6 Ocak 2010
Vassel İspanya'da oynasa o yazıyı yazar mıydı?
Darius Vassel, Türkiye'de yaşadıklarını bloğunda anlatmış. Vassel'in Türkiye macerasının pek parlak olmadığı aşikâr. Yaşadıklarının tatsız olması, apar topar gönderilmeye çalışılması v.s. v.s. cidden pek de iyi anılar olmasa gerek.
Ancak benim Vassel'in günlüğünde dikkatimi başka bir şey çekti. Aslında sadece bugün ilgimi çeken bir durum değil bu. Yıllardan bu yana bu duruma takıntılıyımdır.
21 Aralık tarihinde Vassel "Bir kaç ay önce bir keçinin kurban edildiğini gördüm. O gün hayvansever olduğumu anladığım gündü. Burda kurban törenleri normal ama hiç benim gibi rahatsız olabilecek insanların varlığını düşünmüyorlar mı? Bunun yardım için yapıldığını biliyorum, acaba daha başka nelerle karşılaşacağım?" ifadelerini yazmış.
Açıkça itiraf edebilirim ki, bu görüntüleri ben de kişisel olarak hoş karşılamıyorum, hatta şunu da söyleyebilirim ki, şu 'kurban' meselesini sevmiyorum.
Sanırım Türkiye'de yaşayan yabancıların birçoğu, özellikle bu konuda hassastırlar. Gerçekten de, kültürlerine son derece yabancı bir durum.
Fakat yabancıların (sadece yabancı değil aslında, hayvansever diye durumu toparlayayım) bu hassasiyetlerinin İspanya'daki boğa güreşlerine karşı aynı çeviklikte olmadığını görüyorum. (Boğa güreşi dünyadaki en aşağılık ve en kahpe olaylarından biridir, söylemeden edemeyeceğim. Aslında daha ağırı lazım ama neyse)
Evet, sesini yükselten, tepki koyanlar var ama bu 'kurban'daki hassasiyetin yarısı kadar hassas değiller bu konuya.
Geçmişi çok eskiye dayanan bu 'spor'un (buna spor diyenin beynine edeyim) Avrupa'nın göbeğinde yapılmasına kimse, sesini yeteri kadar yükseltmiyor. Şimdi durumu terse alalım ve Vassel'in Real Madrid forması giydiğini varsayalım. Çok merak ediyorum acaba Vassel, bloğuna "Burada boğa güreşi denen bir hadise var. Benim gibi rahatsız olabilecek insanların varlığını düşünmüyorlar mı?" cümlesini yazar mıydı?
Ya da tersten bir şekilde düşünelim, boğa güreşleri İspanya'da değil de, İstanbul'da yapılsaydı, kapısında dilenciye döndüğümüz Avrupa Birliği bu konuda ne gibi yaptırımlar uygulardı? Ota-boka karışan AB, kimbilir İstanbul'daki boğa güreşlerine hangi gözle bakardı?
Bir de bu gelenek, din adına yapılan şeylerin sonu yoktur. İyi o zaman, herhangi bir Avrupa ülkesinde futbol oynayan (Hadi Tuncay Şanlı olsun) biri "Burada sürekli domuz eti yeniyor. Benim gibi rahatsız olabilecek insanlaın varlığını düşünmüyorlar mı?" desin.
Öyle nalıncı keseri gibi hep kendine yontmak olmaz.
Kişisel not: Boğa güreşi denen tiksinti verici olay, ezelden beri Madrid'lilerden nefret etmemi sağlayan baş olgulardan biri olmuştur.
ara sıra bakıyorum vassell'in blog'una. Nasıl desem: üniversite'yi yeni kazanmış, şehir dışında okuma heyecanıyla gittiği şehirde aile özlemi çeken ergen biri gibi tepkileri!
YanıtlaSilHayatında ilk kez yurtdışına çıktığından olsa gerek
YanıtlaSilŞunun adresini bi de bana verseniz ya?Nasıl bi blogmuş bakalım.
YanıtlaSilBi insan niye Ankaragücü'ne gider ki? Ben akıl erdiremedim bütün İngiltere'de akıl erdiremedi. Trabzon'da Beşiktaş'ta falan rahatlıkla oynardı.
YanıtlaSilBeşiktaş ya da Trabzonspor istese gelirdi Saunders
YanıtlaSilKurban bu dünyadaki en mantıklı bayramdır arkadaş.İsteyen her dinin dini bayramlarını arayın karşılaştırın.
YanıtlaSilVassel kendi işine baksın blog yazacağına.