21 Ekim 2011
Tesadüfler, masallar, hayallerle karalım nefretimizi
3 Ağustos 1986: Emekli orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın malvarlığı Türkiye'nin gündeminde.
7 Ağustos 1986: 12 bin işçi işten çıkartıldı.
9 Ağustos 1986: Türkiye'de rüşvet dağıtıldığı ortaya çıkan F-16 üreticisi General Dynamics, satış işlemleri için çalışmalara başladı.
11 Ağustos 1986: Kamuoyu araştırmalarına göre Türkiye'de en çok konuşulan olay Zeynem Özal'ın jaguar alması ve ev kiralarına yapılan zamlar.
13 Ağustos 1986: Hakkari Uludere'de Jandarma arası pusuya düşürüldü. 12 asker şehit oldu.
15 Ağustos 1986: Emekli orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın F-16 satışlarında komisyon aldığı iddia edildi.
16 Ağustos 1986: Türkiye Kuzey Irak'a harekat başlattı.
30 Ağustos 1986: Altın fiyatları 41 bin TL'den 65 bin TL'ye yükseldi.
1987 HAREKATI
5 Mart 1987: Irak topraklarına harekat başlatıldı.
9 Mart 1987: Nusaybin'de PKK'nin bir köye düzenlediği baskında 6'sı çocuk 8 kişi öldü.
11 Mart 1987: TÖBANK şüpheli bir satış operasyonu ile kurtarıldı.
14 Mart 1987: Enflasyon hızla artıyor. Milyonlarca memur ve isçinin zamları konusunda mutabakat sağlanamıyor.
21 Mart 1987: Türkiye'nin gündeminde 'rabıta' var. Abitat al Allam Al İslami adlı kökten dinci örgütün, 12 Eylül yönetiminin imzasıyla yurtdışındaki din görevlilerine maaş ödediği ortaya çıktı.
25 Mart 1987: İsçilerin maas zammı için Ankara'ya yürüyüşü engellendi.
1991 HAREKATI
5 Ağustos 1991: Ek vergiler getirildi. KDV oranlari artırıldı.
6 Ağustos 1991: Anadolu Liseleri sınavındaki optik okuyucu hatası nedeniyle yüzlerce aday sınavı kazandığı halde açıkta kaldı, yüzlerce aday kazanamadığı halde Anadolu liselerine yerleştirildi.
7 Ağustos 1991: Kuzey Irak'a hareket başlatıldı.
10 Ağustos 1991: Erken seçim kararı alındı.
11 Ağustos 1991: Hükümet zamları açıkladı. Sigara ve alkole yüzde 30 zam. Çay, tereyagi, et ve benzeri ürünler de yüzde 30 zam gördü.
