28 Eylül 2011

Sünni faşizmi ayaklandı


Şu karikatür üstünden kıyamet kopartıldı. "Dinimize saldırıyorlar" diye, söylenmedik şey bırakılmadı. Birtakım basın yayın organları her zamanki gibi ağızlarından salyalar akıtarak, "Din elden gidiyor, neredesiniz!" çağrıları yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 26. maddesi der ki, "Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hürriyetine sahiptir. Bu hürriyet, resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir alma ya da verme serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir."

Yani, herkes fikirlerini ve düşüncelerini istediği gibi dile getirebilir. Tabii Türkiye'de anayasa ne derse desin, Türk Ceza Kanunu'nda mutlaka bir madde var ve anayasal her madde rahatlıkla delinebiliyor.

Karikatürist, Bahadır Baruter "Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılama" suçundan 1 yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıkacak (Belki de çıkmıştır, ona göre güncelleme yaparım).

Bu ülkede, götler yırtılıyor 'ifade özgürlüğü' diye ama bir karikatürist, karikatüründe "Allah yok, din yalan" dediği için hakim karşısına çıkartılabiliyor.

Halkın yüzde bilmem ne kaçı Müslüman diye, boyun eğmek zorundasın. Çoğunluğun fikirlerine karşı bile olsan, sesini çıkartmadan, eleştirmeden, kendi fikirlerini beyan etmeden, oturmalısın köşende. Yoksa çarmıha gerilmen an meselesi. Zaten medyanın belli bir kitlesi, direkt hedef göstererek 'katli vacip' noktasına getiriyor.

Kendisi gibi düşünmeyenleri, kendisi gibi düşünmeye yönlendiren ya da zorunlu tutan her sistemin adına faşizm denir. Türkiye'de de din böylesi bir faşizm çemberi içinde. Kim din hakkında, farklı bir söz ediyorsa, vurun abalıya yapılıyor. İş artık, insanları mahkeme salonlarına getirmeye kadar geldiyse, ciddiyet artmaya başlamış demektir.

İşin ilginç yanı, bir taraftan böylesi bir baskı söz konusuyken, diğer taraftan insanlar afişe ediliyor halk nezdinde, farklı inanç kimliğine sahip diye.

Başbakan Erdoğan'ın, Kemal Kılıçdaroğlu'nu miting meydanlarında Alevi kimliğinden ötürü yuhalattığı daha hafızalarımızda taptaze olarak duruyor. Ya da, Suriye konusunda Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Akp Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in yine benzer bir dil kullandığı.

Ülkenin başbakanı, ülkenin iktidar partisinin genel başkan yardımcısı, bunları taklit eden kendisine gazeteci diyen üç-beş soytarı da, insanlarla tartışırken, inanç kimliği üstünden vururken, diğer taraftan dinin kutsiyetinden söz etmek komik bir hal alıyor.

Aslında dinin kutsiyeti filan yok bu ülkede ve bu dünyada, kutsal olan tek din Müslümanlık. Bunun dışında tüm dinler eleştirilebilir, tüm inançlar yerden yere vurulabilir. Yeter ki, Sünni Müslümanlara laf söylenmesin.

Alevi değilim ama çocukken bile kendi çok yakınlarımdan Aleviliğin 'sapkın'lık olduğunu duydum ve öğrendim. Aleviler için "Onlar ülkesini satan, komünist, vatan haini sapıklardır" cümlelerini duydum.

Haliyle bunları duyan sadece ben değilim. Hepimiz etrafımızda bu tip cümleleri duydu. O yüzden mitin meydanlarında bir parti lideri Alevi olduğu için yuhalandı, o yüzden aynı parti lideri kimliğinden ötürü siyasil malzeme yapılıyor.

Eğer bu ülkede yaşıyorsam, haklarım anayasal olarak koruma altındadır ve fikirlerimi de dilediğim gibi söyleyebilirim ya da yazabilirim, değil mi?

Yok, değil işte. "Allah yok, din yalan" dediğinizde kendinizi hakim karşısında bulabiliyorsunuz.

Dünyanın her yerinde ciddi bir Sünni faşizmi yaşanıyor. Türkiye bu faşizmin en yoğun yaşandığı ülkelerden biri.

Müslümanları eleştirirken iki kere düşünmek gerekir çünkü yaptığınız şeyin ismi hemen 'hakaret' ve 'provokasyon' oluyor. Kitlesel saldırılara maruz kalıyorsunuz.

Fakat iş, Sünniler dışındaki inançları eleştirmeye gelince, bunun adına 'ifade özgürlüğü' diyorsunuz.

Bu ikisini topladığınız zaman da ortaya 'demokrasi' çıkıyor.

Not: Bu arada yazıyı yazarken, arada kaynadı, belirtmeden olmaz. Ortaöğretim 10. sınıf Tarih kitabında Süryaniler için söylenen aynen şudur: "Osmanlı'ya ayaklandılar, refah için batı'nın çıkarlarına alet oldular..."

Bakış açısı Sünniler dışında herkese aynı...