5 Mayıs 2011
'Götünüzden siktik mi' mizahı (!)
Bazen ilginç yorumlar geliyor. Şu aşağıdaki yorum da, onlardan biri. Fenerbahçe ve pankartlar hakkındaki yazıya gelmiş, belki yorumları okumayanlar vardır diye, başlık haline getirmek ve zihniyeti anlamak açısından daha iyi olur...
"Fenerbahçe'yi kötülemek için şekilden şekile giriyor insanlar. Sen de onlardan birisin.
Adamların yaptığı terbiyesizliğin suçlusu olarak bizi göstermeye çabalamışsın. O sandalye tribünden sahaya atılmadı, bir futbolcu tribüne attı. Aziz Yıldırım sahaya inip kimseye bir şey yapmadı, olayları sakinleştirdi. Bunda nasıl bi kötülük görmeyi başardın bilmiyorum. Fenerbahçe'yi kötü göstermek için yapmadığı şeyleri yapmış gibi göstermek moda oldu ama yakışmıyor.
Yukarıda gösterdiğin pankartların benzerlerini diğer takımlar açmadı mı? Ayrıca ben yukarıdaki pankartların içinde bir mizah unsuru görebiliyorum. Seviyesiz ve yanlış olduğu kesin ama halk arasında kullanılan ve Galatasaray taraftarıyla karşılıklı olarak yapılan bir şeydi bu. Gün içerisinde arkadaş olan insanların bile birbirlerine bu tarz şeyler söylediğini görebilirsin. Bu pankartlar arkadaşça bir niyetle yapılmış değiller orası kesin ama içlerinde bir mizah unsuru var. Halk arasında birbirine herhangi bir oyundan sonra bile bu lafları söyleyen insanları görebilirsin, bu ülkemizdeki mizah anlayışının bir parçasıdır. Ne yazık ki.
Ama bu ülkede kimse karşısındakine, muhabbet olsun diye günahkar demez. Bu içinde hiç bir mizah unsuru bulunamayacak, tamamen belden aşağı vurmaya yönelik, sahada verilen emeği hiçe saymaya çalışan, başarıları aşağılayan kahpece bir pankarttır. Yukarıda açılan hiç bir pankartta futbolcuların emeğini tam tersi bir kavrama çevirmek gibi bir niyet yok. Günahların takımı Fenerbahçe, Fenerbahçe'yle ilgili tüm değerlere, yapılan her şeye saldıran aşağılık bir pankart. Bu farkı göremiyorsan bu senin sorunun.
Ayrıca Fenerbahçe stadındaki seviyeyi yukarıya çeken ilk Türk takımıdır. Bu tarz pankartlar artık Fenerbahçe stadına giremez, kimse sahaya rakı şişesi atmaz. İnsanlar gayet rahat aileleriyle çocuklarıyla gelip maç izlerler. Fenerbahçe'yi kötü göstermeye çabalamadan önce herkes kendi takımına bakmalı."
fb64 rumuzlu arkadaş, "Götünüzden siktik mi?" gibi bir pankartta mizah unsuru gördüğünü söylüyor.
Tabii herkesin mizah anlayışı farklı oluyor. Kimisi için "Rıza Efendi iki ekmek bir süt" pankartını stada astığında, bir adamın babasının yaptığı mesleği aşağılamayı komik buluyor.
"Zuhahahahhahahahahhaa! Ne komik Rıza'nın babası kapıcı ya, biz de onu pankart yaptık, üstelik stada astık, hem de tribünlerde sallandırdık. Nihohohoohhohohho"
Haaa evet komik (!) Altınıza sıçana kadar gülün. Siz baba parasıyla, nasıl alındığı meçhul Mercedes'lerle, Porsche'lerle, üstü açık arabalarla caddede turlarken, Rıza Çalımbay gibi dünya efendisi bir adamın babasının kapıcılığı ile dalga geçin. İğrenç bir meslek ya, taşak malzemesi yapılacak bir iş ya. Gülün amınıza koyayım.
fb64 rumuzlu arkadaş "Fenerbahçe'yi kötü göstermek için yapmadığı şeyleri yapmış gibi göstermek moda oldu ama yakışmıyor" diyor. Arkadaş, stadı yakan ben değilim ki yakışsın. Daha bir yıl geçmedi üstünden, aile salonu dediğin statı içinde çoluk, çocuk, genç, yaşlı, kadın var demeden yakmak için çabalayan ben değilim ki.