1991 II. HAREKAT
21 Ekim 1991: Seçimler yapıldı. DYP birinci çıktı ancak koalisyon hükümeti kurulacak.
25 Ekim 1991: PKK tren taradi. 5 er sehit, 1 ölü 3, yaralı.
26 Ekim 1991: PKK Hakkari Çukurca'da dört ayrı bölgeye 500 teröristle baskın düzenledi. 17 er şehit oldu.
26 Ekim 1991: Kuzey Irak'a harekât düzenlendi.
31 Ekim 1991: Odun, kömür, akaryakıt, et, tüpgaz, yüzde 35 oranında zamlandı.
1992 HAREKATI
2 Ekim 1992: PKK 30 köylüyü kurşuna dizdi.
7 Ekim 1992: PKK kampları bombalanıyor.
17 Ekim 1992: Kuzey Irak'a harekâtı başlatıldı.
21 Ekim 1992: PKK otobüs taradı. 22 kişi hayatını kaybetti.
26 Ekim 1992: Ahmet Özal Türkiye'nin en zenginleri arasına katıldı.
1 Kasim 1992: Yerel seçimler yapıldı.
3 Kasim 1992: Faizler artırıldı, dolar 8 bin lirayı gördü.
1994 HAREKATI
19 Ocak 1994: Altının gramı 205 bin liradan 216 bin TL'yı çıktı, dolar 17 bin lirayı aştı.
21 Ocak 1994: Bakanlar Kurul memur maaşlarına zam yapılmayacağını açıkladı.
23 Ocak 1994: PKK köy bastı, gaz bombalarıyla 20 kişiyi öldürdü.
24 Ocak 1994: Tarihi 24 Ocak kararları alındı.
26 Ocak 1994: Diyarbakır Valilik binası PKK tarafından bombalandı :1 ölü, 23 yaralı.
27 Ocak 1994: Hükümet yüzde 13.6 oranında devalüasyan uyguladı.
28 Ocak 1994: Akaryakıt yüzde 10, tüpgaz yüzde 10 oranında zamlandı. Her tür beyaz eşya fiyatına yüzde 20 zam geldi
29 Ocak 1994: Türk jetleri PKK kamplarını bombaladı.
1995 HAREKATI
10 Mart 1995: Hükümet krizi boy gösterdi.
13 Mart 1995: Gazi Mahallesi'nde iki kahve tarandı. 16 kişi hayatını kaybetti.
16 Mart 1995: Ümraniye'de kayıplara karışan bir sivil, 4 kişiyi öldürdü.
19 Mart 1995: Tunceli'de askeri konvoya saldırı 18 asker şehit oldu.
21 Mart 1995: 35 bin askerle Irak'a operasyon düzenlendi.
2008 HAREKATI
1 Şubat 2008: Üniversitelerarası Kurul türban sorununu konuşmak için toplandı. YÖK Başkanı 'toplantıya katılmayın' çağrısı yaptı.
3 Şubat 2008: AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, "Türbanlıya ders vermem" diyen öğretim üyelerine, "Yaşları gelmişse emekliliklerini isteyip ayrılabilirler, istifa diye bir müessese vardır" diyerek kapıyı gösterdi.
7 Şubat 2008: RTÜK ATV ve Sabah'ın, Çalık Grubu'na satışına onay verdi.
16 Şubat 2008: Cizre Karayolları Bölge Müdürlüğü önündeki direkte bulunan Türk Bayrağı, PKK yandaşları tarafından yere indirildi.
19 Şubat 2008: Şırnak'ın Cizre İlçesinden bu sabah yaklaşık 100 araçlık bir konvoyla Irak sınırındaki birliklere askeri sevkiyat yapıldı. Çukurca semalarında alçak uçuş yapan jetler ise Kuzey Irak'a yöneldi.
21 Şubat 2008: Emekliliklerinde 4 bin tl alacak milletvekillerinin ücretleri 6 bin TL'ye yükseltildi.
22 Şubat 2008: 10 bin askerle sınır ötesi harekât başlatıldı.
22 Şubat 2008: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yükseköğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasını öngören 5735 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u onayladı.
26 Şubat 2008: Üniversiteler türban konusunda kaos yaşıyor. Bazı üniversitelerde serbest, bazıları ise yasak uyguluyor.
28 Şubat 2008: AKP, üniversiteye türbanlı öğrenci almayan rektörleri savcılığa verdi.
2011 HAREKATI
5 Ekim 2011: TBMM Genel Kurulunda, Irak'ın kuzeyine sınır ötesi operasyonlar için Hükümete verilen yetkiyi bir yıl uzatan Başbakanlık tezkeresi kabul edildi.
13 Ekim 2011: Motorlu taşıtlar, içki, sigara ve cep telefonunda ÖTV çeşitli oranlarda artırıldı.
17 Ekim 2011: İstanbul'daki Hizbullah davasında 6 sanık tahliye edildi. Davada tutuklu sanık kalmadı.
18 Ekim 2011: Bitlis'te polis aracına düzenlenen bombalı saldırıda 5 polis şehit oldu, olay yerinden geçen 3 kişi yaşamını yitirdi, 3 kişi de yaralandı.
19 Ekim 2011: Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde güvenlik güçleri ve sınırdaki askeri birliğe PKK'lı teröristler tarafından ağır silahlarla eş zamanlı düzenlenen saldırıda 24 asker şehit oldu, 18 asker yaralandı.
20 Ekim 2011: Kuzey Irak'a harekat başlatıldı.
21 Ekim 2011: Deniz Feneri e.v. davasında tutuklu bulunan, aralarında Zahid Akman'ın da bulunduğu 6 kişi serbest bırakıldı.
Haydi Türkiye hep birlikte uykuya dalalım. Bunların hepsinin tesadüf olduğunu kabullenelim. Hatta bir gün boyunca bunları aradığım için bana "kötü niyetli, şerefsiz, fırsatçı" damgası yapıştırın.
Eğer zamlar geri alınacaksa, Türkiye'nin iliklerini sömürenler bundan vazgeçecekse, tek bir insanın burnu bile kanamayacaksa, bu yoksul halkın vergileri silaha, bombaya harcanmayacaksa, bana ne istiyorsanız söyleyebilirsiniz.
