24 Kasım 2010
Batalla Türk futbolunun onurunu kurtardı (!)
TİMSAH MUCİZESİ: Hürriyet
EN BÜYÜK BURSA: Milliyet
ANADOLU'DA DEVRİM: Sabah
5. BÜYÜK BURSA: Star
YEŞİL-BEYAZ DEVRİM: Yeni Şafak
26 YIL SONRA FUTBOLDA 2. ANADOLU DEVRİMİ: Posta
SAĞLAM TARİH YAZDI: Bugün
16 MAYIS 16 DEVRİMİ: Fotomaç
YEŞİL DEVRİM: Akşam
HOŞGELDİN 5. BÜYÜK TAKIM: Takvim
5. BÜYÜK BURSA: Vatan
YÜREĞİYLE BİLEĞİYLE: Fotospor
ANADOLU İHTİLALİ: Habertürk
ANADOLU'NUN GURURU: Türkiye
TİMSAHLAR TARİH YAZDI: Güneş
Türk futbolunun devrimi Batalla'nın attığı golle eşdeğer. Valencia-Bursaspor maçında dakika şu an 79. Bursaspor'un grupta yaptığı 5 maçta attığı gol sayısı 1 -yazıyla bir- yediği gol sayısı ise 15.
Son 5 yıldır Türkiye'de garip bir futbol oynanıyor. 8-9 kişiyle orta sahaya kapanıp, sürekli rakibin hata yapması üstüne kurgulu, herkesin birbirine tekmeler savurduğu ve bunun da "Türkiye Ligi sert lig" teraneleriyle açıklanmaya çalışıldığı, hakemlerin kasaplara alabildiğine izin verdiği, futboldan çok kör dövüşüne benzeyen bir oyun. Milli Takım'ın geldiği noktayı da iliştirmek lazım bu tabloya.
Sert lig, kora kor mücadele diye diye ancak sığırların sergileyebileceği bir oyun sergileniyor yeşil çimler üstünde.
Estetikten uzak, izlenebilmesinin güçleştiği, bütün oyun kurgusunun "Ne yaparsan yap ama kazan, yenemiyorsan da yenilme" gibi aptal bir düşüncenin esiri olduğu futbolu izlemeye devam etmek istiyorsanız, Bursaspor'un düştüğü durumun benzerinin, seneye de -hangi takım gidecekse- yaşanacağını kabullenin.
Bu ülkede akil bir adam görüyorum o da, Bernd Schuster. Haftalardır Türkiye'deki futbolun "çağdışı" olduğunu haykırıyor ama futbolun çok bilenleri, karşılarında sanki cezai ehliyeti olmayan bir deli varmışcasına değerlendirmeler yapıyorlar. Oysa daha sadece 4-5 aydır bu ülkede bulunan bir Alman, senelerdir izlediğimiz kısır döngüyü gayet iyi tarif ediyor.
Tabii nasılsa sonuçlar böyle geldikçe, güzel söz söyleme yeteneği olmayan adamların ekmeğine yağ sürülmüş oluyor. Onlar için "Cana futbolcu değil", "Shaquille O'Neal adam değil", "Misimoviç'ten bu ligde çok var", "Güiza golcü değil", "Aragones hoca değil", "Rijkaard'ın Barcelona dışında başarısı yok", "Schuster takım bulamıyordu, Beşiktaş'a geldi" v.s. v.s
Türk futbolunun bugün geldiği noktada katilleri; televizyonlarda, gazetelerde yorum yapan futbolcu, hakem ve yönetici eskileridir. Olumlu hiçbir şeyi görmeyip, eksiklikler üstüne giden, tek bir yapıcı eleştiride bulunmayan, ağızlarından küfürler bile dökülen adamlar yani.
Bunlar daha Türk futbolunun iyi günleridir. Şerefli mağlubiyetler, ezilmiş ve mağdur edebiyatlarını çokça duyacağız.
Artık birilerinin kabul etmesi lazım. Bu ülkede futbol diye yutturulmaya çalışılan şeyin, büyük bir pastanın dilimleri için tutuşulan kavga olduğunu.
Buyurun size, yıllığı 80.5 milyon dolarlık, toplam tutarı 321 milyon dolar olan ligin şampiyonu. Neyse ki, Batalla Türkiye'nin futboldaki onurunu kurtardı.
