13 Eylül 2010
Siyasal erk ve destekçileri zerre kadar namus ve şeref sahibiyse
Ben bu ülkenin ta amına koyayım. 12 Eylül anayasasını yüzde 92'yle destekleyen yavşak güruhunun tamamı şimdi darbe karşıtı oluverdi. 12 Eylül'de tanklara selam duran, askerin sırtını sıvazlayan, sandıkta o gün de evet oyu veren götveren sürüsü evlerinden kafalarını çıkaramıyordu ama bugün keskin darbe karşıtı oluverdi. Bu kadar çiğ, bu kadar aşağılık, bu kadar şakşakçı bir halk daha var mıdır bilmiyorum.
Kimse götünden anlamasın şu cümleleri. Sonuç evet çıktığı için yazmıyorum. 12 Eylül 1980 referandumu ve geçen süre ile bugünkü tavrı karşılaştırıyorum.
Başbakan Erdoğan bile teşekkür konuşmasında "Devrimci Sol'a teşekkür" ediyorsa ve o devrimci sol yani AK Parti destekçisi Devrimci Sol İşçi Partisi, referandumun yapılmasına günler kala yüzlerce polisle, helikopter destekli operasyonlarda MLKP üyelerinin gözaltına alınmasına ses çıkarmıyorsa, ülkenin çivisi çıkmış demektir.
12 Eylül'de bu ülkenin solu hallaç pamuğu gibi atılırken, merdiven altı camilerde ağlak imamlar eşliğinde örgütlenen siyasal İslam ve uzantıları, bugün darbecilere bayrak kaldırmış durumda. Oysa kendileri de gayet iyi biliyor ki, bu ülkede imam hatiplerin sayısının artması, ülkede birdenbire palazlanan türban sorununun hortlaması 12 Eylül darbecilerinin sayesinde olmuştur.
Siyasal erk eğer zerre kadar namus ve şeref sahibiyse 12 Eylül'ün en büyük çocuğu YÖK'ü bugün kapatır.
Siyasal erk eğer zerre kadar namus ve şeref sahibiyse 12 Eylül'ün ertesinde çıkartılan, SİT alanları ve doğal alanların talanına yol açan Turizm ve Teşvik Yasası'ni derhal iptal eder.
Siyasal erk eğer zerre kadar namus ve şeref sahibiyse 12 Eylül ürünü yüzde 10'luk seçim barajını kaldırır.
Siyasal erk eğer zerre kadar namus ve şeref sahibiyse 30 yıldır süren DEV-YOL davasının sonuca ulaşması için gerekenleri yapar.
Siyasal erk eğer zerre kadar namus ve şeref sahibiyse, 12 Eylül'de iki generalin götünden çıkardığı Kutlu Doğum Haftası denen saçmalığı kesip atar.
Siyasal erk yani siyasal iktidarın 12 Eylül'le hiçbir hesabı yoktur. Çünkü 12 Eylül bu ülkede solun üstünden tank gibi geçmiştir, hatta tanklarla üstünden geçilen insanlar da olmuştur.
12 Eylül'ü yargılamak konusunda samimi olanlar, Diyarbakır Cezaevi'nde katledilenlerden, Adana işkencehanelerinde hayatlarının tamamında taşıyacakları izler taşıyanlardan, ülkesini terk etmek zorunda kalan binlerce ülke insanından, sakıncalı olarak işlerinden atılanlardan, işlerine son verilen öğretim görevlilerinden, kapatılan derneklerden, kuşkulu ölümlerden ötürü özür dilemekten başka şeyler yapsın.
Bu muamelelere maruz kalan bütün insanlara tazminat ödensin, 12 Eylül ürünü tüm kurumlar lağvedilsin ve yine aynı dönemde Meclis'ten geçirilen tüm yasalar iptal edilsin. Hadi bakalım, kim ne kadar samimi görelim.
12 Eylül'le hesaplaşacaklarmış! Ulan siz önce bu ülkede kendi destekçilerinizin Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Yozgat'ta, Malatya'da gerçekleştirdiği katliamlarla hesaplaşın.
İki çift lafım, şu referandum sürecinde MHP'yi kendilerine yakın gören ulusalcı tayfaya olacak. AK Parti'ye alternatif gördüğünüz partinin tabanı, AK Parti'den çok daha tehlikelidir. Şu yukarıdaki katliamların hepsine birlikte imza attılar. Aklınıza şaşayım sizin.
Büyük bir yalan ve kandırmacayla geçen referandum sürecinin özeti de şu haberdedir: "CHP Milletvekili Ergün Aydoğan Balıkesir’de referandumda ‘hayır’ çıkacağını söylerken AK Parti Milletvekili İsmail Özgün de ‘evet’ oylarının daha fazla olacağını ileri sürdü.
Bu tartışma da iddiayı getirdi. Aydoğan ve Özgün referandum sonucuna göre kaybedenin kazanana bir takım elbise ve Vali Yılmaz Arslan’a da bir kravat alma konusunda iddiaya girdi.
