15 Temmuz 2012
Ercan nasıl siktik ama
E: Alo kardeşim...?
X: Naber Ercancığım...
E: Yaa napalım, şu gazete işini düşünüyorum...
X: Ne oldu ki?
E: Şimdi bana para verip yazdırıyorlar ama...
X: Ama...
E: Biliyorsun ben Ertuğrul Özkök'ün sayesinde yazar oldum. Hatta bir ara spor müdürü filan da yaptılar. Şimdi Enis Berberoğlu başa geçti, onunla çalışmak istemiyorum...
X: Niye?
E: Yaa biliyorsun, orospu çocuklarını ve iç güveylerini sevmiyor. Senden rica etsem, beni Erdal Şafak'la görüştürür müsün? Onunla çalışmayı çok istiyorum...
X: Tamamdır kardeşim.
Bu konuşma Ercan isimli bir spor yazarıyla, başka bir gazetenin Spor Müdürü arasında geçti. Spor müdürünün adı bende saklı. Daha sonra Erdal Şafak'la Ercan görüştü, her konuda anlaştı... Ve'sini biliyorsunuz... Ercan isimli gazeteci, çalışmak istemediği genel yayın yönetmeninin yeni spor yazarı oldu. Yanı neymiş? Başka bir gazeteye transfer olmadan önce, fiyat artırmak mümkünmüş. Ben de 'İç güveysi puşt Ercan duruşu' diyorum.
Bak işte böyle de yazılabilir. X belli değil, konuşma ispat edilemez ama gazeteye köşe olarak bunu koyarsın, birkaç gerizekalının aklını çelersin.
Yok, hakikaten bu ülke garip bir ülke. Ben şimdi kendimi bu herifin yerine koyuyorum. Bir boka benzemeyen, ancak ve ancak anaokul çocuğu beynine hitap eden düzeyde müzik yapacağım, sonra bir kız bulacağım. O kız, bir gazetenin genel yayın yönetmeni kızı olacak, gazetecilikle uzaktan yakından ilgim olmayacak ama spor yazarı olacağım. Bununla da yetinmeyip, Türkiye'nin sözde en büyük gazetesinin başına spor müdürü olacağım, bunların hepsini unutup, köşemde atıp tutacağım.
Bir kere buna midem müsait değil, kişiliğimde orospu çocuğu hamuru da yok. O yüzden ben bunu yapamam ama bu Ercan denen am paparası, rahat rahat yazı yazabiliyor. Hatta asla ortaya çıkmayacak ancak insanların kafasını bulandıracak yazılar da yazabiliyor.
Ulan; bu kadar aşağılık olmak için özel çaba mı harcıyorsun yoksa default o.ç misin? Televizyon ekranlarından "Nasıl siktik" diyen adamsın, Galatasaray bayrağını PKK renkleriyle özdeşleştirmişsin, iliklerine kadar işlemiş bir kompleks var; bunlarla yetinmiyorsun, bir transfer için, aklınsıra cinlik yapıp Hamit'i taraftar gözünde daha baştan akıllarda soru işareti yaratmaya çalışıyorsun.
Bu ülkede köşe yazmak bu kadar kolay işte. Gururunu, onurunu, haysiyetini bir daha hiç aklına getirmeyecek şekilde askıya asar, sonra ortalarda 'gazeteciyim' diye dolanırsın.
Müzisyen desen, müzisyen değil; gazeteci desen, gazeteci değil, ne bok olduğu belli olmayan, kıvamı da tam tutmamış o.ç'sin (artık ne anlama geliyorsa, sen beğendiğini seç). Ama suç sende değil, sana köşe açanda.
Hayatının odak noktası ve yaşama tutunabildiği tek dal Galatasaray düşmanlığı. Bu yolda devam et, belki seni besleyenler sana madalya takar (o madalya nereye takılırsa).
Ne yazık ki, bu ülkede böyleleri 'adam' muamelesi görüyor. Bu başbakana, bu cumhurbaşkanına, bu bakanlara, bu belediye başkanlarına, Ercan gibi yazar yakışır. Senin gibi faşistin külliyatını cilt cilt siksinler.
Seni ve senin gibileri Burak'la toplayıp, Selçuk'la çarpıp, Hamit'le sikeceğiz, rahat ol.
Not: Oğlum yazıyı her yerde paylaşıyorsunuz, ağzımıza sıçılacak bir gün. O yüzden birkaç değişiklik yaptım, başımın daha fazla derde girmemesi için. Ama neyin ne olduğu bellidir, onda bir şüphe yok.