26 Şubat 2013
Saçlı canlıdan 'yorum farkı'
Fenerbahçe-Kasımpaşa maçı yorumları
Güntekin Onay: Fenerbahçe 1-1 giden maçta, 90. dakikada penaltıyla Emre'yle öne geçti. 90+4'te de Sow'un golüyle 3-1 kazandı. Evet hocam, ikinci yarıda Fenerbahçe'nin özellikle 1-1'den sonra inanılmaz bir kazanma azmi vardı. Tabii ki hocam, Fenerbahçeli futbolculara alkış tutmak lazım ama seyirci müthiş etken oldu. Çok istedi maçı.
Rıdvan Dilmen: Fenerbahçe seyircisi oyunun her bölümünde korkunç bir baskı yapan seyircidir. Bugün, Fenerbahçe seyircisi büyük iş yaptı. Şöyle değerlendirmek lazım; kötü oynamıyor Fenerbahçe iyi futbol oynuyor. Fenerbahçe maçı çevirirdi. 1-0 bitme olasılığı yoktu. Kasımpaşa oyuna ortak olamadı. Fenerbahçe golü yedikten 94'e kadar olağanüstü coşkuluydu. Sow oyuna girdi, bir anda her şey değişti, kanat bindirmeleri özellikle sağ kanattan var. Ama sen karışma hakem, karışma. Fenerbahçe oyunsal anlamda kazanmayı hak etti. Pozisyonun penaltıyla uzaktan yakından alakası yok. Bence penaltı falan değil. Hakem baskı altında kaldı. Serdar Tatlı'yı aradım, 'hocam penaltı dedi'. Allah Allah. Kural diyor ki, çekemezsin, teşebbüs dahi edemezsin.
Oyun olarak şapka çıkartıyorum. Aykut Kocaman, şahane bir takım çıkarttı. Fenerbahçe takımı, öne doğru oynamaya çalışan, baskı yapmaya çalışan ligimizin en iyi futbol oynayan iki takımından biri. Fenerbahçe'de bugün ve birkaç haftadır rakibi oynatmıyor, sindiriyor.
Galatasaray-Orduspor maçı yorumları
Güntekin Onay: İlginç bir karşılaşmaya sahne oldu. İlk yarıda Orduspor'un 2-0'lık üstünlüğü vardı. İkinci yarıda, Galatasaray'ın baskısı 45 ila 75 dakikalar arasındakibaskı tam 4 gol getirdi. İkinci yarıda büyük bir gerginlik, tansiyon yüksekliği ve Galatasaray'ın agresif oyunu, baskısı, atakları ve Orduspor karşısında 2-0'dan 4-2'ye gelen ve karşılaşmanın içinde de tartışılacak pek çok pozisyon var.
Rıdvan Dilmen: Yazıyoruz ya biz. Galatasaray ne oynadı diye. Sahaya dizilişi. Ne oynadı 4-3-3 oynadı. Ama futbolda eleştirilen bir şey vardır. Kardeşim doldur boşalt oynanır mı? Çok erken doldurmaya başladılar. Ama bu bir silahtır bazen, ama her zaman değil, bu bir taktiktir bazen. Ne oynadı Galatasaray 3-2'ye kadar. Bunun 4-3-3'ü kaldı mı?
Güntekin Onay: Şişir baskı yap. Drogba'ya şişir baskı yap. Doldur boşalt oynadı
(Bu sırada Cuper'e yoğun eleştiri var. Maçı Galatasaray'ın nasıl kazandığı değil, Hasan Kabze ya da ve Stancu'dan birinin neden oyundan çıkartıltığını anlatıyor. 3-2'den sonra Galatasaray'a güven geldiğini anlatıyor. )
Rıdvan Dilmen: Maçın hakemi maçı direkt etkiledi, onu söyleyeyim. Muhtemelen Fatih Terim de hakemden şikayetçi olabilir. Ama Ordu da olabilir. Gökhan gidecek vuracak adama dirseği faul dahi vermeyeceksin. Hakan Balta'nın sarı kartı var, vermeyeceksin. İkinci sarıyı.
Güntekin Onay: İkinci sarıyı.
