7 Mayıs 2010

Baykal'dan Mandela'ya


Ne vakittir futbol yazmadım farkındayım. Ruh hali ile direkt olarak ilintili bir durum. Barcelona'nın elenmesi benim açımdan bardağı taşıran son damla olmuştu. Arada St. Pauli'den iyi haber geldi o kadar.

Hafta sonu itibariyle futbol yazılarına da döneceğim ama bu ülkede biraz zor olmaya başladı. Baykal'ın seks kasedi çıkıyor, var mı ötesi? Zaten kıllanmıştım, o son saç modelinden sonra..

Hadiseye girmeyeceğim, girersem çıkamam. Ama her biçimde iğrenç, aşağılık, (hatta işin içinde Vakit olduğu için rahatlıkla söyleyebilirim) buram buram ibnelik kokan bir iş. Onun bunun evlatları, 4 tane hatun almayı, bir imamın karşısına oturarak aklar ama başka türlüsü olunca basarlar yaygarayı.

Yarın medya ahvalini merak ediyorum. Kamera karşısında küfürü basınca, neredeyse özgürlük savaşçısı konumuna getirilen Ercan Saatçi'ye sahip çıkanlar, Deniz Baykal için neler söyleyecek, hakikaten merak içindeyim.

Dünya Kupası Mandela'nın ellerinde. Onu paylaşmak istedim. Şu kupa bir gün bu kıtanın insanlarının ellerinde yükselmeli. Benim futbol nirvanam budur.

Not: Başlık hakikaten alakasız oldu. Klavyeye dokunurken, rayından çıkıyor bazı düşünceler, o sebepden ötürü.