Harika bir ev aldığını düşün. Denize karşı, geniş odalı, içi şahane döşenmiş, bahçesinde renk renk çiçekler olan, havalar biraz soğuduğunda şömineni yakıp şarap içtiğin, güneşin pencerelerden süzülüp evi aydınlattığı.
Eve taşınıyorsun, oturmaya başlamışsın, her şey muhteşem fakat evsahibi olarak sen çöplerini sürekli bahçene atıyorsun. Bir gün, iki gün, bir hafta, üç ay, 5 yıl, 10 yıl. O çöpler artık dağ gibi olmaya başlıyor. Evin bahçesi artık görünmez hale geliyor, çiçekler çöplerin altında ezilip kalıyor. Evin içi leş gibi kokuyor haliyle. Ve senin yaptığın tek şey, almışsın eline bir kova, evin içini temizlemeye çalışıyorsun. Koltukları siliyorsun, yerleri süpürüyorsun, camları parlatıyorsun. Eeeee abicim, dağ gibi çöpü ne yapmayı planlıyorsun peki? Onu temizlemeden, evinin harika olması mümkün mü?
Bunu niye anlattım; "Biz kazanacağız" başlıklı futbol romantiklerinin deklerasyonu için. Özünde doğru mudur? Evet doğrudur ama her yanın pislikle sarılmışken, sen hiçbirine ses çıkartmamışken, şimdi ortaya çıkıp entel dantel bildirilerle futbolun temiz kalmasını sağlayamazsın.
Yapman gereken şeyi zamanında yapmayacaksın; holiganizmi, ırkçılığı, şikeyi, kirli ilişkileri görmezden gelip gazetedeki köşenden "Fenerbahçe 4-3-2-1 oynadı, Galatasaray stoper bulmalı" diye suya sabuna dokunmadan yazı yazacaksın, sonra bir bildiri ile futbolun temiz olmasını sağlayacaksın! Haaaa tabii ya, bundan sonra artık hiçbiri yaşanmayacak, emin olun. Futbolun temiz kalması için gereken tek şey, bu bildiriydi ve siz de gerekeni yaptınız.
Biber gazına karşılarmış! Biber gazı taraftara sıkılınca mı karşı gelmek aklınıza düştü! İşçiye, emekçiye, öğrenciye, memura, sokaktaki vatandaşa sıkılırken, sorun değil de, şimdi iki-üç statta sıkılınca mı sorun olmaya başladı bu? Ülkede futbol da dahil olmak üzere hiçbir şeye tek bir laf bile etme, ancak ve ancak romantizm sosuna bulanmış üç-beş kelime et, sonra "Biz kazanacağız" diye bildiri yayınlayıp, her şeyin temizleneceği umudunu taşı.
Kirli kaldığımız sürece, kimse kazanmayacak. Günü kurtarmak amacıyla imaj parlatmakla, kazanç sağlanmaz. Herifin biri seri katil, 14 insanı kesmiş diyelim. Sonra aynı adam çıkacak "Geriye dönüp bakmayalım, bundan sonra barış kazansın" diyecek, biz de geçmişini silerek, barışın kazandığını sanacağız! Vay anam vay, o ne güzel iş.
Bildiride sözü geçen utanma duygusu, adalet ve vicdan biraz içinizde olsaydı, bugüne dek, sesinizi çıkartırdınız yaşanan rezaletlere. "Yaşasın barış, çiçekler, böcekler" diyerek, kazanamazsınız. Önce içindeki irini akıtacaksın, her türden pislikle hesaplaşacaksın, sonra oturup bu oyunu nasıl kurtarırız, onun için harekete geçeceksin.
Minareyi çalan, kılıfı hazırlar misali, bildiride savunma baştan yapılmış; "Bunu neden şu zaman yapmadınız da şimdi yapıyorsunuz’ diye satır aralarında art niyet arayanlara, satır aralarına art niyet saklayanlara" diye. Çünkü onlar da biliyor, nasıl samimiyetsizlik kokan bir bildiri olduğunu.
Kaç kişi imzaladı bu bildiriyi? Bu bildiriyi imzalayanlar, "Futbol temizlenene kadar televizyonlara çıkmayacağız, gazetelerde yazmayacağız" diyebilir mi? Hadi ortak olma o pisliğe, yer mi?
Pislikten nemalanıp, kokuşmuşluk kabak gibi ortadayken çaba sarf etmeyip, süslü kelimelerle, sözümona adalet çağrılarıyla, ana fikri "Tamam bunlar yaşandı ama artık olmasın, olursa küseriz" olan bir yazıyla, futbolun kurtulacağını düşünüyorsanız, ya aptallık derecesinde safsınız ya da insanları aptallık derecesinde saf sanıyorsunuz demektir.
Önce temizlenecek bu ülke futbolu ve sporu, her türden iğrençlikten; sonra böyle bildirilerle çağrı yapmaya hakkınız olacak. Üç kuruşa beş köfte zamanı geçeli çok oluyor.