Rıdvan Dilmen: İkinci sarıyı. Amrabat kartsız bitirdi. Amrabat'ı koy kasede, buna kart vermediler de, MHK 'Allah Allah' diyecektir. Mesela Drogba'nın pozisyonu var, penaltı verse bir şey diyemezsin. Ben bir şey diyemem, kontrolsüz girdi oyuncu, dirseği geldi oyuncunun. Ama vermediği kartlar var, dayak yedi oyuncular.
Buradan sonrasını geç zaten. Her iki maç hakkındaki yorumları bunlar. Cümleler özenle seçilmiş, misal Fenerbahçe'nin kazandığı penaltı için "Öyle penaltı olmaz" diyor ama bir taraftan da Serdar Tatlı'yı aradığını ve pozisyonun penaltı olduğunu söylüyor. Aynı saçlı şahsın Galatasaray maçındaki Drogba'nın pozisyonu için söylediği şeyse; "Penaltı verse bir şey diyemezsin. Oyuncunun dirseği geldi."
Dirsek atmak ve dirseği gelmek arasındaki farktan söz edecek değilim. Drogba ceza alanı içinde dirsek yemiştir ve pozisyon net penaltıdır.
Bir akşam önce 1-0'dan geri gelip 3-1 kazanan Fenerbahçe'nin oyununa şapka çıkartan saçı garip şahsın Galatasaray maçına ilişkin yorumu "Galatasaray şişirdi, doldur boşalt oynadı." Biri muhteşem, diğeri rastgele oynuyor.
Bir akşam önceki maçta yaşanan hakem hatalarını sadece "Öyle penaltı olmaz"la geçiştiren bu zatın, Galatasaray maçındaki yorumu ise "Maçın hakemi maçı direkt etkiledi."
Her hafta aynı teraneyi yaşıyoruz. Bir oyuncu takılıyor, diğeri kendisini atıyor; bir hakem basit bir hata yapıyor, diğeri maçın gidişatını etkiliyor. Bir teknik direktör muhteşem takım yaratıyor, diğer teknik direktör takımını rastgele oynatıyor.
"Amannn" deyip geçiyoruz ama esgeçmemek lazım. Çünkü bu söylenenler, bu denli üstüne basa basa her hafta tekrarlandıkça bir süre sonra yaygın kanı haline geliyor. O yaygın kanı Burak'ı hırsız, Melo'yu kasap, Eboue'yi artist yapıyor. Bunlar dillendire dillendire bizler bile bunların doğru olduğunu düşünüyoruz. Hah işte, medya gücü budur.
İki gün önce Sivasspor-Beşiktaş maçında kimse verilmeyen penaltıdan söz etmiyor. Lafa gelince 'şerefli ikincilik', 'Hırsız Burak' ama sahada yaşananlara sezon başından bu yana baktığımızda kimin 'şerefli', kimin 'hırsız' olduğunu görüyoruz. Var mı ses eden, yorum yapan. Bin 500 vuruşluk yazının 30 vuruşu ya ediyor, ya etmiyor.
Kadıköy'de futbolcular rakibe ana avrat sövüyor, bunun üstüne yorum yapan yok. Tek yorum "Olmuşsa ayıp". Lan, sikerler öyle ayıbı. Sahanın içinde sürekli ana avrat küfreden üç-beş orospu çocuğu dolanacak, yapılan yorum "Ayıp". Aynı ayıp Galatasaraylı futbolcular tarafından yapılsa, yedi gün 24 saat üstüne yorum yapar saçını siktiğimin puştu.
Héctor Cúper akıl veriyor herif. İki forvetten birini çıkartacakmış da, savunma oyuncusu alacakmış. Cúper'in teknik direktörlük CV'sini açıp okuması, bu malın 2 saatini alır. Orduspor hariç, Héctor Cúper'in çalıştırdığı takımlardan herhangi birinin antrenman sahasına bile giremez ama iş akıl vermeye gelince, herkesten önce gidiyor.
Lan neyse sinirlendim acayip. Haybeye iki videoyu da izlemek zorunda kaldım, ona daha çok canım sıkıldı.
Galatasaray kazandıkça sinir oluyorlar, suratları maymun götü gibi kıpkırmızı kesiliyor, ses tonları düşüyor, ne söyleyeceklerini bilmiyorlar. Daha ligin bitmesine var, izleyip göreceğiz, sahada ve saha dışında neler yaşanacağını.