30 Mayıs 2010
Motor bir karının düşündürdükleri...
Şu meşhur 'motor' tipli, kadın holigan Demet Karabulut, Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker final serisinde görüntüye geldi kısa bir an için.
10 bin kişiyi tahrik ettikten sonra "6 ay basketbol maçlarına gitmeme" cezası sanıyorum ki bitmiş olmalı.
Gerçekten imtiyazlılar bu ülkede Fenerbahçeliler. İnsanları galeyana getirip sadece ve sadece 6 ay -o da sadece basketbol maçları için- ceza alıyorsun, sonra hiçbir şey olmamış gibi yeniden basketbol maçına gidiyorsun.
Geçen yılki Efes Pilsen-Fenerbahçe serisinin son maçında yaşananlar, halen hafızamda. Salona onlarca kişi girmiş ve Efes Pilsenli oyuncuları lince kadar gitmişlerdi. Yanılmıyorsam sadece 5 maç ceza verilmişti.
Sonra bu sezon stat yakıp, sağa-sola kudurmuş köpek gibi saldırdıktan sonra verilen 2 maç ceza aklıma geliyor.
Bu ülkede bu kadar ağlayıp "Abi herkes bize karşı" deyip, ardından bu kadar imtiyaza sahip olmak, kolay olmasa gerek.
Hayır, inanarak mı söylüyorlar bunu yoksa laf olsun diye mi, bilmiyorum. Ama inanarak söylüyorlarsa, zekâlarına karşı ciddi şüphe oluşacak bende.
Ali Sami Yen'deki o 'sulu' utanç akşamından sonra verilen cezanın, sonuna kadar doğru olduğunu düşündüm hep.
Yani demek oluyor ki; kundakçılık ve linç yapılabilir ve mazur görülebilir bir durum. Ancak sahaya su atmak kesinlikle ve kesinlikle büyük tehlike arzeden bir hadise. Hoş, linç ve yangın deyince insanın aklına Çorum, Maraş, Sivas olayları geliyor ki; yapanlar ya hiç yargılanmadı bile ya da hepsi ortalarda elini kolunu salllaya sallaya geziyor. Bir nevi ülke kültürü...
Fakat demek ki, Trabzonspor maçından sonra verilen ceza daha çok psikolojik etkenlerle verilmiş. Bu işleri yapanları holigan olarak değil de 'Piromani*' hastası olarak değerlendirmiş olsalar gerek. Yoksa verilen cezalardaki çifte standardın başka bir açıklaması olmasa gerek.
Ya unutmadan, bu motor abla maçlara girebiliyor, peki Alen girebiliyor mu?
*Piromani: İstekli ve kasıtlı olarak yangın çıkartan hastaların tıbbi ismi.