8 Nisan 2011
Biz yatanları iyi biliriz be pezevenkler
Bunlar orospu çocuğu, hem de en hakikisinden, su katılmamış orospu çocukları.
Zekâ seviyeleri 9'u geçmeyen binlerce tipin, biraraya geldiği bu Antu denen yerde, Galatasaray'ın şampiyonluktan her düştüğü sene, rakipleri kimse "Yatış" muhabbetleri başlar.
Pezevenklerin anlamadığı şey şu; Galatasaray'ın zaten kimseyi yenebilecek gücü yok. Ama bu aciz piçlerin beynine göre, Galatasaray, Trabzonspor'a yenilirse yatmış olacak.
E be orospu çıkartmaları, Galatasaray 4 yıl önce Trabzon'u yenip, sizin şampiyon olmanızı sağlamadı mı? Biz o yatışları gayet iyi biliriz. Kimin, nasıl, nerede kimlere yattığını...
İki hafta önce Fenerbahçe'ye mi yatmış olduk, yenildiğimiz için.
Galatasaray istediği kadar boktan durumda olur, küme düşme potasına düşer ama kimseye yatmaz. Bunun tek bir örneğini gösterin yeter. Örneklendirecek arkadaşlara, benim de örneklerim var ama.
Kendileri orospu olduğu için, herkesi aynı sanıyor zina mamülleri.
Fenerbahçe dostlar alınmasın, alınacak kişiler Galatasaray'ın yatacağını düşünen pezevenklerdir.
Şunu bir okuyun isterseniz "Hafızanın unutmaya karşı savaşı"
Galatasaraylılar nasıl düşünüyor, alın okuyun isterseniz...
BİR GALATASARAY TARAFTARINDAN....
Ben yünden dikilmiş koltuk altinda dev gibi bir yırtığı olan Galatasaray formamı sokağa her çıktığımda giymeye, okula giderken karton yakalı siyah önlüğün altında kimsenin görmeyeceğini bilsem de beni sıcak tutan renkleri ilk saflığımla taşımaya baslayali 30 yila yakin oldu. Ben bu takimi sevmeye basladigimda hicbirini gormedigim izlemedigim sadece babamin anlattigi 6 adet sampiyonlugu vardi kulubun, ve o yillarda okula gittigimde etrafimdaki besiktaslilar ile ot'liler arasinda denk getirir de bir iki tane renkdas bulursam onlari daha cok seviyordum, daha samimi arkadas oluyordum,adi konulmamis bir kaybedenler kardesligi vardi aramizda.
O yillarda hep onlar sampiyon oluyorlardi ve 80 lerin ikinci yarisinda gelindiginde rakibin 11 adet sampiyonlugu oldugu da bizi her macda yendigi de gazetelerde her daim en arka sayfada degil de daha iclerde kucuk haberleri okuyanlarin da bizler oldugumuz gercekti, ama bunlarin benim icin o kucuk yasimda bile hicbir onemi yoktu, cunku benim Galatasaray'i sevmem icin daha baska sebeplerim vardi, o sebepleri ogretiyordu babam her gun ufak hikayelerle bana,yasanmisliklari anlatiyordu. Bu mesajlari okuyunca cok sansli bir cocukluk gecirdigimi ve babamin bana Galatasarayliligi anlatma sekli ile ne kadar dogru bir davranis icinde bulundugunu bugun daha iyi anladim. Babam bana Galatasaraylilik ustunden hayat dersi veriyormus meger, kazanmanin ne olursa olsun mubah olmadigini anlatiyormus, kaybederken de kazanabilinecegini anlatiyormus,ve bana Galatasarayli olmak icin kimsenin asla sahip olamayacagi sebepleri siraliyormus.
