11 Şubat 2013
Kurum içi dengeler bozulmaz mı yavşak
Fenerbahçe eski yöneticisi Hulusi Belgü: İki futbolcunun da (Hagi ve Popescu) Fenerbahçe'ye gelmesini çok istedim. 15 gün sonra Hagi ve Popescu, birer milyon dolar karşılığında Fenerbahçe'ye gelmeyi kabul ettiler. Aziz Yıldırım'ı çoğu zaman eleştirdim ama o gün bir fair-play örneğine imza attı. Fenerbahçe'ye gelmeye hazır olan Hagi ve Popescu'yu 'Galatasaray zor durumdayken almak doğru değil' diyerek almadı. Aziz Yıldırım onay verseydi, 1998 yılında Hagi ve Popescu birer milyon dolar karşılığında Fenerbahçe'ye transfer olacaklardı.
Fenerbahçe yöneticisi Deniz Tolga Aytöre: Fenerbahçe isteseydi Didier Drogba'yı alırdı. Neden alamasın. Fenerbahçe'nin gücünü bütçesi gösterir.
Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Yıldırım: Hoca ile yönetim arasında herhangi bir problem yok. Fenerbahçe isterse Hamit'i alır. Transferin gerçekleşmesi halinde borsaya bildireceğiz.
Ömer Temelli: Biz tamam desek Hamit transferi bitmişti.
Aykut Kocaman isteseydi, Fenerbahçe Sneijder'i alırdı.
Bu sezon böyle bir modamız var "Fenerbahçe isteseydi alırdı" diye. Galatasaray kimi istiyorsa, kime imza attırıyorsa, aslında Fenerbahçe'nin istemediği artık mal muamelesi yapılıyor. Ne söylemek gerekir açıkçası bilmiyorum çünkü şu açıklamaların hakikaten boku çıktı.
'Çılgın aşık' gibi götverenler. Tipler olur ya, bir kıza yanık olurlar. Lise çıkışına giderler, kollarına kızın baş harfini filan kazıtırlar. Kızın haberi bile yoktur aslında böyle birinin varlığından ama bunlar arkadaşlarına "Oğlumm var ya, kızla bugün fena bakıştık" diye hava basarlar. Oysa, kızın soluduğu hava ile bu malın soluduğu hava birbirine karışmamıştır. Arkadaşları "Hadi lan konuş işte" diye bunu gazlar, bizimkisi "Ya konuşacağım da götü kalkar şimdi. Çok istiyorsa, gelsin o konuşsun" diye sıralı otogaz havası basar.
Hah, işte bu "İsteseydik alırdık" diyen gerizekalılar, bizim mal oğlanın liseye gitmeyen, şirket sahibi olan hali.
İşin bir de, medya boyutu var. Galatasaray kimi transfer etse, takım içindeki dengeleri bozar mutlaka. Lan amına koyayım, gelen adamlardan biri Sneijder, diğeri Drogba. Asgari ücret mi alacak bu herifler? Herhalde, diğerlerinden fazla alacak. Bu "Takım içi dengeleri bozar" diyen yavşak yani Rıdvan, NTV'den yıllık 1.6 milyon dolar alıyor. Embesil herif, televizyonda haftanın 3 günü konuşup, 1.6 milyon dolar alıyorsun, günde maksimum 6 saat oradasın. Seninle aynı kurumda 10-12 saat çalışıp 2 bin TL alan adam kaynıyor. Senin aldığın maaş kurum içi dengeleri bozmuyor da, Drogba'nın, Sneijder'ın aldığı para takım içi dengeleri bozacak!
Gönül ister, eşit işe eşit ücret olsun, herkes emeğinin karşılığını doğru düzgün kazansın ama hayat böyle, kabul edelim ya da etmeyelim, birileri, birilerinden daha fazla kazanıyor.
Şu iki transferi Fenerbahçe yapsaydı, açık ve net söylüyorum imrenirdim ama bugün televizyonlar, gazetelerde bok atmak için ellerinden geleni yapanlar, Aziz Yıldırım'ın taşaklarını yalıyordu, bu iki adama imza attırdığı için. Anelka, Alex, Ortega, Roberto Carlos transfer olduğu zaman bunlar "büyük transfer hamleleri", Galatasaray Sneijder'a, Drogba'ya imza attırdığı zaman "soru işareti", "takım içi dengeleri bozar", "Drogba yaşlı", "Sneijder sakat" vs. vs.
Komik olan şey, Drogba'nın, Sneijder'in aldığı paralar üstünden eleştirilmeye kalkışılması. Herife sorsan Hasan Ali'yi, Meireles'i, Mehmet Topal'ı, Sow'u kaça aldın, bu adamlara ne kadar veriyorsun diye, öyle mal gibi kalır ama Hıncalvari bir tavırla karşında kimse olmadan atıp tutuyor. "Drogba, Çin'deki performansını geçmeliymiş!" Peh, peh, peh. Şu lafı duyan, çılgınca bir biçimde Çin ligi izlediğini sanacak. Lan, herifin ne yaptığını biliyor musun? Hangi maçını izledin de, performansının üstüne çıkması gerektiğini biliyorsun.
Çok açık ve net söylüyorum, çünkü yakından biliyorum, Rıdvan Dilmen'e Bundesliga'dan "8 takım say" desen, 6'nın üstüne çıkarsa alnıma "Ben yavşağım" diye dövme yaptıracağım. "Chelsea'den, Manchester United'dan 7'şer futbolcu söyler misin?" diye sor, 5'in üstüne çıkarsa enseme "Hem yavşağım hem de götün önde gideniyim" diye dövme yaptıracağım.
Bu ülkede yılda 1.6 milyon doları, bir bok bilmeden de kazanabiliyorsun. Kazandığın paraya bakmadan, Drogba'nın ve Sneijder'ın aldığı para üstünden "takım içi denge" edebiyatı yapıyorsun. Bir siktir git hakikaten. Hayal bile edemeyeceğin başarıları kazanmış adamlar, bırak da, liseli çocuk yorumu yaparak senin televizyonda aldığın paranın iki katını kazansın. Onların aldığı paralar gayet mantıklı da, senin aldığın parayı izah edebilecek bir durum yok. Güzelim medyamız böyle, yerleştirme adamlarla kaynıyor. Aziz Yıldırım'ın talimatıyla kendi kurumuna küfür eden adamlar, bugün köşe yazıları yazıyor. Tabii yine talimatla.
Neyse yazının başından kopmadan bitirelim. Fenerbahçe babayı alsın.