20 Mart 2010
Formanı sevsinler güzel Kekom
Daha 10 gün önce gözyaşları içinde deprem enkazında annesini arıyordu, ağlaya ağlaya.
Şimdi Galatasaray uçağında, yüzünde gülücükler. Çocuk olmak çok güzel şey, hep öyle kalabilsek keşke. Çıkarsız, kin gütmeden, sevgi dolu.
Üstünden düşen formanı sevsinler. Çok yaşa sen Kekom...
Galatasaray Kulübü'ne de teşekkürler..
Yalan haber üretme merkezleri
Sabık internet portalı milliyet'i biraz önce açtım ve sırasıyla "Baros'a dev teklif", "İşte evlen baskısının sırrı", "Franco gidiyor, O geliyor", "Umudu Gökhan'ın eşi", "Uçmayı bilmiyorsan tribinde işin ne?" ve "Rijkaard'a dev teklif" gibi birbirinden eşsiz, birbirinden nadide haberlerle karşılaştım.
Tabii insan sorgulamadan edemiyor; bu haberlerin tam da Trabzonspor ve Fenerbahçe maçlarından önce çıkmasını. Neden, niye gibi sorularla aslında kafamın meşgul olmaması gerekiyor.
Çünkü yapılmak istenenin, yapılmaya çalışılanın, herhangi bir tökezleme öncesine denk getirilmesinin, şark kurnazlığı mantığıyla hareket edildiğini zaten biliyorum.
Yaşları 20 ila 25 arasında değişen, gazetecilikle uzaktan yakından hiçbir bağları olmayan, kendilerine gelen DHA mailleri ile birlikte AA'dan aldıkları tüm haberlerin, noktasına virgülüne bile dokunmadan kopyala-yapıştır yaptıklarını gayet iyi biliyorum.
Daha önce pek çok kez, internet gazeteciliğiyle ilgili birkaç kelime yazmıştım. Türkiye'de bu işin ne kadar pespaye bir biçimde yapıldığını, verdikleri minimum maaşla, kendilerine "Ben gazeteciyim" diyen ama Control+C ve Control+V'den başka bir şey bilmeyen insanları çalıştırdıklarını söylemiştim.
Neyse, aslında bu değil söylemeye çalıştığım. Medyanın benzer reflekslerine o kadar sık rastladık ki, artık rutine döndü bu iş. Ancak haklarını da yememek lazım ki, haber sallama konusunda kendilerini aşıyorlar. Artık iyiden iyiye ailesel konulara merak sardılar.
Keita hunharca ve gaddarca bir biçimde eşini dövüyor; Servet kendisine iş arıyor; Barış'ın babası 16'lık kızla evlen baskısı yapıyor; Jo, evini geneleve çevirmiş çılgınca sevişiyor...
Bu haberlerin dozunun az olduğunu düşünüyorum. Misal, "Neill'ı tek kesmiyor gruba döndü", "Eşi İstanbul'a yerleşmeyen Kewell, kendine harem kurdu", "Keita eşinin üstünde takla atıyor", "Sabri'ye aile kızı", "Servet'e müjde, Gökhan Zan'ın eşi adayları belirledi" türünden daha uçuk, daha zekâ sınırlarını zorlayan haberler verilmeli.
Zaten, sayfanda seks olmadan haber vermiyorsun. Ehh, bu ülkede futbol satan bir malzeme, seks zaten vazgeçilmez unsur. O zaman ne yapacaksın? Tabii ki, seks ve futbolu birleştirip, ikisi bir arada lezzetinde haberler sunacaksın.
Millet, sağda-solda 'Galatasaray lobisi', 'Galatasaray medyası' diye yazıpdursun, bu ülkede son 16 dakikada kazanılan şampiyonlukta kaç spor müdürünün bir gün öncesinden sayfa hazırladığını, "Lanet olsun" deyip, o hazırladıkları sayfaları gözyaşları içinde devirdiklerini gayet iyi biliyorum.
Bu ülkenin internet medyasının iyiden iyiye gözden geçirilmesi gerekir. Hatta tümden lağvedilip yeni baştan inşa edilmeli. Okuyoruz işte bir dolu blog, artık 'en kabadayı' haber portalından daha iyi haber verir durumda.
Komik ve gülünç duruma düşmekten öte insanların sinir katsayıları ile oynamak ve bu mesleğin itibarını altüst emekten başka hiçbir işe yaramayanlara selam olsun...
