1 Şubat 2010
Ara transfer pek verimli geçti
Ruud van Nistelrooy Real Madrid - Hamburg
Patrick Vieira İnter Milan - Manchester City
Younes Kaboul Portsmouth - Tottenham Hotspur
Andrea Dossena Liverpool - Napoli
Chris Smalling Fulham - Manchester United
Thomas Hitzlsperger Stuttgart - Lazio
David Beckham Los Angeles Galaxy - AC Milan
Robinho Manchester City - Santos
Luca Toni Bayern Munich - AS Roma
Landon Donovan Los Angeles Galaxy - Everton
Eidur Gudjohnsen Monaco - Tottenham Hotspur
Yıldıray Baştürk Stuttgart - Blackburn Rovers
Amr Zaki Zamalek - Hull City
Goran Pandev Serbest - İnter Milan
Sol Campbell Serbest - Arsenal
Maxi Rodriguez Atletico Madrid - Liverpool
Keirrison Barcelona - Fiorentina
Sandro Wagner Duisburg - Werder Bremen
Bojan Jokiç Sochaux - Chievo
Stefano Okaka Roma - Fulham
Amantino Mancini İnter Milan - AC Milan
Arouna Kone Sevilla - Hannover 96
Edson Braafheid Bayern Münih - Celtic
Diomansy Kamara Fulham - Celtic
Benni McCarthy Blackburn Rovers - West Ham United
Edmilson Palmeiras - Real Zaragoza
Maxi Lopez Fk Moskova - Catania
Hernan Crespo Genoa - Parma
Listede daha bolca isim var. Unuttuklarımız kızmasın, Jo, Gio Dos Santos gibi isimler de alınmasın.
Zorla mı söylüyorsunuz yoksa gönülden mi?
Fenerbahçe'nin yeni transferi, kulübün aylık dergisinin şubat sayısında süper bir açıklamalar yapmış.
Fenerbahçe'nin Türkiye'de en kıskanılan kulüp olduğunu söyleyen Gökhan Ünal, "Dışarıdan bakılınca imrenilen hatta biraz kıskanılan, içinde olunduğunda ise övünülecek bir kulüp.
Saracoğlu Stadı, herkesin maç oynamak istediği bir stat. Türkiye’de bir ilkin gerçekleştirildiği, seyirciyle oyuncuları bütünleştiren, oyuna heyecan ve güzellik katan bir stat" demiş.
Misal ben kıskanmıyorum Fenerbahçe'yi ya da imrenmiyorum. Hatta hayatımın hiçbir döneminde de herhangi bir kıskançlık ya da imrenme emaresi göstermedim. Hayır, içini doldur yaptığın açıklamanın 'tamam' diyeceğim.
Mesela neyini kıskanıyorlar. "Türkiye'de en çok şampiyon olan tek kulüp müdür?" Hayır.
Peki "Avrupa'da başarıdan başarıya mı koşar?" Ona da hayır.
"Türkiye'nin en çok kupa kazanan takımı mıdır?" Bunun cevabı da hayır.
Nedir abi, Fenerbahçe'yi özel kılan. Takımını destekleyen taraftar için değil bu sözlerim. Tabii ki her takımı destekleyen insan için o takım en iyidir, en özeldir. Ama sen profesyonelsin, para kazanıyorsun. Daha iki yıl önce Trabzon'a gittiğinde aile havasıydı, şehre bayılmıştın, kendini evinde hissetmiştin ya. Ne oldu şimdi?
O zaman, kim ya da kimler neden kıskanır ve imrenir Fenerbahçe'yi? Öyle laf olsun, torba dolsun, taraftara şirin görüneyim diye yapılmış açıklamalar bunlar. Bugüne kadar sayısız adamdan bunları duyduk. Hatta her yeni gelen, tribünlere oynamak için söyle bu sözleri.
Haklısın, kıskançlıktan ölüyorum. 35 yıldır neden Fenerbahçe'yi tutmadım diye her gün kahrımdan ölüyorum. Hatta ne zaman bir gün Fenerbahçeli olacağımı da düşünüyorum her an, her dakika, her saniye.
Adam olun biraz; yalakalık yapmak böyle gencecik adamlara yakışmıyor. Çık, efendi gibi topunu oyna, bu tür cinliklere gerek kalmasın.
Haa, sen gerçekten böyle olduğuna inanıyorsan, sorun yok demektir. Ama sende bir sorun var demektir.
Fenerbahçe'nin Türkiye'de en kıskanılan kulüp olduğunu söyleyen Gökhan Ünal, "Dışarıdan bakılınca imrenilen hatta biraz kıskanılan, içinde olunduğunda ise övünülecek bir kulüp.
Saracoğlu Stadı, herkesin maç oynamak istediği bir stat. Türkiye’de bir ilkin gerçekleştirildiği, seyirciyle oyuncuları bütünleştiren, oyuna heyecan ve güzellik katan bir stat" demiş.
Misal ben kıskanmıyorum Fenerbahçe'yi ya da imrenmiyorum. Hatta hayatımın hiçbir döneminde de herhangi bir kıskançlık ya da imrenme emaresi göstermedim. Hayır, içini doldur yaptığın açıklamanın 'tamam' diyeceğim.
Mesela neyini kıskanıyorlar. "Türkiye'de en çok şampiyon olan tek kulüp müdür?" Hayır.
Peki "Avrupa'da başarıdan başarıya mı koşar?" Ona da hayır.
"Türkiye'nin en çok kupa kazanan takımı mıdır?" Bunun cevabı da hayır.
Nedir abi, Fenerbahçe'yi özel kılan. Takımını destekleyen taraftar için değil bu sözlerim. Tabii ki her takımı destekleyen insan için o takım en iyidir, en özeldir. Ama sen profesyonelsin, para kazanıyorsun. Daha iki yıl önce Trabzon'a gittiğinde aile havasıydı, şehre bayılmıştın, kendini evinde hissetmiştin ya. Ne oldu şimdi?
O zaman, kim ya da kimler neden kıskanır ve imrenir Fenerbahçe'yi? Öyle laf olsun, torba dolsun, taraftara şirin görüneyim diye yapılmış açıklamalar bunlar. Bugüne kadar sayısız adamdan bunları duyduk. Hatta her yeni gelen, tribünlere oynamak için söyle bu sözleri.
Haklısın, kıskançlıktan ölüyorum. 35 yıldır neden Fenerbahçe'yi tutmadım diye her gün kahrımdan ölüyorum. Hatta ne zaman bir gün Fenerbahçeli olacağımı da düşünüyorum her an, her dakika, her saniye.
Adam olun biraz; yalakalık yapmak böyle gencecik adamlara yakışmıyor. Çık, efendi gibi topunu oyna, bu tür cinliklere gerek kalmasın.
Haa, sen gerçekten böyle olduğuna inanıyorsan, sorun yok demektir. Ama sende bir sorun var demektir.
ABD'li sahiplere isyan
Önceki gün Liverpool taraftarı şimdi de ManU taraftarı. İngilizler, ABD'li sahiplerine karşı isyanda.
Borçlar arttı herkes kafasını yukarı kaldırmaya başladı. İşler iyi giderken, kimsenin sesi soluğu çıkmıyordu. Taraftar, her yerde aynı demek ki.