28 Eylül 2010
Koyun gibi izlemeye devam edelim
27 Nisan 2009'da Kadıköy'de bir eve baskın düzenlenir. Devrimci Karargah'ın lideri Orhan Yılmazkaya polislerle çatışır. Bir polis ve kendisi hayatını kaybeder.
Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah, örgütün çökertildiğine dair açıklamalar yapar.
Aradan bir seneden fazla bir süre geçer. Eskişehir İl Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Haliç'te Yaşayan Simonlar diye bir kitap yazar. Kitapta Gülen Cemaati'nin emniyet içinde örgütlendiğini ve telefon dinlemesi dahil her türlü yasadışı faaliyetlerde bulunduğunu iddiaları yer alır. Kendi isteğiyle merkeze alınır.
Ardından fırtına misali haberler yağmaya başlar hakkında. 1.5 yıl önce çökertildiği devletin en üst makamları tarafından açıklanan Devrimi Karargah'a yönelik bir operasyon başlar. Operasyonda Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkanı Rıdvan Turan da dahil olmak üzere 13 kişi tutuklanır.
Tutuklamaların sonrasında Hanefi Avcı'nın Devrimci Karargah üyesi bir isme ait telefon hattını kullandığı ve örgütten bir kadınla ilişkisi olduğuna yönelik iddialar ortaya atılıverir.
Ve Hanefi Avcı, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Ankara'da gözaltına alınır.
Şimdi bu tabloya bakıp, her şeyin rayında olduğunu söylemek mümkün mü? Bir Emniyet Müdürü tarafından ortaya atılan iddialar soruşturmaya gerek görülmezken, Zaman, Samanyolu, Sabah, Taraf gibi yayın organlarında çıkan haberlerin derhal soruşturmaya tabi tutulması biraz ilginç gelmiyor mu?
Ve biz; bu olayı gayet normal ve doğalmış gibi mi karşılayacağız?
Ve biz; bu olay hiç yaşanmamış gibi mi davranacağız?
Ve biz; sağımızda, solumuzda yaşananlara hiç tepki göstermeyecek miyiz?
Ve biz; herkese el uzatma teranelerine inanacak mıyız?
Ve biz; devletin ismi belli bir cemaat tarafından yönetilmesine aval aval bakacak mıyız?
Ve biz; bu kadar salak mıyız da bunların hepsini yiyeceğiz?
Adalet; Ensar Vakfı Eski Şube Başkanı Zekai İşler, küçük çocukları taciz ederken, o küçük çocuğun yaşadığı travmayı basındaki haberlere yüklerken; eski bir suikastçi olan, kendinden 50 yaş küçük bir kadınla evlenen ve en nihayetinde 14 yaşında küçük bir kız çocuğuna defalarca cinsel tacizde bulunma sapıklığına karşı bu denli ağır aksak ve yavaş ilerleyip, vicdanları sorgulatırken; bir kitap sonrasında kendi Emniyet Müdürü'nü bile derdest ettirebilme gücüne sahip.
Varın, gerisini siz düşünün