30 Aralık 2010

Lan bir kere kabul edin mağlubiyeti


Fenerbahçe Ülker Şube Direktörü Nedim Karakaş: "Onlar vuracak kıracak, hakem çalmadığı zaman prim vermiş oluyor. Yapılan 4 faulden bir tanesini çalarsan, oyunun en kritik anlarında yapılan faulleri es geçersen olmaz. Oyunu koparmamıza müsaade edilmedi. Çalınan ve verilmeyen faullerin oyun neticesinde etkili olduğunu düşünüyorum. 6 sayı öndeyken Ömer’e yapılan sert faulün es geçilmesi ve itiraz eden antrenörümüz Spahija’ya teknik faul verilmesinin ardından oyunun momentumu Galatasaray’a döndü. Sporcularımız sinirlenerek, oyundan düştüler. Spahija’ya teknik faul çalan hakem, keşke daha önce sahanın içine kadar girip, hatta bizim bence kadar gelen Oktay Mahmuti’ye de aynı tepkiyi gösterseydi. Ev sahibi olmanın avantajı sahadaki hakemlerin yürekleriyle ilgili. Dün yüreksiz olduklarını gördük.

6 sayı öndeyken Ömer pata küte indirildi. Koç sinirlendi, teknik faul aldı. Maç kafa kafaya geldi. Olayın tersini düşünsek, 8 sayı öne geçeceksin rakibin elleri titremeye başlayacak. 32 dakika mücadele içinde bütün taktikleri oydu, vur vurabildiğin kadar hakemler de çalabildiği kadar çalsınlar. Maçta 27 faulden 12’sini kaçırdık. Bunlar takım sinirlenip oyundan düştükten sonra kaçan fauller. Oyuncularımız 31-32 dakika çok güzel mücadele ettiler. Devamlı faullerin es geçilmesi ve emeğinin boşa gitmesini görmeleri onları da sinirlendirdi.

Nedim Karakaş, maçtan sonra başantrenör Neven Spahija’nın kendisine çalınan teknik faulün haklı olduğunu söylediğinin hatırlatılması üzerine "Antrenörümüz faulün haklı olduğunu düşünüyor olabilir. Ama antrenörümüze çalınan teknik faule kadar Oktay Mahmuti’nin yaptığı itirazlarda dakikalarca izahat vereceklerine bir tane teknik faul verselerdi. Ben illaki ’Oktay’a da teknik faul versinler’ demiyorum, düdüklerinde standart olmayan davranışları dile getiriyorum. Eğer Oktay’a verilmiyorsa, antrenörümüze verilen teknik faul de ağırdı. Düdüklerde standart olmamasından şikayetçiyim."

37 yaşına geldim. Ben daha Fenerbahçe'nin herhangi bir branşta Galatasaray'a yenilip de, "Tebrik"ler dediğini duymadım. Lan bütün hayatım şu heriflerin ağlayıp sızlamasını görmekle geçti. Merdiven diyeni duydum lan. Sanki merdivenlerden ruhani bir güç geliyor sahanın içine.

Ya bir kere abi, bir kere, "Galatasaray hak etti" deyin be. Bir yeriniz mi eksilecek anlamıyorum. Rakibini alkışlamak, elini sıkmak, tebrik etmek senin büyüklüğüne büyüklük katar.

U17, U17 diye dünya ayağa kalktı. Bir olay benim evimde gerçekleşmişse sorulmusu benimdir. O yüzden özür dilendi, zaten polis ve savcılık devrede. Aziz Yıldırım çıkmış "Bizde olsa tepkiyi daha farklı koyardık. Ama onlar koyamıyorlar" diye açıklama yapıyor.

Ulan angut, açtırmayın adamın ağzını. Dünya spor tarihinde yaşanmamış şeyler gördük Saraçoğlu'nda. Kimin aklına gelir koltuklara tezek sürmek, bok sürmek. Kimin aklına gelir sidik torbalarını yağdırmak. Gerets'in kafasını yararken, Mondragon'un kulağında ses bombası patlatırken neredeydin. Farklı tepki koyarmış. Götveren, bunları yapanları çükünden tavana astı sanki sikko sikko konuşuyor şimdi.

Lan hakikaten boku çıktı hadisenin. Polisin olaya karışanları yakaladığı, savcılığın işin içinde olduğu bir hadisede ne yapılabilir başka acaba? Florya'da asacak mıyız, bu olaylara karışanları. Yoksa TT Arena'nın açılışında kurban niyetini kafalarını mı keseceğiz.

İbnelerin evladı önce yaptığınız bokları kabul edin, özür dileyin, tebrik edin. Sonra başkalarına akıl fikir verin. Bunların hepsi kanatlı melek, biz şeytanın önde gideniyiz.

Ama suç bunlarda değil, suç Aziz Yıldırım'ın eteğine yapışıp her medyaya çıkışında "Aziz Başkan" lafını ağzından düşürmeyenlerde.

Fenerbahçeli dostlar alınmasın, yeri geldiği için söyleyeceğim -Nedim ve onun gibi düşünen herkese- Nedimciğim adamı böyle sikerler.

'Giden gitmiş, hüznü ayaklandırmak boşuna'


"Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin
Unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz
Ölü balıklar geçiyor kırışık bir denizin sofrasında
Ve ellerinde fenerleriyle benim arkadaşlarım

Durmadan düşünüyorum
Ne kadar çok öldük yaşamak için."

Onat Kutlar

16 yıl önce bir bombaya kurban gitti Onat Kutlar ve Yasemin Cebenoyan. Olayı gerçekleştirenler pişman oldular.
Ne yazık ki, son pişmanlık keşke fayda getirebilse. Ne çok aydınlık beyin öldürüldü, idam edildi, hapishanelerde çürütüldü bu ülkede.

Karanlık sulardayız şimdilerde. Attığımız her kulaç bizi biraz daha karanlığa sürüklüyor.

Bazen çok şey yazmak yerine sözü üstadlara bırakmak en iyisidir.

SAAT SEKİZİ GEÇ VURDU

Kime ne desem
Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum

Düşünmeden biliyordum deniz ılıdı
Dökülen çelik katı
Yürüyenler yan yana

Yüzümü güneşe dinlendirsem
Dağın dağ olduğunu bilsem ovanın ova ağacın ağaç
Kurtulurdum

Çok köprülü sular gibi git git bitmedi
Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum

Saat sekizi geç vurdu
Giden gitmiş hüznü ayaklandırmak boşuna
Düşünmeden biliyordum.

Arif Damar