19 Ağustos 2010
Herkes kendine iyi baksın
Hayatını yazarak kazanan bir adam olarak kesin ve net bir dille söyleyebilirim ki, yazmak ciddi anlamda zahmetli ve disiplin gerektiren bir iş. Bu bloğa yazmaya başladığım ilk günden bu yana bu disiplini elden bırakmamaya çabaladım. Bazı bazı yazmadığım, yorulduğum zamanlar oldu ama yine de, bu bloğu okuyan bir kişi bile olsa, o kişiye karşı saygımı göstermek istedim.
Devamlı takip edenler az-çok bilir. Dilimin sivri, +18 kıvamında olduğunu. Bu açıdan kendime hiçbir zaman sansür uygulamadım. Bazen yazdıklarımı tekrar okuduğumda "Ulan bu çok ağır kaçmış" dediğim ifadelere rastladım ama insan kendisi için yazdığı zaman, dilinin kemiği pek olmuyor. Hele ki, bu ben olunca.
Sanırım ilk olarak Arif'le tanıştım bu blog sayesinde. Sonra başka insanlarla da ara ara konuşmaya başladım. Atilla, Çağrı, Ozan, Ata İsmet, Aslı, Selocan, ksenophanes, Adsız'lar, Görkem aklıma ilk gelen isimler. Unuttuklarım varsa şimdiden özür dilerim.
İnsanın sosyalleşmesi açısından gerçek anlamda iyi bir mecra internet. Tabii ne kadar doğru kullanıldığına bağlı olarak değişiyor. Bu isimlerin hiçbiriyle birebir olarak görüşmedim ama insan olarak doğru insanlar olduğundan da şüphem olmadı.
Aslında bu postu, gerek sürekli takip edenler için gerekse de, kendim için yazıyorum. Uzun zamandır düşündüğüm, bir şeyi artık eylem haline getirmek istiyorum. Gündüz iş koşturmacasının yanında, bloğa verdiğim zamanı da hesap ettiğimde, enerjimin ciddi bir oranını bilgisayar başında harcadığımı fark ettim. Öyle anlar oldu ki, parmaklarımı yazmaktan oynatamaz durumlar yaşadım.
Şimdi tam bulunduğum noktadan baktığım zaman, başka şeyler yazmam gerektiğini düşünmeye başladım. Dediğim gibi, zaten uzun süredir kafamda tasarladığım ancak uygulamak için hep bir neden bularak ertelediğim hadiseyi yazmak istiyorum. Ne yazdığımı, ne olacağını şimdi söylemeyeceğim çünkü buradan aynı zamanda insanlara da bir söz gibi düşünüyorum. Vakti geldiğinde "İşte budur" diyeceğim zaten.
Bloğa hiç yazmayacağım demiyorum. Bunu birkaç kez kendi kendime söylemiş olsam da bir türlü beceremedim. Ancak cidden en fazla ayda bir post yazacağım. Onu da, artık dayanamayacağım bir noktaya geldiğimde yapacağım. Ya da olmadı "Biz küfür edemiyoruz, Meriç ya da Ercan harekete geçti" deyin, oracıkta biterim.
Tabii, bloğun boş kalmasına da gönlüm elvermedi. Bu yüzden sık sık yorumcu olarak gördüğünüz Saunders82, bıraktığım yerden devam edecek. Böylece lucarelli-breitner yaşayan bir yer olarak varlığını sürdürecek.
Evet birbirimizi tanımıyoruz ama kimseyi bilerek kırmak istemedim. Eğer kırdıysam, her birinden özür dilerim. Bakmayın sinirli, asabi, agresif adam imajı altında yavru kedi vardır.
Ben yine blogları takip etmeye, insanlara arada sırada laf atmaya devam edeceğim, onların bloglarında. Ama benden bu kadar, en azından kafamdaki şeyi gerçekleştirene kadar. Bunun için bir süre veremiyorum. 6 ay, 1 yıl ya da 3 yıl sürebilir.
Herkes kendine iyi baksın ve dikkat etsin... Sevenin de sevmeyenin de canı sağolsun...
Not: İtiraf ediyorum, bu sene Trabzonspor şampiyon olsun istiyorum.