Lan hepiniz cehennem ateşinde yanacaksınız
Bugün TRT çalışanları pek çok yerde eylemde. Bülent Arınç'a bağlanan TRT'de ağız yapısı bozuk, konuşamayan insanlar spiker kadrosunda, yabancı dil bilmeyenler dış haberler masasında, bugüne dek hiçbir habercilik geçmişi olmayan insanlar haber masalarına atandı.
Senelerini TRT'ye vermiş spikerler, haberciler Türkiye'nin ücra köşelerindeki TRT bürolarına sürülüyor.
Amaç insanları istifa etmelerini sağlamak ve TRT'den uzaklaştırmak. Tabii ki, boşalan yerlere yeni kadrolar açılmasını sağlamak.
Elbette bugüne dek, iktidarı paylaşanlar devlet kurumlarında partizanlık yapmıştır ve kadro çalışmalarında bulunmuştur. Ancak hiçbir dönemde bu kadar hayasız, bu kaar pervasız bir biçimde gerçekleştirildiği görülmemiştir.
Samanyolu, Kanal 7, Mesaj TV, Dost Tv, Meltem TV, Mehtap TV gibi dini içerikli kanallardan getirilen isimlerin yanında hiçbir televizyonculuk, radyoculuk geçmişi olmayan isimler de, bankamatik memurluğu yapmaktadır.
TRT neden önemli? Çünkü cebimden çıkan vergilerle hayatta kalıyor. Bülent Arınç'ın keyfiyetiyle atama yaptığı kurumun, insanların emekleri üstünden alınan vergilerle yapılması biraz ayıp oluyor.
Çok meraklılarsa açsınlar üç-beş tv kanalı istediklerini işe alıp, istediklerini oturtsunlar masa başlarında ama bunu benim vergim üstünden yapınca, haliyle tüylerim diken diken oluyor.
Yaşananları ve insanların sessizliğini görünce ciddi anlamda huzursuz oluyorum. Bu ülkeye olan tüm umudumu yitiriyorum. İnsanlar ses çıkartmıyor, olan biteni film izler gibi izliyor.
Senin, benim cebimden çıkıyor bu paralar. Herifin biri; babanın, annenin, ağabeyinin, teyzenin emekleri üstünden her istediğini yapıyor. Ve biz öyle koyun gibi bekliyoruz, kaderimize razı bir biçimde.
Bu kadar aptal bir toplum olduğumuzu bilmemem, benim de aptal olduğumu gösteriyor. Bugüne dek, fark etmediğim için.
Müslüman bunlar değil mi? Temel argümanları bu, Müslüman olmak. İnsanları sürmek, başkasının emeği üstünden alınan paralarla, masa başında oturması için istihdam yaratmak, her gün yalan söylemek, insanların onurları ile oynamak, hapishanelere tıkmak....
Müslüman bunlar değil mi? Cehennem ateşinin sıcaklığını hissediyordur bunlar her gün. Öyle günde 5 kere yatıp kalkmakla Müslüman olunmuyor.
Favori bedduamdır, atlamayayım. Umarım hepiniz evlatlarınızın ölüsünü ellerinize alırsınız...
AA'dan bombalara devam
Saat 09.54'te geçen haberi aynen yazıyorum. Haberdeki tersliği bulun...
LAKERS, EVİNDE OYNANAN MAÇTA CELTICS’İ 98-91 YENDİ
Amerikan Ulusal Basketbol Ligi’ne (NBA) dün gece oynanan 6 maçla devam edildi.
Staples Center’da Boston Celtics’i ağırlayan Los Angeles Lakers, sahadan 98-91 galip ayrıldı.
Maçın en skorer ismi 30 sayıyla Celtics’ten Derrick Rose olurken, Lakers’da 3 oyuncu 20 ve üzerinde sayı attı. Evsahibi takımda Lamar Odom 21 sayı 8 ribaund, Kobe Bryant 20 sayı 8 asist, kenardan gelen Shannon Brown 20 sayı 4 ribaund ile oynadı.
Celtics’in Türk basketbolcusu Ömer Aşık ise görev aldığı 8 dakika 44 saniyeyi sayı atamadan tamamladı. Aşık, 3’ü hücumda 4 ribaund aldı.