatinde beni yazmaya iten şey bambaşka. Lig TV'de biraz önce Antalyaspor-Galatasaray maçının ardından yapılan röportajları izledim. Tek kelimeyle 'içim acıdı.'
Soru-Muhabir: Evet teknik direktör Rijkaard'a sorar mısın, maç 2-0'dan 3-2'ye gelince neler hissetti?
Soru-Muhabir: Kewell galibiyet golünü attı, o an neler hissetti?
Soru-Muhabir: Hocam (Mehmet Özdilek) maç 2-0'dan 3-2'ye gelince neler hissetiniz acaba?
Soru-Muhabir: Orhan Ak, ilk golü sen attın, neler hissettin?
Soru-Muhabir: Elano beraberlik golünü attı, neler hissetti?
Onbinlerce insan, bu ülkenin hayat standartlarının üstünde para verip bu maçları izlemek için para veriyor. Milyonlarca insan, bu yayınları izliyor ama reva görülen muhabir, Bahri Havadır.
Merak içindeyim, acaba kendisi işini gerçekten yapabildiğini düşünüyor mu? Ya da bu işle ilgili bir kabiliyeti olduğunu sanıyor mu? Sorulabilecek tek soru "Ne hissettin midir?" Başka soru sorulamaz mı? Futbolcuların oynadığı 90 dakikalık maçta sadece hisleri mi soru konusudur?
Yani bir iş ancak bu kadar rezil ve pespaye biçimde yapılır. Önünde koskoca 90 dakika var, sadece 5 dakika düşünsen, akıl-zekâ süzgecinden geçirsen sorulabilecek onlarca şeyin olduğunu anlar insan.
İnsanlarla dalga geçmeyi, işi rutine bindirmeyi bırakın gözünüzü seveyim, işinizi doğru düzgün yapmak için çabalayın yeter. Lafa gelince Türkiye'nin en iyi ekibi oluyor. Bu sorularla mı olacak?
Lütfen herkes sadece kendi bildiği işi yapsın, bildiğini sandığı işi değil.
Onu bırak da Bahri, o soruları sorarken, sen neler hissediyorsun?
Son not: Kendisini muhabir ya da gazeteci sanan bu insanın daha önce taraftar sitelerinden birebir olarak copy-paste (kopyala-yapıştır) yaptığı da bakidir. Ve sanki hiç olmamış gibi davranmıştır.