11 Şubat 2011
Carettalar beni dürtsün Hasan
Hasan Şaş'ı hep çok sevmişimdir. Deli doluluğunu, hırsını, sözünü esirgemeyişini...
Biraz önce bir haber geldi, siyasete atılacağını, Adana'nın Karataş İlçesi'nden belediye başkan adayı olabileceğini söylemiş.
Karataş'ın 60 kilometrelik sahilinin, Türkiye'nin hiçbir yerinde olmadığını ancak "İki tane caretta kaplumbağası doğuracak diye burada hiçbir şey yapılmasına izin verilmiyor.
Kaplumbağalardan vazgeçilip beş yıldızlı otel yapılsa en az 500 kişi işe girer. Başkan olunca bunları düzelteceğim" demiş.
HABER ASPARAGAS ÇIKTI, CARETTALARIN DÜRTME SIRASI BANA GELDİ. BENİ DÜRTSÜN CARETTA'LAR.
ÖZÜR DİLERİM, EŞEKLİĞİMDEN ÖTÜRÜ
Bu nasıl devlet?
Bu ülkede adalet hep tartışagelmiştir. Kamuoyundaki adalet duygusunun, daimi olarak zedelendiği vurgulanır.
CMK'nın 102'nci maddesi gereği pek çok katil dışarı salıverildi. Basın bunlardan sadece iki olayın üstüne gitti. Biri katil Hizbullah üyeleri diğeri ise İzmir’in Urla ilçesinde 6 yıl önce kız arkadaşını 37 yerinden bıçaklayarak öldürdükten sonra cesedini boş bir binada derin dondurucuda tutan Celalettin Erkal’ın tahliyesiydi.
Toplu katliam sanıkları Hizbullah üyeleri salıverildikten sonra bakıldı ki, toplumda ciddi bir infial var, apar topar bir kararla yeniden içeri alındılar.
'Tavşana tut, tazıya kaç' misali serbest bırakılan Hizbullah üyelerinin bazıları çoktan voltayı almışlardı bile.
İkinci olayın öznesi ise Celalettin Erkal oldu. Kız arkadaşını 37 yerinden bıçaklayan bir katilin dışarı salıverilmesi de, Hizbullah üyelerinin etkisini bıraktı.
Basın bu kadar yoğun haber yaptıktan sonra görüldü ki, kamuoyunun adalet duygusu zedelendi ve aradan iki gün geçmeden yeniden cezaevine gönderildi.
İnsanın aklına pek çok soru geliyor.
Neden bırakıldı?
Hangi sebebe dayanarak yeniden cezaevine gönderildi?
Devlet istediği kişiyi serbest bırakıp, sonra nasıl oluyor da tekrar içeri atıyor? v.s. v.s.
"Funda İşsiz’le aramızda sözlendik. Olayı cep telefonunda gördüğün mesajlar yüzünden namusum için yaptım. Çıkınca gezdim, tozdum. Bu sırada sözlümün mezarını da ziyaret ettim, dua okudum. Af diledim. Olay sırasında 18 yaşındaydım. Şu an çok pişmanım. Önce serbest bırakıyorlar, sonra tutukluyorlar. Bu nasıl devlet?"
Bu bir katilin sözleri. "Bu nasıl devlet?" Bir katilin ağzından dökülen cümle olmasının yanı sıra, aslında tüm toplumun sorduğu şeyi kendi açısından değerlendirerek soruyor.
"Bu nasıl devlet?"
Celalettin Erkal bugün yeniden içeride. Peki tek salıverilen katil Celallettin mi? Medyatik cinayetler dışında, hiç bilmediğimiz onlarca cinayetin sorumlusu şu an sokakta. Hepimiz adalet duygumuzun etkilenmemesi için sadece umut ediyor, bu insanların ıslah olduğundan.
Yoksa yeni kurbanlar olarak, onlarla birlikte sokakta yürüyoruz, otobüse biniyoruz, sinemaya gidiyoruz, alışveriş yapıyoruz...
Adalet bu ülkeye, çok uzakta demirlemiş bir gemi gibi. Biz kıyıya yanaşmasını bekliyoruz, umudumuzu yitirmeden ama o gemi siluet olarak duruyor.
Bu ülkede katiller dahi adaletin olmadığından haberdar. Sanırım sadece yönetenler habersiz.
Alakasız not: Sağdaki polisin bıyıklara dikkat!