9 Eylül 2009
Futbol bu, her şey olur
Milli maç geldi çattı. 2010 Dünya Kupası'na gidebilmemiz için bu maçı almaktan başka bir çaremiz kalmıyor. Yeni olası bir yenilgi durumunda Haziran 2010'da evimizdeki koltuklarda oturup "Ah ulan biz de olmalıydık" deyip, herbirimiz kendimize bir takım bulup, o takımı destekleyeceğiz.
Bugüne kadar olan bölümde yapılmış hatalardan söz etmeyeceğim. Geçti, bitti hepsi. Ancak bugün gazetelerde ve televizyonlarda Milli Takım'ın 11'ini görünce umutsuzluğa da kapılmadım değil.
Volkan, Gökhan Gönül, Önder, Servet, Hakan Balta, Hamit Altıntop, Emre, Arda, Tuncay, Semih ve Sercan'dan oluşan 11'i görünce niye böyle düşündüğümü de belirteyim. -Önceden guardımı alayım ama futbol bu her şey olur-
Eğer Terim, kazanmak zorunda olduğumuz Bosna deplasmanına orta sahada kesici bir oyuncu ile çıkmazsa, bol bol 1'e 1'lerle karşılaşabiliriz. Misimović, Muratović, Ibričić gibi ofansif orta saha oyuncularını dirençsiz bir orta saha ile karşılamak, benim kafamın yettiğince intihardan ibaret.
Çünkü bu koşullarda, stoperlerimizden Servet ve Önder Turacı sürekli öne çıkmak durumunda kalacak ve bu durumda da özellikle kontraataklarda garip durumlara düşebiliriz. Özel not düşeyim; Önder Turacı'ya hiç güvenemiyorum maalesef.
Bu yüzden Ceyhun ya da Mustafa Sarp ikilisinden birinin mutlaka ama mutlaka bu akşam sahada olması gerekiyor. Bunun için de Semih-Sercan ikilisinin sayısının bire düşmesi lazım. Zaten Arda, Tuncay, Halil ve Emre gibi forvete destek veren çok sayıda oyuncumuz var. Buna bir de çift forvet eklenirse, orta sahamız kul eleği işlevi görebilir.
Boşnak medyası karşılaşmaya; Supić, Vladavić, Nadarević, Spahić, Jahić, Salihović, Muratović, Rahimić, Misimović, Ibričić ve Džeko 11'iyle çıkılacağından emin. Bizim ise Volkan, Gökhan Gönül, Önder, Servet, Hakan Balta, Hamit Altıntop, Emre, Arda, Tuncay, Semih ve Sercan'la çıkmamız bekleniyor.
Bu 11'ler bana Pazar sabahı izlediğimiz Arjantin-Brezilya maçını anımsatıyor. Fiziken çok büyük üstünlüklere sahip Brezilya ve Arjantin yani. Bu maçta da Bosna Hersek'in bariz bir fizik üstünlüğü olacak.
En büyük umudum, oyunun dengede gitmeye başladığı anlarda kronikleşmiş hastalığımız olan top şişirmeye başvurmayız. Aksi taktirde çok sağlıklı sonuçlar alamayacağımızı düşünüyorum.
Ama Terim bu, ne yapacağı belli olmaz; bir bakmışsınız Hamit yedek, Kazım sahada; Volkan forvette, Semih kalede. Her deliliği yapabilecek kapasitede çünkü.
Biz garip bir milletiz ve futbolumuz da öyle. O yüzden tüm bu yazılanlar, çizilenler kâğıt üstünde kalabilir. Kaotik ortamlardan varolmayı bilen Türk Milli Takımı eğer 2010 Dünya Kupası'na gitmezse, kupa çok şey kaçırır. En azından serseri kurşun misali ne yapacağı bilinmeyen, her turnuvanın banko sürprizi (ulan hem beğendim hem garip geldi) kıvamındaki Türkiye'nin olmayışı herkes adına kayıp olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yaz hadi yaz. naz yapma