19 Aralık 2010
Cana'nın eline, Kewell'ın beynine, Anıl'ın yüreğine sağlık
Galatasaray'ı izlemek artık işkence halini aldı. Futbola benzer bir oyun ama ortada futboldan eser yok. Sene başında sepetlemeye çalıştıkları Kewell olmasa hücum açısından hiçbir zenginlik sergilenmeyecek.
Hagi'ye inancım zaten yoktu. Ama Hakan Balta denen, ömrü hayatımda gördüğüm en ağır adamdan orta alan oyuncusu yaratmaya çabalayarak, ihtimalleri de yok ediyor. Herif bildiğin tank. Ne pas verebiliyor, ne alan savunması yapabiliyor, ne rakibe baskı yapabiliyor. Cidden niye sahada anlam veremiyorum. Ama işte herif anlamsız bir pasla golün gelmesini sağladı. Futbolun cilvesi bu olsa gerek.
90 dakika boyunca parçalı forma içinde Cana-Neill-Kewell-Anıl ve Çağlar dışında izlemeye tahammül edebileceğim adam yoktu. Serdar Özkan menajerlik faaliyetlerinden fırsat buldukça gelip Galatasaray formasında takılıyor. Takılıyor takılmasına da, 80 dakika nasıl sahada kalıyor bu futbolla ona da anlam veremedim. Güçsüz, orta yapamıyor, adam eksiltemiyor, defansa yardım edemiyor, pas veremiyor. Bu kadar ucuz mu Galatasaray forması. Ona vereceğin formayı ver A2'den başka bir adama. Olmadı ona forma verme, 10 kişi kalsın Galatasaray sahada. Yemin ediyorum fark ederse adam değilim. İşin ahlaki boyutunu çoktan geçtim, çünkü zaten ondan çok az kaldı Galatasaray'da.
Geçiş dönemi diyerek geçiyor zaman. Servet'ten, Hakan Balta'dan, Serdar Özkan'dan, Ayhan'dan medet umacaksak vay halimize. Geçiş dönemi filan bilmem ben, yaparsın radikal değişiklikler, herkes de ona göre izler. Zaten kimsenin bir umudu kalmadı, kimse bir şey beklemiyor ki. En azından genç çocuklar heyecan yaratır.
Anıl için bir şey söylemeyeceğim, dilimi ısırıyorum sadece. Kime ne desek, ya götü kalkıyor, ya sakatlanıp gidiyor. Ama şu belli oldu ki, bu formayı herkesten çok hak ediyor. Umarım 66 numarayı sırtından çıkartmaz. Çünkü 66'yı daha çok sevmiştim, 10'dan.
Devre arasında neler yaşanacak, cidden merak ediyorum. Zira Brezilya dizisi kıvamında kulüp. Keşke transferlerle dolduracaklarına Anıl'a başka isimler eklense. Sahada atılan gole ruhsuz gibi tepkisiz kalıp 1-0 kazanacağımıza, Berk'le, Cumhur'la, Berkin'le, Musa'la savaşarak ve mücadele ederek 3-0 kaybedelim. Sorunun sonuç olmadığını görmek için daha ne kadar bekleyeceğiz.
Cana'nın da eline sağlık diyorum. Öyle gelen geçenin posta attığı adamlardan oluşan bir takım olmadığımız zaman, Galatasaray'ın geri geldiğinin farkına varırız umarım.
Haaa, unutmadan. Dün Yunus Yıldırım gözü önünde Ceyhun'un yumruklanmasını izlemişti. Yumruk Konya'da başka Kadıköy'de başka mı algılanıyor acaba? Trabzonspor'un penaltılarının sorgulanmasını isteyen dürüstlük abidesi Aykut Kocaman, bir zahmet sorgulayıversin bunu da.
Bu da Posta'ya yazdığım yazıdır. İsteyen tık'lasın.