Bunun karşısına "Siz de rakı şişesi attınız", "90 dakika boyunca sahaya su attınız" diye gelmesin kimse.
En az 10 kez buralarda yazıp çizmişimdir, "O sulu maç hayatımın en büyük utancıdır" diye. Rakı şişesini atana senden çok ben küfrettim.
Ama iş Fenerbahçe'ye dayandığında, her şeyi savunma noktasına geliyorsunuz. Şunlardan biri için de "Tamam arkadaş yapılmıştır özür dileriz" demek yerine "Lan zaten herkes yapıyor" diye savunuyorsun.
O sahada benim teknik direktörümün kafasını yardın, "Bunlar bireysel" dedin, benim kalecimin kulağına patlacıyı madde fırlattın, "Bunlar her yerde oluyor" dedin, benim taraftarımın üstüne sidik torbaları fırlattın, ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi davrandın, futbolcumun kafasına yumurta attın "Hahahaha, ibne hak etti" dedin, sahaya bıçak atıldı takımın menajeri Kemal Dinçer sumen altı yapıp sakladı, yayıncı kuruluşun kablolarını kestin işin içinden sıyrılıverdin.
E bu kadar şey olup bitmişken, hâlâ "Bunlar mizah" diyorsan, ben sana ne diyeyim! Aşağılamadığın, hakaret etmediğin, sahaya göndermediğin şey yok. Rakibin yedek kulübesine saldırı desen var, soyunma odalarında taciz desen var, daha maç başlamadan rakip oyuncuyu tahrik desen var, hakemin kafasını yararsın. Birader, daha ne yapacaksınız ki? Sahaya el bombası mı atacaksınız, özür dilemek için.
Lan şunların birinde özür dilemediniz ya. Biri için özür dileyin, numune olarak. Yaptığınız her boku gizlemeye çalışıp, hiç utanmadan sıkılmadan karşı saldırıya geçerseniz tabii Şükrü Saraçoğlu mutluluk yuvası olur.
"Günahların takımı Fenerbahçe, Fenerbahçe'yle ilgili tüm değerlere, yapılan her şeye saldıran aşağılık bir pankart"mış, fb64 rumuzlu arkadaşa göre.
"Götünüzden siktik mi" seviyesizmiş ama mizahı yanı varmış. "Günahların takımı Fenerbahçe" ise aşağılık pankartmış, tüm değerlere saldırıyormuş.
Hakikaten pes arkadaş, eğer hepiniz böyle düşünüyorsanız vah halinize. Nasıl bir anlayış ürünü bilmiyorum ama size her şey mübahmış gibi geliyor, cezalandırılmadığınız için -yeteri kadar- her yaptığınız yanınıza kâr kalıyor. Bir süre sonra da zeytinyağı kıvamında üste çıkıveriyorsunuz.
Ama haklısınız. Bu ülke yapanın yanına kâr kaldığı, güçlü olanın üste çıktığı, sesi çok çıkanın haklı gibi göründüğü bir yer. O yüzden de siz haklısınız (!)
Keşke biz de sahaya su atmak yerine tribün yaksaydık da 5 yerine 2 maç cezayla yırtıverseydik.
Keşke biz de, sahaya atılan rakı şişesini, Kemal Dinçer'in yaptığı gibi gözlerden kaçırsaydık da, ceza almasaydık.
Keşke biz de, hakemin kafasını yarsaydık da.
fb64 rumuzlu arkadaş, herkes kapısının önünü süpürsün eyvallah ama sizin kapının önü çöp dağı oldu, önce bir onları hallediverin. O çöp dağı için özür dileyiverin, "haksızdık" deyin.
Trabzonsporlu arkadaşlara bir sonraki maçta "Günahların takımı Fenerbahçe" yerine mizahi (!) bir pankart açmasını öneriyorum. Artık o mizah nereye kadar giderse...