Bir maç üstünden yerden yere vuruldu şu güzelim insan. Elbette kendisinin, benim savunmama ihtiyacı yoktur. Bugüne kadar yaptıkları, anlattığı F1 mücadeleleri, sayısız maç.
Ekrana çıkar ama bu işin aynı zamanda da emekçisidir. Öyle oturup klavye başında tıngır tıngır laf atmaya, çirkefçe çemkirmeye benzemez, o işin emekçiliği.
Okay Abi'nin bir maçı anlatmadan saatler önce yaptığı hazırlıkları biliyor mu acaba eleştirenler? Ya da daha bıyığı yeni terleyen birtakım blog karalayıcıları, Okay Karacan'ın verdiği emeğin binde birini verebildi mi?
Yok, hiçbiri değil haliyle. Ama amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Fenerbahçe ya da Beşiktaş maçını benzer biçimde anlatsa, bu kez başkaları eleştirecekti.
Burayı sürekli takip edenler artık nasıl yazdığımın farkındadır. Öyle bel altı filan vurmam, inceden geçirmeye çalışmam, lafımı-sözümü sakınmam. Neyse derdim, onu direkt olarak yazarım.
Birkaç blog var ki, böyle sinsi sinsi, bel altı öyle vurmuş ki Okay Karacan'a. Önce adam ol, derdin neyse açıkça söyle. Öyle lafı bin dereden dolaştırıp söyleme. Buna yüreğin yetmiyor, ıvır-kıvır vaziyetlerindesin. Çakal olma, adam ol önce.
Tekrar ediyorum, Okay Karacan'ı savunmak benim işim değildir, zaten benim açımdan savunulacak bir şey de yapmamıştır. Her zamanki tarzıyla bir maç anlatmıştır o kadar.
Hayır, ilginç olan şu: Bu ülkede her türlü bok dönüyor, her türlü hukuksuzluk yaşanıyor, kimsenin eleştirmeye niyeti yok; sanki her şey güllük gülistanlıkmış gibi. Ama bir futbol maçının spikerini saçma sapan bahanelerle yere vuruyor birileri.
Okay Abi, TRT koridorları kıçından ter akıtarak gezerken, değil kısa pantalon, annesinin verdiği mamayı kaşıklayanlar, hiç kusura bakmasın ama eleştirmek bir tarafa Okay Karacan'ın adını ağzına alırken, önce besmele çekmeli.
Neyse çok özgürüz bir ülkeyiz ya, isteyen istediğini eleştiriyor değil mi? Şu blog hadisesi gittikçe mide bulandırmaya başladı. Herkes her boku çok biliyor anasını satayım. Şu iğrenç haber portallarındaki yazılardan ve yorumlardan farksızlaşmaya başladı.
Gerek NTV, gerekse de kısa süreli Habertürk maceraları döneminde aynı binayı paylaşmaktan gurur duyduğum ender insanlardandır. Bunu da belirteyim.
Not: Gazetedelerde çıkan eleştiriler zaten birtakım kişisel çekişmeler sonucu yazılmıştır. O yüzden onlara değinme gereği duymadım.
Ben maçı seyrettiğimde hiç böyle bir şey dikkatimi çekmedi.Çünkü Ntv'deyken de böyle maç anlatıyordu,pek fark yoktu her zamanki gibi anlattı maçı.
YanıtlaSilBir de kimse FB-Bursa maçından sonra Ömer Üründül'ü eleştirmedi.Adamın açık açık FB'yi desteklemesine rağmen.(Bursalılar hariç)
Artık art niyet aramak için milletin ses tonunu analiz eder olduk.Allah'tan hayırlısı...
Ben de açık ve net bir şey söyleyeceğim. Türk futbol bloglarının bi sikim bildiği yok 3-5 tanesi hariç.Özellikle o çok takip edilen bir kaçı. Tabelacıyız , kompleksliyiz, mal mal istatistik yığmayı çok iyi biliriz(ki son zamanların modası), Rıdvanlara,Güntekinlere,Demirkollara saldırmayıp Okay Karacan gibi tertemiz adamlara giydirmeyi severiz.
YanıtlaSil