Niye bilmiyorum iki gündür işyerinden blogger'a giremiyorum. Böyle mal proxy sitelerden cebelleşmek de istemediğimden iki çift yazamıyorum.
Dünkü Fenerbahçe maçı sonrası etrafı ölüm sessizliği kaplamış gibi sanki. Kimse konuşmuyor, kimse futbolla ilgili yorumda bulunmuyor. Böyle oluyor demek ki.
Her neyse, an itibariyle Meriç geldi aklıma. O mümtaz insan, şahane kişilik, futbol bilgini, gazeteciliğin yüz akı, o sevimli pembe yanaklı kahraman yani. Nerede, ne yapıyor acaba? Kafasında hangi tilkileri dolaştırıyor ve hiçbirinin kuyruklarını birbirine değdirmiyor.
Bugün, yarın bilemedin cumaya kadar kendisinden bir şahaser bekliyorum. Tam böyle zamanlarda ortaya çıkıyor, gizli kahraman Meriç. Nasıl da özlemişim kelimelerini, cümlelerini; o engin futbol bilgisiyle karşılaştırmalar yapmasını.
Meriçim, hadi aslanım, bekliyor seni herkes. Bak bugün 70 milyon dolarlık anlaşma da yaptı Galatasaray. Tam senlik konu. Sardır da, sardır unuttur sahibine yenilgileri, beraberlikleri.
Olmuyor böyle, sensiz tadımız tudumuz kalmadı.
Üzgünüm fotoğraf koyamıyorum bu proxy sitelerden girince. Ama eve gidince konuyla ilintili bir fotoğrafı mutlaka koyacağım sayfaya.
Hadi ama Meriççç, bekletme bizi daha fazla.
23 Şubat 2010
Değmeyeceğini anlayacaksın
29 yaşındaki adama yapılan muamelenin fotoğrafıdır bu. Türkiye'deki egemen futbol anlayışının bir yansıması, başka bir deyişle.
Geldiği gün havalaanında kuyruk olup bekleyen adamlar belki de bugün bu genç adamın gözyaşı dökmesine neden oluyor. 13 hafta var, eder 39 puan. Kaybedilmiş ne var? Hiçbir şey yok. Sezon sonu şampiyon olduğunda atlarsın Güiza'nın boynuna, unuttursun kendi hesabında. Yaşadığı o buhranın izlerini silebilecekmiş gibi. Ama bunu anlatmak mesele, o boş beyinlere.
Aslında Türkiye fotoğrafı bu, sadece Fenerbahçe'ye özel bir durum değil. Galatasaray'da ya da Beşiktaş'ta yaşanması muhtemel ya da yaşanmış olaylar. Hagi'ye küfretmedi mi Galatasaray taraftarı. Ya da bir başkasına s*ktiri çekmedi mi?
İspanya gol kralı apoletiyle geldiği ülkeden, o apoletlerin futbol vandalları tarafından paramparça edilme isteğine şahit olduk.
Suçlu kim? Şimdi yazıyı okuyan vatandaş suçlu, yazıyı yazan vatandaş suçlu. Sen, ben, hepimiz aynı yere pisliyoruz, en nihayetinde.
Şimdi bu adamın gözyaşlarının nedeni gol kaçırması mı? 10 gün önce Bursa'da attığı golde, bugün yuhalayanlar ayağa zıplamadı mı? Nedir sorun? Sorun büyük, sorun Türkiye'de yaratılan ortam.
İçi boş 321 milyon dolarlık futbolumuzun, değil 321 milyon dolar, 321 katrilyon dolar olsa görüntüsünün değişmeyeceği çok açık. Parayla, pulla futbolun kalitesinin artacağını düşünen beyinler, 29 yaşındaki bu genç adamın gözyaşlarının müsebbibidir.
Bugün Güiza'yı bu duruma sokanlar, başka bir gün Sivas'ta insanlar yakılırken alkış tuttu, cinayete kurban giden bir gazetecinin ölümüne sessiz kaldı. Daha sayayım mı, daha artırayım mı örnekleri.
'Çirkinleştik, çok hem de' diyordum hep ama bu çirkinlik filan değil. Düpedüz insanlıktan çıkmak. 20 yıl önce, kimsenin kurucusuna, kız arkadaşına, efsane oyuncusuna ana-avrat küfür etmiyorduk. Ama senin Başbakan'ın 'yalama' derse, tribündeki adam da ana-avrat söver. Niye şaşırıyoruz ki buna?
Dün Kezman, bugün Güiza, yarın emin olun Alex'tir küfür sırası.
Milyonların izlediği bir maçta, gözyaşı dökmek ciddi bir birikim eseridir. Çok atmışsın içine be Güiza. Git, kurtar kendini bizim gibi vahşilerin arasına. Değmez, inan değmez.
Yarın antrenmana gidilir baklava verilir emin olun, ağzımız tatlansın hesabı. Adamın 2 yıldır ağzına sıçtınız, biraz da ağzını tatlandırın, değil mi?