7 Aralık 2010
Doğu Perinçek'ten WikiLeaks iddiaları
* 1. KANIT TELEFON GÖRÜŞMESİ*
Telefon görüşmesi, BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan ile İngiltere'deki işadamı Remzi Gür arasındadır. İki kez "20-25 gönder" diyor. Bu para İngiltere'den Amerika'ya nasıl yollanacak? Bankayla yollanacak. Niçin kendi banka hesabından göndermiyor da İngiltere'deki Remzi Gür ile gönderiyor?
*BURS DEĞİL, KENDİ PARASI*
Burada bir yardım talebi yok. Muhasebe müdürüne "gönder" diyor. Tayyip Erdoğan'ın kişisel ödemelerini Remzi Gür yapıyor. Erdoğan'ın banka hesaplarının adresi Remzi Gür. İşte bu Erdoğan'ın hesaplarının yurtdışında olduğunu kanıtlıyor. Hesapların bekçiliği ise mahkemeye düşüyor.
*2. KANIT KRİPTONUN SATIRARASI*
Kriptolarda Edelman kendi devletini bilgilendiriyor. "Senin Eşbaşkanının 8 tane gizli hesabı var" diyor. Aynı paragrafta 8 hesapla birlikte Remzi Gür'den de söz ediliyor. Çocuklarını okuttuğu bilgisi sakat diyor. Gizli kasa olmasının ikinci kanıtı budur. Remzi Gür, Hilal-i Ahmer mi? Çocuğuna 2 milyon dolara 100 metre gemi alıyor. Çocukları okutmak idare amirliği demektir.
*3. KANIT GİZLİ KASADAN RÜŞVET DAĞITMAK*
Remzi Gür, 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında milletvekillerine rüşvet dağıtmaktan 10 ay hüküm giydi. Remzi Gür işadamı. Gül, cumhurbaşkanı seçilsin diye rüşvet dağıtıyor. Rüşvet amiri. Rüşvetin verilmesi de onun kasa olduğunu gösteriyor.
*4. KANIT GASPEDİLEN KÖŞK KASAYA*
Halis Toprak'ın 140 milyon liralık bir Aslanlı Köşk'ü var. Tam 117 milyon lira eksik bedelle 23 milyon liraya Remzi Gür'e satılıyor. Devlet, gizli kasanın cebine 117 milyon lira koyuyor. Yasadışı hesap böyle olur işte. 117 milyonu çıktı, alır götürür gizli kasaya koyarsın. O kasadan çocuk da okutulur rüşvet de dağıtılır.
*5. KANIT 1 STERLİNE KİRALANAN ARAZİ*
İngiltere'de Yunus Emre Kültür Merkezi açıldı. Abdullah Gül burayı ziyaret etti ve hizmetinden dolayı Remzi Gür'ü övdü. Arazinin Gür'e ait olduğu söylendi. Tapu kayıtlarına baktık böyle bir şey yok. Örtülü Ödenek'ten para aktarmışlar ve 1 sterline Remzi Gür'e kiralamışlar. Bir kanıt da bu...
*6. KANIT SIRDAŞ HESABI EDELMAN'DA*
5 sene boyunca bu bilgiyi ne bir yazıda ne de bir beyanda kullanmadım. Çünkü kanıtlayamamıştık. Ancak Edelman'ın kriptosu doğruladı. Belgede, "Edelman buz gibi bir ses tonuyla dosyayı muhatabının önüne sürdü. 5 hesapta 7 milyar dolar olduğu yazılıyordu" ifadeleri yar alıyor. Olay artık ispatlanmıştır. Çünkü bizzat Edelman'ın bu "sırdaş hesap" bilgisini, 30 Aralık 2005'de bir kriptoyla ABD Dışişleri Bakanlığı'na da ulaştırdığı ortaya çıkmıştır. Açıklanmayan konu, bu hesapların hangi tehdit ve şantajlarda kullanıldığıydı."
Not: Tamamı mahkeme tutanaklarındandır. Hiçbiri benim iddiam değil ama özellikle Aslanlı Köşk'ün satışı sırasında rakamlar arasındaki uçurum çokça yazılmıştı. Perinçek'in üstüne parmak bastığı nokta çok tutarlı gibi görünüyor.
Adam olmak başka şey
"Fransız olmak milli marş söylemekle olmuyor. Fransız olmak için önce devrimci olmak, fakir ve yoksulların halinden anlamak gerekiyor" diyen Eric Cantona, Fransız bankacılığını çökertebilecek bir çağrıda bulunmuştu.
Fransızlar bu çağrıya pek itibar etmedi ve beklenen gelişme olmadı. Yine de böylesi bir adamın önünde saygıyla eğilmek gerek. Bizim futbolcu eskileri parti mitinglerinde Başbakan eli öper, elin futbolcusu da böyle çağrılarda bulunur.
Bu yüzden, arada çok fark oluyor. Bizim eski golcü hoca eli öper, Cantona halkın yoksulluğu karşısında duyarsız kalmaz.
Halkın parasıyla devlet televizyonunda konuşmak ve Cantona olmak.
Adam olmak başka şey.
Bu başlık daha iyi değil mi?
Gazetecilik yapmanın en güzel ve leziz hadisesi başlık atmaktır. Bir habere attığın başlığın, senin imzanı taşıması insana garip bir haz verir.
O kadar çok başlık atınca, beynin piçliklere çalışmaya başlar. Biraz önce tam buna uygun bir haber geldi ve bir başlık önerisinde bulundum. Haliyle kabul edilmedi ama bu habere de söylediğim dışında bir başlık atılamazdı.
Haber budur: Rus internet sitelerinde yeralan haberlere göre, La Stampa da iki lider arasındaki dostlukla ilgili konuştuğu, Berlusconi’nin Rusya temaslarında tercümanlığını yapan Valentino Valentini’den şu ana kadar kimsenin duymadığı bir olayı öğrendi.
Berlusconi’nin Rusya’daki tatil evinde konuk olduğu Putin’in ısrarı üzerine, heyetlerarası görüşmelerin ardından başbaşa ava çıktıklarını belirten Valentini, Putin’in elindeki tüfekle ilk atışta vurduğunu geyiğin kalbini bıçakla sökerek Berlusconi’ye dostluklarının simgesi olarak uzattığını söyledi.
Gördüğü manzara karşısında adeta kaskatı kesilen Berlusconi’nin "Pompei surları gibi yıkıldığını" kaydeden Valentini, olayın ne zaman meydana geldiği konusunda bilgi vermedi.
Benim başlık önerim, "Putin eline verince, Berlusconi bayıldı."
Ama tabii kabul görmedi. Haberin hakkı, o başlığı gerektiriyordu, ısrarlıyım.
Not: Tan Gazetesi'nde çalışmak istiyorum, yaratıcılığımın sınırlarını zorlamak için.