29 Ekim 2010

Türkan Abla'ya destek için bekliyorum


HİÇ SÖYLEMEM AMA TWITTER, FACEBOOK FİLAN NE VARSA BUNU YAYARSANIZ TEŞEKKÜRÜ BORÇ BİLİRİM

Bilenler biliyordur, bilmeyenlere söyleyeyim. Bu ablamızın ismi Türkan Albayrak.

Türkiye'deki taşeron belasının keyfiyeti yüzünden işsiz kaldı. Kendisi temizlik işçisi. 152 gündür evine bile gitmiyor. Çocuklarını göremiyor, evinin sıcaklığını hissedemiyor.

İşsiz kalmasının nedeni sendikalı olması. 152 gündür Paşabahçe Devlet Hastanesi'nin bahçesinde kurduğu çadırda direniş başlatmıştı.

Direnişin boyutu bugün itibariyle değişti ve açlık grevine başladı. Açıkçası ne yapabilirim diye düşündüm, aklıma gelen tek şey, 'hiçbir bok yiyemesek de yanında olduğunu gösterebilmek' dedim.

Pazar günü Türkan Abla'nın yanına gitmeyi planlıyorum. Gelmek, destek vermek ve yanlız olmadığını göstermek isteyenler bana mail ya da buradan yorumlar aracılığıyla ulaşsın.

Tek başımıza sap gibi gitmektense, görece olarak daha kalabalık gidip, bu ablamızı desteklemek daha mantıklı.

Dediğim gibi Pazar günü belirleyeceğimiz bir saatte gidip, destek olalım. Bir boka yarayalım işte, onu demeye getiriyorum. Bakalım bloğu okuyan kaç delikanlı çıkacak?

Bu arada Türkan Ablamız, açlık grevine başlamasının gerekçelerini şöyle açıklamış:

"Bir kadın olarak, bir anne olarak, bir işçi olarak emeğim onurumdur. Onurum için direniyorum. Bu hayatta sahip olduğum tek şey, emeğimdir. Emeğimi elimden alarak beni işsizliğe, açlığa mahkûm ediyorlar. Bir insanı aç bırakmak, onursuzluğa, yozlaşmaya mahkûm etmektir.

İşsiz bırakılan insan, emeğinden, onurundan yoksun bırakılmış demektir. İşsiz insan, çocuklarına yemek yapamaz, onları okutamaz. İşsiz bırakarak benim annelik hakkımı bile elimden alıyorlar.

Ben onursuzluğu, yozlaşmayı reddediyorum. Emeğimle çalışmak ve emeğimin karşılığıyla yaşamak istiyorum. Emeğimi, onurumu korumak için açlık grevine başlıyorum."

Ben tek başıma da olsa gideceğim, sizi de bekliyorum. Hadi hadi Fenerbahçeli olsanız da birlikte gidelim. Hem ısınmış, kaynaşmış oluruz...

Ne yalan söyleyeyim yaratıcı olmuş



Iverson kıyağı





Biraz da yabancı kaysın


İthal oto
İthal sebze
İthal meyve
İthal içki
İthal ilaç
İthal et
İthal maden
İthal oyuncak
İthal balık
İthal buğday
İthal petrol
İthal baharat
İthal diş macunu
İthal ameliyat malzemeleri
İthal seramik
İthal kurbanlık
İthal, ithal, ithal....

Her şeyi ithal ediyoruz. Tarım Bakanı çıkıp, "Türkiye tarımda kendine kendine yetebilen bir ülke söylemi masaldı" diyor, gayet rahat bir biçimde. Kimse sormuyor, "Dayı sen ne iş yapıyorsun peki?" diye.

Bizim insan ithal etmemiz gerekiyor. Zekâsı olan, düşünme kapasitesi geniş, araştıran, soran, sorgulayan insanlara ihtiyacımız var.

Hangi parti olduğu önemli değil ama oyunu kurda, kuşa, oka, boka atan insanlar yerine; sokaklarda kedileri, köpekleri tekmeleyerek öldüren insanlar yerine; sokakta sağa sola tüküren insanlar yerine; minibüste, otobüste kokan insanlar yerine; kaderine razı insanlar yerine; boktan bir futbol maçını savaşa çeviren insanlar yerine; işini yapmayan, asalak gibi yaşamaya alışan insanlar yerine; adam gibi doğru düzgün insan ithal etmemiz gerekiyor.

İETT zam yaptı kimseden ses çıkmıyor, ülkenin Maliye Bakanı "Yılbaşına kadar zam yok" dedi, alkollü ürünlere gece yarısı zam geçirdiler.

Sağa bakıyorum, sola bakıyorum, bir kişiden bile ses çıkmıyor. Sanki gayet doğal bir durummuş gibi öylece yaşantımıza devam ediyoruz. İnsanlar yoksulluk sınırından açlık sınırına düşeli çok oldu artık açlık sınırından sefil sınırına ilerliyoruz.

Sanki herkes bok gibi para kazanıyor, herkes hayatını rahat bir biçimde sürdürebilecek şekilde yaşıyormuş gibi. Bir kişiden ses çıksın, birileri tepki göstersin. Yok, hiç ses yok.

Neye yanıyorum biliyor musunuz? Şu blog sayfalarında futbol konuştuğumuz kadar şu işleri konuşsak en azından tepkili bir toplum oluşturma yolunda adım atmış oluruz.

Bizim afyonumuz da futbol olmuş.

İyiden iyiye aşağılık bir toplum olduk çünkü. Beyinsiz, asalakça yaşayan topluluklar biçiminde yaşıyoruz.

İthal insan istiyorum, tabii bununla birlikte ithal politikacı.

Yok, hayır o değil. Yerlisi bize geçirebildiği kadar geçirdi, en azından ithal yarrak yemiş oluruz.