31 Ocak 2012
Biri gidiyor, biri geliyor, biri gidiyor, biri geliyor
Biz böyle adamları seviyoruz. Misal Adnan Sezgin'e senelerce katlandık, Samsunspor yarı devrede herife siktiri çekti. Samsunspor'daki zekânın ve ileriyi görebilme yetisinin 10'da 1'i bizde olsa, son 4 yıldan 2 şampiyonluk çıkardı.
Millet delirdi, çıldırdı en sonunda Adnan Sezgin denen heriften kurtulduk. Ama 'Galatasaray'da transfer bitmez' şiarından yola çıkarak Adnan Sezgin'in boşluğunu, hemen hemen aynı kalibredeki Bülent Tulun'la doldurduk. Aynı görevde değiller hikâyesini anlatmayın mümkünse.
Bülent Tulun denen eleman, Galatasaray tarihinin en büyük gerizekâlılığında imzası vardır ama bunlar nasıl ilişkilerse bir biçimde görev alabiliyor. Yönetici oluyor, menajer oluyor, başkanın kişisel siki oluyor.
Galatasaray'a hizmet etmek için "Bülocuğum, Florya'da top toplayacaksın" deseler, onu da yapabilecek gibi geliyor.
Yaz transfer dönemi, büyük gerginlik olmadan geçilmişti fakat devre arasında gelince ufaktan hareketlenmeler olmaya başladı. Terim ısrarlı biçimde transfer istiyor, istediği adamlar alınmıyor, Bülent Tulun başkanın sol taşağı olduğu için kendisi birtakım isimler öneriyor. Terim, o isimleri beğenmiyor, Tulun da, onun istediklerini aldırmıyor.
Hayır, inan anlamıyorum Adnan Sezgin, Bülent Tulun gibi dalyarakları nereden bulup çıkarttığımızı. Herifler, Galatasaray'ı turnike yaptılar, bir Adnan, Bir Bülent sırayla göreve geliyorlar. Aradan bir-iki yıl geçiyor, bunlar kayboluyor, sonra birden peydah oluyorlar.
Ortada ciddi iddialar var. Bülent Tulun'un, Terim'i istemediği belirtiliyor. Durum buysa, onun ta götünden sikeyim, içine de eşek dikeyim. Bu cümleden Terimsever bir algı çıkartılmasın ama ne lan bu böyle! Bülent Tulun kimdir de, Galatasaray'da teknik direktör belirler ya da teknik direktör gönderir konumdadır.
Lan oğlum, ben mi yanlış hatırlıyorum, bu herif değil miydi Ribery'nin gitmesine neden olan adam? Herif Galatasaray'da görev almadığı zamanlarda, başarısız sonuçlarda bir tek götüne kına yakmadığı kaldı. Tehdit mektubu hikâyesini hiç söylemiyorum bile. Buna da bir savunma gelir muhtemelen.
Ne güzel değil mi? Lise tuvaletinde sigara içerken turnikeye dönen tipler gibi herifler. Bir o geçiyor kulübün ağzına sıçıyor sonra siktirip gidiyor. Sonra diğeri geçiyor, o sikip atıyor.
Bu işler sarpa sarmaya çok yakın. Ünal Aysal'ın son dönem çizdiği profil de sevimsizleşmeye başladı. Gereğinden fazla konuşup, her fazla konuşan insan gibi saçmalıyor. ('Başkan saçmalıyor' dedim ya, banko biri çıkacak "Sen nasıl konuşursun?" diyecek. A.k, herif sanki Galatasaray Başkanı değil de Tanrı'nın elçisi! Hiçbir şey söylenmiyor, söylenemiyor)
Şu Bülent Tulun denen dalyarak dolması, siktirip giderse pek memnun olacağım.