24 Aralık 2009

Bu t-shirt'ü Arda giyseydi


Atılacak olası haber başlıkları...

"Gençleri intihara sürüklüyor"

"Dikkatsiz Arda"

"Arda, eski Arda değil"

"Kaptanlığı taşıyamadı"

"Bu kadarına da pes!"

.............

Yırtın kıçınızı yırtın, Arda'dan Cristiano Ronaldo yaratmaya çabalayın.

Cüneyt Gökçer efsanesi

Dün akşam Galatasaray-Trabzonspor maçı sonrası almıştım öldüğü haberini. Cidden kötü oldum. Türk tiyatrosunun yaşayan en büyük efsanelerinden biriydi çünkü. Neler yaptığını, geride neleri bıraktığını görünce insan daha bir üzülüyor. Bilmeyenler öğrensin...

Bu ülkede, skandallarla, dangalaklıklarla hatırlanan insanlar dışında, böylesi harika işlerle anılan insanlar olduğunu da unutmamak gerekir.

ROL ALDIĞI ESERLER

Otelci Kadın (Goldoni) 1941, Antigone (Sophokles) 1941, Julius Caesar (Shakespeare) 1942, Kral Oidipus (Sophokles) 1943, Asker Saadeti (G. E. Lessing) 1943, Kibarlık Budalası (Moliére) 1944, Yanlışlıklar Komedyası (Shakespeare) 1945, Bizim Şehir (Wilder) 1945, Anasının Kuzusu (Fonvizin) 1946, Faust (Goethe) 1946, Köşebaşı (A. K. Tecer) 1947, Size Öyle Geliyorsa Öyledir (Pirandello) 1948, Paydos (C.F. Başkurt) 1948, Onikinci Gece (Shakespeare) 1948, Eskisi Gibi Eskisinden Üstün (Pirandello) 1949, Faust (Goethe) 1949, Peer Gynt (Ibsen) 1950, Altı Şahıs Yazarını Arıyor (Pirandello) 1950, Hamlet ((Shakespeare) 1950, Eski Şarkı (R.N. Güntekin) 1951, Cyrano De Bergerac (Rostand) 1952, Köşebaşı (A. K. Tecer) 1952, Bir Yaz Gecesi ((Shakespeare) 1952, Fatih (N. Kurşunlu) 1953, Maria Stuart (j. C. F. Schiller) 1953, Çayhane (J. Patrick) 1955, Şatoya Davet (J. Anouilh) 1955, Ruhlar Gelirse (Coward) 1955, Kral Oidipus (Sophokles) 1959, Don Juan (Moliére) 1963, Kiss Me Kate (Sam Bela Spaweach) 1963, Vanya Dayı (Cheov) 1965, My Fair Lady (Alan Jay Lerner) 1967, IV. Henri (Pirandello) 1968, Damdaki Kemancı (Shetdon Harnıcı, Joseph Stain) 1969, IV. Murat (t. Oflazoğlu) 1970, Mançalı Don Kişot (Cervantes) 1971, Bejket (Anouilh) 1972, Hastalık Hastası (Moliére) 1973, Kral Lear (Shakespeare) 1981, Damdaki Kemancı (Shetdon Harnıcı, Joseph Stain).

ROL ALDIĞI VE SAHNEYE KOYDUĞU ESERLER

Gelin (Zola) 1954, Keçiler Adası (Betti) 1954, Tanrılar ve İnsanlar (O. Asena) 1954, Onikinci Gece (Shakespeare) 1955, IV. Henri (Pirandello) 1956, Bir Yastıkta (Hartog) 1956, Su Kızı (Giraudoux) 1957, Anna Frank’ın Hatıra Defteri (Godrich, Hackett) 1957, Onikinci Gece (Shakespeare) 1958, Kral Lear (Shakespeare) 1958, Hamlet (Shakespeare) 1961, Onikinci Gece (Shakespeare) 1964-Paris, Julius Caesar (Shakespeare) 1964.

SAHNEYE KOYDUĞU ESERLER

Şamdancı (A. De Mussed) 1948, Hekimliğin Zaferi (Romains) 1949, Hile ve Sevgi (Schiller) 1950, Miras (James) 1955, Derin Mavi Deniz (Rattigan) 1953, Tilki (Johnson) 1955, Trafik Cezası (Paulo) 1956, Tahta Çanaklar (Morris) 1956, Çöpçatan (Wilder) 1957, Cadı Kazanı (Miller) 1958, Cephede Piknik (Arabal) 1960, Gergedan (Ionesco) 1960, Andora (Frisch) 1962, Kireçli Bahçe (Bagnold) 1966, Küskünler Kahvesi (Cullers) 1966, Cadı Kazanı (Miller) 1970, Andora (Frisch) 1972, Bağdat Hatun (G. Dilmen) 1974, Tarla Kuşuydu Juliet (Kishon) 1976, Kim Korkar Hain Kurttan (Albee) 1987, Ustalar Sınıfı-Maria Callas (Terence Mc Nally) 1997.

SAHNEYE KOYDUĞU OPERALAR

Salome (R. Strauss) 1959, Van Gogh (Nevit Kodallı) 1974/1985, Romeo-Juliet (C. Gounod) 1975, Midasın Kulakları (F. Tüzün) 1977/1988/1993, Gılgameş (Nevit Kodallı) 1978, Nasrettin Hoca (S. Kalender) 1979/1983, IV. Murat (O. Demiriş) 1979/1983, La Boheme (G. Puccini) 1988, Gülbahar (Ç. Işıközlü) 1988, Yusuf ile Züleyha (O. Demiriş) 1989, Madame Butterfly (G. Puccini) 1992, Damdaki Kemancı (Jerr Bock)1991, Dudaktan Kalbe (Ç. Işıközlü) 1997.

ROL ALDIĞI FİLMLER

1951 yılında Cahide Sonku ile Vatan ve Namık kemal adlı ilk film çalışmasını gerçekleştirir. Bu ilk filmi, daha sonra diğerleri izler: Akdeniz Fatihi (Barbaros Hayrettin) 1951, Lale Devri 1951, Kaldırım Çiçeği 1953, Nilgün 1954, İlahi Davet, Mevlana, Yaprak Dökümü 1966, Sinekli Bakkal, 501 Numaralı Hücre 1967, Damdaki kemancı, Mektup 1997, Hz. Ömer’in adaleti, Hacı Bektaş-ı Veli.

Ancak Türkiye'de olur!

Yer: Şanlıurfa
Fotoğraf: Gerçek

Böylesi ancak Türkiye'de olur cidden. İlk bakıldığında, şöyle hafiften gülümsüyorsun. Bir Renault'un içinde 13 kişi var. Sadece bagajda 4 çocuk var.

Dedim ya, ilk baktığında gülüyorsun diye ama bir saniye duraksayıp düşündüğünde "Ne oluyoruz ya" demekten alamıyor, insan kendisini.

Hakikaten, hangi devirdeyiz, kendi evladına köpeğin yavrusuna bile yapmayacağı bir davranışta bulunmak nasıl bir insanlıktır? Bu kadar cahillik, bu kadar aptallık, hangi izana sığar?

Zamanın birinde aptalın teki "Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir olmamalı" demişti, Türkiye yerinden oynamıştı. An geliyor, hak veriyorum. Aynı havayı soluyoruz bu davranışı sergileyenlerle, aynı gökyüzüne bakıyoruz, aynı sokaklarda yürüyoruz.

Bu kadar cahil bırakılan bir halkın, verdiği kararların sonuçlarına hepimiz katlanıyoruz. Yemin ediyorum içim bunaldı....