2 Eylül 2010
O 35 metre var ya, santimden başlasın metrelere kadar girsin
Şu kulüpte bir tane değer kalmadı, başa geldiklerinden beri. 80 bin dolar maaş alan bir adam için seçilmiş yönetici kurban edilir, hakkında şikeden tutun da komisyon iddialarına kadar artık gözlerden ırak tutulamayacak ne kadar rezillik varsa hepsine adı karışır ve Galatasaray Kulübü Başkanı 'dimdik' bu adamın arkasında durur.
Şimdi son nokta, çocukluk kahramanızım Cevat Prekazi'yi 'paspas' yapmak oldu. Yüz binlerce çocuğun Galatasaraylı olmasını sağlayan bir adama, bu kulübün yaşayan efsanelerinden birine yapılan bu davranış şerefsizliğin en kaba örneklerindendir.
Bu kulübü ve şu anda yönetenlerin, Galatasaray'a ait bütün değerleri altüst etmesi ve bunlara ısrarlı biçimde kılıf bulunmaya çalışması kabaktan bamya tadına doğru ilerlemiştir.
Geldiğimiz noktaya bak; değerlerle yönetilen bir kulüpten, faşist diktatörlük benzeri iki dudak arasından çıkan kararları sindirme kapasitesine sahip, ihtiyar heyeti zekâsında bir kulübe doğru hızla yol alıyoruz.
Hiçbir amatör branşta yokuz. Onun bunun artıklarına şükreden, o artıklarla amatör şube yöneten bir kulübüz.
Lokomotif branş dedikleri futbolda, her yıl daha geriye gidiyoruz. 15 yıl aradan sonra Avrupa Kupaları'na ilk turda veda ediyoruz. Sonra hiç utanmadan, sıkılmadan "Aslında lig için iyi oldu" diye sağda solda atıp tutuyoruz.
Çok bilinmeyen var şu Prekazi meselesinde. Ama bildiğim bir şey varsa o da, Cevat Prekazi'nin "Adnan Sezgin arayıp, gelmeyin dedi" açıklamasına inancımdır. Bir adam Sırbistan'dan İstanbul'a kadar yanında bir adam getiriyorsa, belli ki kendi keyfine göre hareket etmemiştir.
Bu Adnan Sezgin denen, suratsız herifle nasıl bir ilişki vardır bu kulüp başkanının bilmiyorum. Futbolcusu, seyircisi, yöneticisi, teknik direktörü Galatasaray'a ait kim varsa bu herifi istemiyor ama Adnan Polat çanta gibi herifi yanında taşıyor.
Bu kadar tepki varken, bu kadar istenmezken Adnan Sezgin, Galatasaray'da hâlâ görev alıyorsa, hepimize yuh olsun.
Şu meşhur gol var ya şu meşhur gol. Prekazi'nin 35 metreden Ettori'ye ip gibi çaktığı o gol var ya.
Önce santimlerden başlayarak, sonra metrelere uzanan boyutta Adnan Sezgin'e, ondan çıkanlar, üç-beş bilet için kendini satan taraftara, oradan bu kulübün içini boşaltanlara kadar kim var kim yok herkese girsin.
Kimsenin, insanların kahramanlarını paspasa çevirmeye hakkı yok, hele hele Galatasaray'da hiç yok. Yüz binlerce çocuğa sarı ve kırmızıyı sevdiren bir adamın, Adnan Sezgin gibi şikeci, komisyoncu bir herif için bu duruma sokulmasını kabullenmem mümkün değil.
İnsanlar Cevat Prekazi'den özür dilensin diyor ama kuru bir özür, bu yaşananları düzeltmeye yetmez. Adnan Sezgin o görevde kaldığı, istifaya zorlanmadığı sürece özrün beş para eden değeri yoktur.
Adnan Sezgin Galatasaray Kulübü'nde görev aldığı sürece, bu kulüp büyüklükten, değerden, ahlaktan söz etmesin. En azından ben etmeyeceğim.
Çünkü belgeli şikeci-belgesiz komisyoncu Adnan Sezgin'in varlığı Galatasaray'ın isminin üstünde kara bir leke gibi durmaktadır. Ve onu görevde tutanlar, arka çıkanlar da bu lekeye ortaktır.