1 Temmuz 2010
Fuck off Pele
Pele: Maradona iyi bir teknik direktör değil. Çünkü tuhaf bir hayat tarzı oldu ve bu nedenle iyi bir takım oluşturması zor.
Belaltı vurmuş, daha önce de yapmıştı, yine yapmış. İyice kabak tadı vermeye başladı bu açıklamalar. Kişisel çekişmelerini sürekli medya önünde malzeme yapmak, başlı başına aşağılık bir tavır.
Buna bir de, "yaşam tarzı" gibi bel altı darbelen eklenince, iyice boktan bir durum halini alıyor.
Klasik gündemde kalma çabaları bunlar. Maradona, o ya da bu biçimde dünyada her zaman gündem olmayı başarmış durumda. Pele'nin gündemde kalma çabası ise sadece Maradona üstünden oluyor.
Zaten sevmediğim bir adamdır. Bürokrat tipli Pele'dense, yüz bin kere halka yakın Maradona'yı tercih ederim.
Fuck off Pele...
Aptal deryasına atılan kulaçlar
Stoch: Fenerbahçe taraftarının çok tutkulu olduğunu duymuştum. Bunu Hollanda’da yaşadım.
Bu taraftarlar bulunduğu her ortamı rakipler için cehenneme çevirecek kapasitede. Fenerbahçe’nin parçası olabilmek benim için büyük bir gurur.
Caner Erkin: Galatasaray’dan ben ayrılmak istedim. Fenerbahçe’de oynamak istedim ve zaten bu yüzden buradayım. Galatasaray’da oynarken de, geçmişte de Fenerbahçe taraftarı olduğumu açıkladım. Ben gerçekten Fenerbahçeliyim.
Eski defterleri açmaya gerek yok Caner konusunda. Daha ilk transfer olduğu gün "İçime sinmedi" diye yazmıştım.
Eyvallah, transfer oldunuz ama ne gerek var bunlara. Daha 3 ay önce "Galatasaraylı Caner olarak anılmak" istiyordun ya.
Türkiye'de şu 'seyirci yalakalığı' kırılmalı acilen. Kimsenin Galatasaraylılığı, Fenerbahçeliliği ya da Bursasporluluğu'nu ölçen bir cihaz yok. Kaldı ki, beni bir taraftar olarak ilgilendirmiyor, futbolcunun hangi takımu tuttuğu.
Ben şimdi bir kurumda çalışıyorum. Buraya aşık mıyım? Değilim tabii ki. Ama emeğimi satarak, para kazanıyorum. Futbolcular da emeği karşılığında bir ücret alıyorlar. Buraya kadar her şey gayet iyi ve düzgünken, sen çıkıp niye böyle embesilce açıklamalar yaparsın ki.
Sorun Caner ya da Stoch değil. Galatasaray'a gelen de, Beşiktaş'a gelen de benzer cümleleri kuruyor.
Dünyanın en sığ futbol ülkelerinden biriyiz şu açılardan. Gelen her adamı binlerce kişi karşılar, futbolcu bayrak öper seyirci mest olur, bir maç oynadı mı kral yapılır, bir maçta adam asarız.
Bu adamların hemen hepsinin önce beyinsel gelişimlerini tamamlamış olması gerekiyor. Yoksa bir Dünya Kupası'nda yarı final görüp, sonraki kupaları evden izlemeye devam ederiz. Nietzsche, Sartre, Erasmus, Descartes okumalarını beklemiyorum da, biraz da kendilerini geliştirsinler, şu aptalca açıklamaları yapmaktan vazgeçerler belki.
Hayır, merak ettiğim şey, bu sözleri duyup mest olan gerizekâlı kaldı mı acaba? Kalmış olması lazım ki, şark kurnazları bu cümleleri sarf ediyor.
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz hakikaten. Yöneteni aptal, halkı aptal, futbolcusu aptal, yöneticisi aptal. Biz de, aptal deryasına kulaç açmışız, yavaş yavaş ilerliyoruz...