Televizyonlarımızı açalım, bir dizi bulalım kendimize. Şöyle en çok et gösterilen, en gerçekçi tecavüz yaşanan, en muhteşem erkek kasları gösterilen. Zenginlik hayalleri kuralım kendimize, bireysel olarak her an yırtacakmışız masallarını dinleyelim.
Haaa tabii birincil görevimiz; eğer Kürt'sek Türklerin 'gebermesini' dileyelim, Türk'sek Kürt leşlerinin ekranlarda gösterilmediği için öfkemize öfke katalım.
Bugün küfür etmeyeceğim demiştim, o yüzden etmeyeceğim de...
Henry Fielding'ın dediği gibi; "Hayatta en büyük olaylar, bir sürü iyi tertip edilen küçük tesadüflerden doğar."
Hepsinin hesabı verilecek
Almanya'da savcı ne dedi: "Almanya tarihinin en büyük yolsuzluğu"
Alman savcı ne söyledi: Almanya'daki sanıklar asıl failler değil. Asıl failler Türkiye'de.
Yargılama birkaç ay içinde gerçekleştirildi ve hapis cezası verildi.
Biz ne yaptık? Aylarca dosyaların Almanya'dan gelmesini bekledik. Sonra aynı dosyaların çevirisini bekledik.
Tüm bunlar için birkaç yıl bekledik. Sonra operasyon başlatıldı.
3 savcı Almanya'ya gitmek istedi, Adalet Bakanlığı ne yanıt verdi? "Masraflarınızı kendi cebinizden karşılayın."
Bu tarihi yolsuzlukta savcılar görevlerini yaparken, birdenbire soruşturmadan alındılar. Peki ne zaman görevden alındı 3 savcı? Tutuklamaların hemen ardından.
Bugün ne oldu? Deniz Feneri e.V. soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Zahid Akman, Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik, İzzet Kurum ve Ali Solak tahliye edildi.
Ehh, İçişleri Bakanı zat'ın operasyon başlamadan önce koruma müdürü vasıtasıyla onbinlerce insanın parasını toplayıp, sonra buharlaştıran bu heriflere, operasyonun başlatılacağı bilgisini verdiği yerde, bu 6 tipin serbest bırakılmasına şaşırmamak gerekir.
Domuz bağıyla katledenler bile birkaç gün önce serbest bırakıldı. Niye şaşıyoruz ki o zaman, bunların serbest bırakılmasına?
Nedim Şener, Mustafa Balbay, Ahmet Şık ne yapıyor peki?
Mustafa Balbay, tam tamına 960 gündür tutuklu. Bu 960 günün 236'sı tek başına bir hücrede geçiyor.
Nedim Şener'in gazetecilik faaliyetleri 'terör' sayılıyor. Ahmet Şık'ın taslak halindeki kitabı devletin bölünmez bütünlüğünü sarsıyor ama insanların milyonlarca Euro'sunu çalarken yakalananlar rahat rahat ortalarda dolanma hakkına sahip oluyorlar. Hatta, bu iğrenç tipleri yargılama hazırlığında olanlar kovuşturmaya uğruyor, görevden alınıyor.
Karısını elleriyle boğan adama 'iyi hal' indirimi veriliyor, testereyle gencecik bir kızı kesen manyak 11 yıl sonunda serbest kalma hakkı kazanıyor, insanları cayır cayır yakanlar çarçabuk kaçabiliyor, dolandırıcılar, katiller, psikopatlar kafalarını havaya kaldırdığında güneşi görebiliyor ama eline kalemden başka bir şey almamış insanlar yıllardır cezaevlerinde süründürülüyor.
Biz de, rahat rahat bunun adına 'adalet' diyeceğiz, öyle mi?
İktidar en yakından, uzağa doğru kurduğu saadet zincirinin bozulmaması için elinden geleni yapıyor. Eldeki tüm imkânlar kullanılıyor.
Gitmeyecek, böyle sürmeyecek. Ama bugün ama yarın hepsinin hesabı verilecek. Kimse umudunu kesmesin. Hiçbir zalimin iktidarı sonsuza dek sürmez.
Bu halka hesap vereceksiniz. Ufacık bir kızın babasız büyümesinin, eşini bekleyen genç kadının gözyaşlarınının, çoluğunun çocuğunun yemeğinden keserek para biriktiren yoksul halkın paralarını çalmasının hesabını teker teker vereceksiniz.
O villalar, o cipler, o konaklar, uçaklar, gemiler nasıl alındıysa hepsinin hesabı sorulacak...
Yemeye devam
Han-ı Yağma
Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Tevfik Fikret