2 Temmuz 2010
Tarihle yüzleşme vakti
Bu coğrafyanın sınırları dahilinde pek çok acı yaşanmıştır, tarihe pek çok kirli sayfa not düşülmüştür. Ancak 2 Temmuz 1993 bu kirli sayfaların en vahşet kokanlarından biridir.
2 Temmuz 1993'te sadece 33 beden yakılmamıştır aynı zamanda bu ülkenin vicdanı, insanlığı, geleceği da yakılmıştır.
Ortaçağda bile eşine rastlanmayan bir biçimde insanları diri diri yakanlardan, zafer çığlıkları atan binlerce insandan, bu toplumun hâlâ hesap soramaması, 17 yıldan bu yana 73 milyon insanın ayıbı olarak süregeliyor.
Dönemin Adalet Bakanı'nın sorumlulara avukatlık yapması, dönemin başbakanının "Neyse ki, orada bulunan vatandaşlarımıza zarar gelmemiştir" demesi, dönemin siyasi iktidar ortaklarından kendini sosyal demokrat sayanların bu işin peşine düşememesi, insanların yandığı yerin kebapçı yapılması, toplumun tepki göstermemesi v.s. v.s., bunların hepsi Cumhuriyet tarihinin utancıdır.
Benim, bu ülke insanından nefret etmeye başladığım tarih olmuştur 2 Temmuz 1993. O tarihten bu yana yaşananlar, bu nefreti körüklemekten başka bir şeye yaramadı.
Bugün geldiğimiz noktada, halen Alevilere zorunlu din dersi uygulaması yapılmakta, Alevi vatandaşların vergilerinin Diyanet İşleri'ne gitmesi, Alevi köylerine sabır imtihan eder gibi camiler yapılması, Cemevlerine ibadethane yerine sanki bir eğlence mekânı gözüyle bakılması, devletin yanan bedenlerle dalga geçtiğinin bir göstergesidir.
Her ne kadar Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğu savunuluyor olsa da, bu ülkede kendinden olmayanlara karşı yürütülen sistematik saldırılar hiç bitmedi.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, Sivas'ta bedenleri yakılırken, dışarıda zevk çığlıkları atan zihniyetin ta kendisidir.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, dün TİP'li gençlerin boğulmasına alkış tutanlardır.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, dün Maraş'ta, Malatya'da, Çorum'da Alevi evlerine, Nazi Almanyası'daki gibi beyaz kireçlerle çarpı atanlardır.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, dün 1 Mayıs 1977'de halkın üstüne panzerleri sürenlerdir.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, dün 17 yaşındaki Erdal Eren'in idamında sandalyeye tekme atanlardır.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, dün darbeleri yapanları alkışlayanlardır.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, dün işkencehanelerde yaşananları görmezden gelenlerdir.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, dün Beyoğlu'nda Ermenilerin Rumların evlerini yağmalayanlardır, kadınlarına kızlarına tecavüz edenlerdir.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, dün Kubilay'ı arkadan vurup, kafasını diğere geçirenlerdir.
Bugün mazlum edebiyatıyla ortalığı yangın yerine çevirenler, ırkçı-faşist-şeriatçı birlikteliği kurup, uygulayanlardır.
Bu halk artık tarihiyle yüzleşmelidir. Tarihimizle, utançlarımızla, yaşadığımız ve yaşattığımız vahşetlerle yüzleşmediğimiz sürece 2 Temmuz 1993 ne ilk ne de son olacaktır.