11 Temmuz 2011
Fatsa'yı ve Terzi Fikri'yi unutmamak için çok sebep var
12 Eylül faşizminin adım adım geldiği günlerden biridir 11 Temmuz 1980. Ordu'nun Fatsa İlçesi'nde bambaşka bir dünya yaratmak istedi.
Aşağılamak istedikleri 'Terzi' sıfatını inadına taşımış, hiç yüksünmeden, gurur duyarak.
Köylünün yanında oldu, fındığa sahip çıktı, çırakların hakları için savaştı. Hepsinin karşılığı olarak mahkemeler ve cezaevlerinde işkencelerle ödetmeye çalıştılar.
Çorum'da insanlar öldürülürken, şimdinin akil adamı (!) durumundaki Süleyman Demirel, utanmadan "Siz asıl Fatsa'ya bakın" diyerek, Fatsayı ve Terzi Fikri'yi hedef gösterdi ve Çorum'da yaşanan faşist katliamı gözlerden kaçırmaya çalıştı.
11 Temmuz sabahı, Fatsa'yı kuşattılar. Polis, jandarma ve yanlarında getirdikleri Ülkü Ocakları'ndan maskeli faşistler; insanları evlerinden topladılar, kadınları saçlarından yerlerde sürükleyerek, erkekleri döverek, işkenceyle otobüslere bindirdiler. Sokaklarda insanlar öldürüldü, işyerleri bombalandı, yağmalandı.
İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de yağı, tüpü, şekeri, unu karaborsadan satıp, birileri zenginliğine zenginlik satarken, Fatsa'da her şey vardı. Çünkü Terzi Fikri ve O'nun ideali paraya değil, insana değer veriyordu. O yüzden izin vermediler, karaborsacıya, faizciye. Fındık üreticisinin borç kölesi yapıldığı sistemi reddetti.
Terzi Fikri'yi kaburgalarını kırana kadar işkenceden geçirdiler. Oysa işkencecisi akşam evine yağ, ekmek, süt götüremezken, Terzi Fikri o işkencecinin de insan gibi yaşaması için savaş vermişti.
İnsanca yaşamı savunanlara, insanı, insan yerine koyanlara izin vermediler. Çünkü onların yarattığı sistem, insanı önemsemiyor, değer vermiyor, hiçe sayıyor.
"Karaborsaya geçit verilmeyen, fındık üreticilerinin borç köleliğinden kurtulmasının sağlandığı, kadınların kocalarından dayak yemesinin önlendiği küçük bir kasaba Fatsa.
Yaşamayanların bile 'rüya gibi' dediği Fatsa'ya 11 Temmuz 1980'de 'Nokta Operasyonu' düzenlendi. 19 bin insanı 'rüya'dan uyandırdılar.
Fatsa bir semboldü, bir hayalin gerçekleşebileceğinin kanıtıydı, o kanıtı toplumsal bellekten silmek için yalanlarla, silahlarla yok etmeye çalıştılar.
Bazı olaylar için "Mutlaka filmi yapılmalı" derim hep. Fatsa ve Terzi Fikri'yi beyazperdeye bugüne kadar koymayan sinemacılar, bu ülkede sinemacıyım diye geçinmesin.
Bir rüyanın gerçek kılındığı Fatsa'yı herkes bilmeli. Kendisine insan diyen, insanca yaşamı savunan, insani değerleri içinde taşıyan herkes.
19 bin kişilik Fatsa; Terzi Fikri'nin fikirlerini sevmese de, siyaseten benimsemese de, onun insanlığını hep sevdi. Aslında sevdikleri bir yandan da içinde yaşattığı devrimci fikirleriydi ama fark etmediler ya da fark edemediler.
Terzi Fikri'lerden, Fatsa'lardan geldiğimiz nokta, hayatlarında hiç sokağa çıkmamış, eyleme gitmemiş insanların boktan bir takım için sokağa döküldüğü bir ülkeye gelmek insanın içini acıtsa da, bu ülkede her zaman Terzi Fikri'lerin yetişebileceği inancını da içimizde taşımalıyız...
Şu aşağıdaki fotoğraf, çok şey anlatıyor ama sadece anlamak isteyenlere...
Fatsa güzel, Terzi Fikri idol ama o Fatsa'dan eser yok bugün. 30 yıldaki değişim inanılmaz. Hiç mi tarihten izler barınmaz bir yerde.
YanıtlaSilErdil Beşikçioğlu tam bu rollük adam :)
YanıtlaSilZamanında okumuştum Fatsa'yı. senin güzel yazınla ve bakış açınla daha da anlaşılır bir halde yorumlanır olmuş 'Terzi'nin düşünceleri. İşte bu nedenlerden dolayı Netekim darbe yaptı. Bu noktada ona asla kızgın değilim yoksa ülkemizde hala kandökülüyor olabilirdi. Yalnız darbe sağ darbeydi. Problem de buradan devam etti. Darbenin yapılmış olması değil darbenin 'görüşü' yanlıştı. İnsana bakmıyordu darbe zira.