Haa, ama bu kadar insan ısrarla okumaya devam ediyorsa da, bir noktadan sonra alan memnun satan memnun durumuna geliyor. Okumazsan, daha iyi olması için zorlarsan eşek gibi değişirler.
Yazının başına gelecek olursam, tam da Trabzonspor ve Fenerbahçe maçları öncesinde işin cılkı çıkartılmaya başlandı. Fenerbahçe maçına doğru sınırlar daha da zorlanır, hele de Trabzon'dan mağlubiyet çıkarsa...
Tabii insan sorgulamadan edemiyor; bu haberlerin tam da Trabzonspor ve Fenerbahçe maçlarından önce çıkmasını. Neden, niye gibi sorularla aslında kafamın meşgul olmaması gerekiyor.
Çünkü yapılmak istenenin, yapılmaya çalışılanın, herhangi bir tökezleme öncesine denk getirilmesinin, şark kurnazlığı mantığıyla hareket edildiğini zaten biliyorum.
Yaşları 20 ila 25 arasında değişen, gazetecilikle uzaktan yakından hiçbir bağları olmayan, kendilerine gelen DHA mailleri ile birlikte AA'dan aldıkları tüm haberlerin, noktasına virgülüne bile dokunmadan kopyala-yapıştır yaptıklarını gayet iyi biliyorum.
Daha önce pek çok kez, internet gazeteciliğiyle ilgili birkaç kelime yazmıştım. Türkiye'de bu işin ne kadar pespaye bir biçimde yapıldığını, verdikleri minimum maaşla, kendilerine "Ben gazeteciyim" diyen ama Control+C ve Control+V'den başka bir şey bilmeyen insanları çalıştırdıklarını söylemiştim.
Neyse, aslında bu değil söylemeye çalıştığım. Medyanın benzer reflekslerine o kadar sık rastladık ki, artık rutine döndü bu iş. Ancak haklarını da yememek lazım ki, haber sallama konusunda kendilerini aşıyorlar. Artık iyiden iyiye ailesel konulara merak sardılar.
Keita hunharca ve gaddarca bir biçimde eşini dövüyor; Servet kendisine iş arıyor; Barış'ın babası 16'lık kızla evlen baskısı yapıyor; Jo, evini geneleve çevirmiş çılgınca sevişiyor...
Bu haberlerin dozunun az olduğunu düşünüyorum. Misal, "Neill'ı tek kesmiyor gruba döndü", "Eşi İstanbul'a yerleşmeyen Kewell, kendine harem kurdu", "Keita eşinin üstünde takla atıyor", "Sabri'ye aile kızı", "Servet'e müjde, Gökhan Zan'ın eşi adayları belirledi" türünden daha uçuk, daha zekâ sınırlarını zorlayan haberler verilmeli.
Zaten, sayfanda seks olmadan haber vermiyorsun. Ehh, bu ülkede futbol satan bir malzeme, seks zaten vazgeçilmez unsur. O zaman ne yapacaksın? Tabii ki, seks ve futbolu birleştirip, ikisi bir arada lezzetinde haberler sunacaksın.
Millet, sağda-solda 'Galatasaray lobisi', 'Galatasaray medyası' diye yazıpdursun, bu ülkede son 16 dakikada kazanılan şampiyonlukta kaç spor müdürünün bir gün öncesinden sayfa hazırladığını, "Lanet olsun" deyip, o hazırladıkları sayfaları gözyaşları içinde devirdiklerini gayet iyi biliyorum.
Bu ülkenin internet medyasının iyiden iyiye gözden geçirilmesi gerekir. Hatta tümden lağvedilip yeni baştan inşa edilmeli. Okuyoruz işte bir dolu blog, artık 'en kabadayı' haber portalından daha iyi haber verir durumda.
Komik ve gülünç duruma düşmekten öte insanların sinir katsayıları ile oynamak ve bu mesleğin itibarını altüst emekten başka hiçbir işe yaramayanlara selam olsun...
Haa, ama bu kadar insan ısrarla okumaya devam ediyorsa da, bir noktadan sonra alan memnun satan memnun durumuna geliyor. Okumazsan, daha iyi olması için zorlarsan eşek gibi değişirler.
Yazının başına gelecek olursam, tam da Trabzonspor ve Fenerbahçe maçları öncesinde işin cılkı çıkartılmaya başlandı. Fenerbahçe maçına doğru sınırlar daha da zorlanır, hele de Trabzon'dan mağlubiyet çıkarsa...