Ben o sebepler sayesinde Besiktas Koyici'nde gecen butun ergenligim boyunca etrafimda sadece besiktaslilar varken ve onlar metin ali feyyazlar ile surekli sampiyon olurlarken hic basimi egmedim, hic imrenmedim veya kiskanmadim onlari, cunku onlar sadece mac kazaniyorlardi , beni Galatasarayli yapan degerlere asla sahip olamayacaklardi,olamadilar da. O yuzden size stad verdik bize yalakalik yapin diyenlere karsi da ayni egilmez dik basliligim ile hic suphe duymadim kendimden, cunku benim Galatasarayliligimda duruma gore vazife cikarmak da yoktu, egilmek bukulmek de, baskasi kazanmasin diye kaybetmeyi kabullenmek de. Vicdani hur olmak sadece isi bos bir slogan degildi daha o yaslarda bile.
Bunlari niye mi yazdim; Hani ust katdan yanina gelen Beste varya ya da biz niye hic kazanamiyoruz diyen dunyalar guzeli Ege, o cocuklara tipki bizler gibi Galatasarayli olmak icin asla kaybetmeyecekleri sebepler siralamayi sakin atlamayin diye yazdim,macin skoru ne olursa olsun okula arkadaslarinin yanina gittikleri zaman tipki benim kucuklugumde alnim acik soyleyebildigim gibi "Biz sadece mac kaybederiz ama asla satmayiz o davranislar size mahsus" diyebilsinler diye yazdim varsin takim kaybetsin varsin rakip sampiyon olsun, kime ne?
Mert Bora
Not: İmlayı aynen bıraktım...
Not1: Arşiv fotoğrafları FSN Blog'dan alınmıştır
Tatminatör
Cumhurbaşkanı Gül: Ben tatmin oldum
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin: Kızım da sınava girdi, ben tatmin oldum.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu: Şifreleme söz konusu değil. Açıklamalar tatmin edici. (ÖSYM dün itibariyle şifreleme olduğunu kabul etti)
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek: Sayın ÖSYM Başkanı bir açıklama yaptı biz bu açıklamanın doğru ve yeterli olduğu kanaatini taşıyoruz. Açıklamalar tatmin edici.
Ak Parti Başkanvekili ve önceki dönem Milli Eğitim Bakanı: Tartışmalar tezgâh ve iktidarı yıpratmaya yönelik. Açıklamalar tatmin edici.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan: YGS'deki şifre iddiaları konusunda ÖSYM Başkanı Ali Demir'in açıklamaları tatmin edicidir.
YGS'ye giren öğrenciler dışında hükümet kanadında tatmin olmayan yok gibi. Nasıl bir açıklama yaptıysa Ali Demir, maaşallah tatmin olan olana.
Misal, kişisel olarak tatmin olmak istiyorum ama olamıyorum. Günlerdir bu açıklamalarla kendimi tatmin etmek istiyorum, yok olmuyor işte.
Dün hatta eve gittim internetten arama yapıp, bazı görüntülere baktım 'tatmin' olabilir miyim diye? Olmuyor, olmuyor, olmuyor. Israrla tatmin olamıyorum.
Gerçi görüntülerde Ali Demir olunca tatmin eşiği yükseliyor ama ya tutarsa diye denedim. Hele o suyu defalarca içerken görüntüsü yok mu? Dudaklarının ıslanması, bıyıklarına su damlacıklarının yerleşivermesi. İşte orada bile tatmin olamadım.
Benden sınava giren arkadaşlara tavsiye; -tabii tatmin olamayanlar için- sakın ha sakın tatmin olmaya çalışmayın. Ali Demir'le tatmin olmak imkânsız, bizzat denedim olmuyor. Oysa ne hayaller kurarak, izledim açıklamaları.
Kendinize tatmin yolları arayın. Hatta bundan sonra sınavdı, dersaneydi, eğitimdi, öğretimdi vazgeçsinler. Nasılsa KPSS'den tutun, YGS'ya kadar her sınavda ayrı şaibe dönüyor. Giren-çıkan sınavdan önce belli. Ne diye hâlâ okumaya çalışıyorsunuz?
Hem Başbakan ne dedi? "Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kural yok."
Kendinize okumadan iş bulun. Dersaneye vereceğiniz paraları ayırın bir kenara, kuracağınız iş için sermaye yapın.