İsmail Özgün iddiayı kaybettiği için verdiği sözü tutacağını söyledi. Özgün, "Aydoğan’a bir takım elbise, valimiz Yılmaz Arslan’a kravat alacağım. Beni, Gömeç, Gönen ve Manyas’ta çok fazla çıkan hayır oyları yanılttı. Türkiye genelindeki yüzde 58’e seviniyorum" diye konuştu."
Hah işte, milletin götünü yırtıp kavga ettiği konu, AKP ve CHP milletvekilleri arasında ancak ve ancak taşak muhabbeti boyutundadır. Dün yazdım, siyasi tarihte bu iki partinin koalisyonunu da görürüz, söylemedi demeyin.
dün geceden beri bütün salak yazılar sıkmıştı bu ilaç gibi oldu abi. konu hakkında 1-2 kelam etmek için mail atabilir miyim sana bu arada ?
YanıtlaSil@ brk; at tabii saçmalama
YanıtlaSilabicim ellerine ağzına sağlık konuyu senden güzel kimse özetleyemezdi hani hayırcılar vatan hainiydi ne oldu o
YanıtlaSilkesin abi bir çok yerde de konuşulan şu tayyip cumhurbaşkanı olur chp akp koalisyonu görürüz çok doğru bir tespit ama şu gerçek ki bizim halk akıllanmaz bencede amaç darbeyle hesaplaşmak değil yetki ve idare alanlarını genişletmek ele geçirmediği birşey kalmadı artık bakalım ne yasalar geçicek
ve şu gerçekki 12 eylül olmasaydı şuan bunlar başımızda olmazdı 12 eylül askeri darbesinden 30 yıl sonra demokrasi adı altında (satılmış demokrasi yanlış anlaşılmasın ama kömür ve makarna vb. dağıtığı için oy verilmesi resmen demokrasinin satılmış olduğunu gösterir) siyasi darbe olmuştur hayır çıksada birşey değişmeyeceğinin farkındaydım ama boykotta bir işe yaramadı en çok deli olduğun okyanus ötesine teşekkür ve demokrasi kazanmış hangi demokrasi izah edermisiniz benim demokrasinden anladığım insanlara evet hayır yada boykot baskısı yapmak değildir
teşekkürler abi ellerine sağlık...
12 Eylül 1980 sağ ve soldaki idealist beyinleri nasıl ezip geçtiyse, 12 Eylül 2010 onlardan arta kalanlarıda süpürmüştür.
YanıtlaSilYerini okyanus ötesi gençliğine bırakmıştır.
Lucarelli ile Breitner'in siyasal duruslari ile bu blogun diskuru arasinda ucurum oldugu farketmemi sagladigin sagol.
YanıtlaSilHislerime tercuman oldu bu yazi, alip, cogaltip saga sola gonderesim geliyor.. Yatip kalkip 12 Eylul'e dua etsin bazilari, yerden yere vuracagina, su dunya nelere kadir onu dusunsunler!!!
YanıtlaSilBu vesile ile Turkiye sicmis oldu (pardon), okyanus otesine cakilan selam da tuyu oldu. Hadi kolay gelsin herkese...
sol ne ister bilmem ama ben daha fazla özgürlük,demokrasi,saygı ve de hoşgörüyü hak ettiğimize inananlardanım...bu yüzden bu despot,bağnaz,çağ dışı olan anayasanın millet iradesiyle değiştirilmesi için her şeye varım ve de evet dedim...ve ben hayır diyen boykot eden herkese saygı duyarken benim ve benim gibi düşünenlerin de kararlarına da saygı duyulmasını bekliyorum.sonuç olarak;demokrasilerde milletin ve hukukun üstünlüğü her şeyin üzerindedir...
YanıtlaSil@ Adsız; Sorun zaten demokrasi. Böyle bir sistem yok dünyada. Yüzyılın yutturmacası olarak, siyasi tarihde yerini almıştır.
YanıtlaSil@ gp maksimov; "Lucarelli ile Breitner'in siyasal duruslari ile bu blogun diskuru arasinda ucurum oldugu farketmemi sagladigin sagol"
diskur nedir açıklarsan yanıt vereceğim, eğer düstursa yazmak istediğin ona göre bir şeyler söyleyeceğim.
Ben de mansimova katılıyorum. Diskurun bozuk senin. Ayrıca arkadaş Rus ama İngilizce konuşuyor.
YanıtlaSilhttp://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/europe/turkey/8002168/Iran-donates-25-million-to-Turkeys-ruling-party.html
YanıtlaSilTürkiye İran'a dönmez diyordun değil mi? Şu haber neden hiçbir yerde yok? İran kendi eliyle tam 25.000.000 Dolar bağışlamış AKP'ye! Bu konuyla ilgili bir yazı gerek etrafta paylaşmak için. Madem haberi yapılmıyor harbiden blogların çığlığına kaldık. Şu haber sansasyon haberidir ya ötesi var mı? Telgraph'ın haberi ötesi var mı? Daha 2 gün geçmedi yazıklar olsun. Cidden sonumuz hiç iyi görünmüyor. Bugün Serap'ta Yeditepe Üniversitesi'nin cemaate satılacağını öğrenmiş, asistanlar ve hocalar tarafından konuşuluyormuş. Rektör de değişimiş. Bedrettin Dalan hala dönemedi. Kim bilir ne kadar tehdit alıyor kendisi ve ailesi. İnsanlar uyuyor açlıktan bişeyler yapmalı, bi çareler üretmeli... gerçekten bu işin şakası kalmadı.
