7 Şubat 2011

OSTİM cinayeti ve 3 maymundan sorumlu bakan


Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, OSTİM'de ölen 20 kişinin ardından "İşletme belgesi bile yok" diyerek, hadiseyi işyerlerine ihale etti.

Zaten Akp'nin 7 yıllık iktidar tavrında hiç hata yapmadıklarını görebilirsiniz. Daha bugüne kadar Türkiye'de olmuş hiçbir olayda bunların sorumluluğu yok. Suçlu hep ötekiler.

Neyse Ömer Dinçer "İşletme belgesi bile yok" dediği işletmeler konusundaki belge zorunluluğunu kendi bakanlık döneminde 2009 yılında bir yönetmelikle kaldırmış.

2004'ten bu yana yürürlükte olan ve 10 kişi ve daha fazla işçi çalıştıran işletmelerin açılabilmesi için zorunlu olan 'işletme belgesi' şartı, Ömer Dinçer'in bakanlık yaptığı dönemde 50 kişi ve üzeri işçi çalıştıran işyerleri olarak değiştirildi.

Ali Yiğit, Nejdet Ali Tanışmak, Dursun Kavak, Satılmış Şimşek, Abdulkadir Kurt, Bayram Özkan, Abdullah Karakulak, Ahmet Özdemir ve Mükremin Atmaca. İvedik’teki ikinci patlamada hayatını kaybedenlerin isimleri ise şöyle: Cengiz Soyalp, Hüseyin Yıldız, Servet Yurttaş, Dilek Gürer, Aydın Çapraz, Aydemir Çapraz, Hazım Çavdar, Hüseyin Okçu, Deniz Demirbaş, Aytaç Akkaya ve Cihan Çifçi.

OSTİM'de ölen 20 kişinin, hayatlarını kaybetmesinde bu yönetmelik değişikliğinin payı çok büyüktür. Ömer Dinçer'in bakanlığı döneminde madenlerde, atölyelerde, sanayi sitelerinde ölen insanların haddi hesabı yok. Ama kendisi her şerefli (!) siyasetçi gibi görevini sürdürüyor.

Dedim ya, bunların başarısı bu diye. 3 maymun gibi hiçbir boktan haberleri yok, hiçbir boku duymuyorlar ve hiçbir boku görmüyorlar. İşçi suçlu, işyeri sahibi suçlu, emekli suçlu, sendikalı suçlu, çiftçi suçlu ama bunlar sütten çıkmış ak kaşık.

Gidecek yeriniz yok, haberiniz olsun.

Bu arada Başbakan Erdoğan tazminat davalarında bloglara kadar düşmüş. "Yolsuz kaldı" desem, imkân ihtimal dahilinde bile değil. Artık tahammülsüzlük sınırlarını, okyanus ötesine kadar taşıdılar.

Osurma, sıçma hallaççı geçiyor hesabı. Bize de bekleriz canım!

Pezevenk ordusu!


Şu piyasada dolanan "Stancu aslında 300 bin Euro'ya gelebilirdi, Galatasaray 5 milyon Euro verdi" hadisesinden sonra işin bokunun çıktığını net biçimde anlamış bulunuyoruz. Bilmiyorum en azından ben gayet iyi anladım.

Hafızamı öyle çok da gerilere atmadan, Galatasaray'a gelen her yabancı futbolcunun 'defolu mal' muamelesine uğramasını görebilmek mümkün.

İlk hatırladığım Falco ve Stumpf'un "askerlik arkadaşı" hadisesidir. Benzer cümleler Hagi için de yazılıp, çizildi.

Son birkaç yıldır gelen futbolculara baktığımızda "Ribery bonus", "Lincoln sorunlu", "Elano gibi adam nasıl Brezilya milli takımında oynar", "Keita disiplinsiz", "Jo alemcinin önde gideni", "Kewell sakat", "Baros bir var bir yok", "Nonda ağır sakatlık geçirdi soru işareti var", "Stancu aslında 300 bin Euro ama Galatasaray kazık yedi", "Pino kariyersiz" v.s. v.s.

Bu liste uzar gider şimdi bir çırpıda aklımda kalanlar bunlar.

Üşenmedim baktım, Romanya Milli Takımı oyuncularının fiyatları nelerdir diye. Çünkü bir milli oyuncunun Lüksemburg, Faroe Adaları filan değilse fiyatının 300 bin Euro olmasının imkânı yok. Milli Takımın en ucuz oyuncusu 600 bin Euro, zaten o da hiç formayı giymemiş. Sonra 800 bin Euro'luk bir eleman var, iki de 850 bin Euro.

Medyaya göre kesin olan bir şey varsa Galatasaray'ın kadrosuna dahil ettiği her yabancı oyuncunun bir kusuru var. Ama öyle ama böyle bir şey bulunuyor.

İlginç olan bu adamlar gittikten sonra Elano, Lincoln, Jo ve Ribery gibi oyuncular "Nasıl elden kaçtı?", "Beceriksiz Galatasaray", "Elano aslında çok iyiydi ama Galatasaray kullanamadı", "Lincoln döktürüyor", "Jo, Mancini'nin gözdesi", "Keita'nın talipleri arttı" gibi başlıklarla birdenbire değerli oluveriyor.

Sorun giydiği formanın rengi, başka bir şey değil.

Yoksa emin olun Güiza Galatasaray forması giyiyor olsaydı, her gün taşak oğlanı yaparlardı. Ya da kavga dövüş alınan Stoch, Galatasaray'a transfer olsaydı ve bu performansı gösterseydi şimdiye ne haberler yapılmıştı, hayal bile edemiyorum.

Türkiye'de spor basınının ne kadar boktan olduğunu söylemeye gerek yok.

Ama hakikaten yeter artık. Şu sakat sakat dedikleri Kewell'ın Galatasaray'da sezon ortalaması 20 maç, Baros'un gol ortalaması 1.48. Stancu 3 maçta 2 gol attı. Rakamlar dışında belli ediyor ki, Stancu gayet iyi futbolcu.

Heriflere yetmiyor hiçbir şey. Yani cidden bunlar pezevengin önde gideni. Şeref zaten yok, ahlâk aramak büyük hata. Biraz daha okunabilmek için yapmayacakları pezevenklik yok.

Herkese bok ata ata bir tane adam bırakmadılar. Çünkü algısında sorun olan gerizekâlı taraftar profili bir süre sonra bu yazılanların doğru olduğuna inanmaya başlıyor ve tribünde homurdanıyor, ıslıklıyor, yuhalıyor.

Basını, taraftarı, yönetecisi, yorumcusu pezevenk ordusu gibi. Heriflere hiçbir şey yetmiyor. Alayınızın götüne sarı-kırmızı (isteyen sarı-lacivert, bordo-mavi, siyah-beyaz ya da istediği renkte sokabilir) yarrak girsin yavşaklar.

Sabaha şokla başlamak


İrlandalı anısına gitsin... Çok yaşamamak lazım bu hayatta.