13 Mart 2011

Devam edin çocuklar tarih yazmaya az kaldı (!)


Hagi'ye ne söylemek gerekir hiç bilemiyorum. Yaptığı değişikliklerle gelecek 3 puanı elinin tersiyle itip, Ankaragücü'ne hediye etti.

Hayır, bu adamın ne denli zeki olduğunu bilmesem, direkt olarak 'aptal' yaftasını yapıştıracağım.

2-1 öndesin, rakip gelebildiği kadar üstüne gelecek. Pino gibi etkili bir adama ihtiyacın var ama çıkartıyorsun. Çağlar-Mustafa Sarp ve Stancu-Barış değişiklikleri başka alem. Hele hele Çağlar-Mustafa Sarp değişikliği.

2-1 öndeyiz. Çağlar sakatlandı mı, çıkartacak mısın? Tamam, peki eyvallah. Al Gökhan Zan'ı çek Balta'yı (gerçi herifi nereye koysan orada takımı ipe götürüyor) sola. Yok, Hagi sanki rok yapar gibi herkesin yeriyle oynuyor, bir değişiklikle. Cana'yı stopere, Hakan Balta'yı sola, Mustafa Sarp'ı ortaya.

Garip bir Hakan Balta takıntısı var, oynamadığı yer kalmadı herifin. İşin kötüsü herif nerede oynarsa oynasın, bir biçimde takımın kaderini etkiliyor. Yenilen ilk iki golde Sestak'ı bozamıyor bile ama "Vardır Hagi'nin bir bildiği" öyle değil mi?

Beğenirsin, beğenmezsin ayrı mesele ama Gökhan Zan diye bir herif var. Orijinal yeri stoper, geçtiğimiz hafta Servet'le yan yana gayet normal oynadı. Niye adamı kulübeye çekiyorsun.

Hagi ne yaptığını bilmiyor. Her hamlesi ile takımı biraz daha çaresizliğin içine atıyor, kendi çaresizliğiyle birlikte.

Tabii her şeyin yanında, bütün suçu Hagi'ye bağlamak insafsızlık olur. Çünkü mantıklı düşünen herkes Hagi ile olmayacağını biliyordu ve farkındaydı. Tekrar tekrar üstünden geçmeyelim ama Hagi'den teknik direktör olmaz. Bunu görmek için IQ'nun tavan yapmasına, 40 yıl futbol oynamaya da gerek yok.

Galatasaray'ın artık hedefi kalmadı. Bütün Galatasaraylılar "Bu sezon bitse de" noktasında. Artık tek umut Fenerbahçe maçı. Umut diyorum ama bakmayın siz öyle dediğime benim içimde tek bir ümit parçacığı bile yok. Gerçekçi olmak gerekir. Diyelim ki, kazandık. Buna mı sevineceğiz? Bu kadar mı düştü Galatasaray?

Yapılması gereken yaş-kuru demeden takımda ne kadar Türk futbolcu varsa göndermektir. Takımda kalabilecek kalibredeki yabancı oyuncuları tutup, 5-10 yıllık bir plan yapılmalı. Gidişat parlak değil, her sezon sadece milyonlarca dolar harcanıp, Galatasaray'ın borcu katlanıyor.

Sonra televizyonlara çıkıp "Bizim Abramoviç'imiz bilmem kim" diyerek, Galatasaray'ın çöküşünün belgesini açıklıyorlar.

Berbat bir yönetim, vasat bir futbol takımı ve çok kötü bir teknik direktörümüz olduğunu görmeden, aptalca beklentiler içine girmeden, aklın hakim kılındığı bir ortam yaratılmadan başarılı olmanın imkânı yok.

1- Galatasaray ivedilikle bu adına 'yönetim' denilen boktan oluşumdan kurtulmalı.

2- Basına haber sızdırmayı alışkanlık haline getirmiş, takıma gelen her yabancı oyuncuya karşı cephe alan, takımda yaşanan her şeyi 'abilerine' gammazlayan Türk futbolcuları yaş-kuru demeden defterden silmek gerekir.

3- Ancak ve ancak yeteneği Bucaspor, Konyaspor'u zorlayacak yabancı oyuncularla yollar ayrılmalı.

4- Kendine taraftar diyen, asalaklığı meslek haline getirmiş o tiksinç taraftar grubunu ayıklamalı.

Çok kalın çizgiler çekilmeden Galatasaray kendine gelemez. Sorun saha içinden çok, sahanın dışında.

Saha içine bakacak olursak; kalecisiz, sağ beksiz, stopersiz, sol beksiz, orta sahasız bir takımın başarılı olmasının imkân var mı biri bana açıklasın.

Bu kadar embesil olunmaz ki, her sezon aynı sorunlarla baş edip, her sene bitiminde benzer sorunlar başgösterir mi? Bu kadar aptalca kulüp yönetilmez.