Tüm dünya bizi ve referandumu konuşuyor. The Economist'ten tut, Times, Der Spiegel, Die Welt, Guardian vb. en ufak gazetelerine kadar bizi yazıyorlar ve iki ucu boklu bir değenek üzerinde olduğumuzdan bahsediyorlar. Artık futbol falan konuşmak o kadar anlamsız ki... Bir alttaki posttaki durum bile sansasyon yaratmıyorsa bokun içine battığımızın çığlığını ben atayım burdan...
Harika bir yazı olmuş eline sağlık.Fırsat bulduğum zaman blogtaki eski yazıları okumaya çalışıyorum.Boşu boşuna bunca sene onca kaypak köşe yazarını mal gibi takip etmişim.Sırf bu blog için gmail hesabı açtım.Hislerime tercüman olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM!
YanıtlaSil@ Ergül; çok teşekkürler, söylediklerin için...
YanıtlaSil@koala,
YanıtlaSildiskur ile dustur karistirilicak seyler gibi mi duruyor?
Ozet geceyim, sol gosterip alenen sag vurdugun icin o lafi ettim.
Isimlerinden feyz aldiin adamlar kendilerine alenen demokrat diyen adamlardir. Kendilerine alenen komunist, sosyalist diyen adamlardir cunku kendilerini yakin hissettikleri halk onlarin dusunduklerinin aksi yonunde hareket ettiklerinde "sizin amiza koim yea" yerine "siyasetimiz yanlis, insanlari kendimizden uzaklastirdik" diye oz elestiri yapan adamlardir. Burada sana italyan komunist partisinin katolik inancini goz ardi ederek italyada siyaset yapilamaz tezlerinden bahetmiicem.
Secimleri kendisinden farkli hatta zitti oldugu icin insanalara sovup satir arasinda da " benim bildigim en dogru, siz salaksiniz" imasi vermek elitist bir diskurdur, ve her elitist diskur gibi de sagdir.
Guzel bi futbol blogun vardi, bunu bu hale getirmen cok aci...
@ gp maksimov; hah diskur konusuna iyi geldin. Türkçesi'ni kullanabileceğin kelimelerin özellikle böylesi seçilmiş sözcüklerle değiştirilmesine oldum olası sinir olmuşumdur.
YanıtlaSildüşündüklerim, fikirlerim hiçbir zaman halk şakşakçılığı olmadı. halkın bir bölümünden gerçekten de nefret ediyorum ama bu nefret evet ya da hayır vermeleriyle ilgili değil. zaten o sonuç da beni zerre ilgilendirmiyor çünkü zaten oy vermedim.
"siyasetimiz yanlis, insanlari kendimizden uzaklastirdik" diye o zaman biz de Müslümanlığı baz alalım olur mu? var mısın buna? italyan komünüst partisi'nin yaptığı temel olarak yanlıştır, bunu italyanların ya da komünüstlerin yapması doğru olduğunu göstermiyor.
elitistlik mi? evet ya ne kadar elitistim bir bilsen.
@ gp maksimov; bu yazıyı tekrar oku istersen. hatta iki kez oku. o zaman anlarsın söylemek istediğimi. gayet basitti; söylemlerin baştan sona yalan olduğu ve bu aptal halkın da bu yalanın peşinden gittiğidir. üstelik aynı aptal halk bir önceki anayasaya yüzde 92 evet vermişken.
YanıtlaSilkusura bakmayın ama kimsenin derdi darbe anayasası filan değildi. buna inananlara "pamuk prenses ve 7 sikiciler" masalını öneririm.
@Koala tamam bi daa okuycam yaziyi.
YanıtlaSildiskur meselesinde kelimenin gundelik turkcede birden fazla karsiligi oldugu icin kullandim, turkcede karsiligi olarak cikan kelimeler de ya arapca ya da farsca zaten, no worries=)
pis bir ateist olmama ragmen muslumanligin baz alinmasii ciddi anlamda dusunuyorum. Iki donem ustuste berlisconu hukumetini yerinden eden Prodi hukumetinde sosyal hiristiyan partide vardi. son yillarin icinde komunist bakanlarin bulunduu tek avrupa hulumetiydi bunlar. ilaveten latin amerikanin aaz sulatan sol/komunist partilerinin/hukumetlerinin hepsinin ciddi kilise orgutlenmesi bagi vardir.
Lenin'e "bi papaz RKP'ye uye olmus" demisler, o da "bu onun acmazi, buyursun gelsin demis." o hesap...