29 Aralık 2009

2010'da yeni bir dünya istiyoruz


Bütün bir yıl boyunca attığınız bombalardan biz zarar gördük,


Kimi zaman toprak altında kaldık,


Kimi zaman silahlarınızın hedefi olduk.


Sizin zenginliğinize, biz zenginlik katarken,


Siz, bir damla suyu bile bizimle paylaşmadınız.


Bazen onurumuz için isyan ettik,


Bazen de boyun eğdik.


Siz sırça köşklerinizde yaşarken, bizi evsiz bıraktınız,


Siz tonlarca yemeği çöpe atarken, bizi aç bıraktınız.


Bir dağın tepesinde kimsesizliği,


Bir çölün ortasında çaresizliği öğrendik.


Yaktınız,


Öldürdünüz,


Sakat bıraktınız.


Yine de umudumuz var,


Çünkü yeni bir dünya mümkün........

Nedir Murat Özyer'in Galatasaray'dan çektiği?

Pazar günü Galatasaray'a 87-71 yenilen, ligde ve Avrupa'da son 10 yılın en başarısız sezonunu geçiren Türk Telekom Yönetim Kurulu'nun bugün gerçekleştirdiği toplantıda, Murat Özyer ile yollar ayrıldı. Görevi yardımcı antrenör Merih Çakıroğlu getirildi.

Murat Özyer, daha önce de Galatasaray'dan gönderilmişti. Valla ben çok severim kendisini, ısrarlı bir biçimde işine son verilmesinin müsebbibi Galatasaray oluyor. Tabii ki, kötü anlamda değil. Fakat yine de, insan üzülmeden edemiyor.

Gerçi, Galatasaraylıların büyük bir kısmı kendisini sevmez, neden bilmiyorum. Umuyorum, yolu açık olur...

2009'dan taraftar görüntüleri -5-









Fırtına kopmak üzere


Biz buralarda futbol çizip duralım, Türkiye'de gün be gün garip olaylar olmakta. Sadece bugün yaşananlar bile, Türkiye'de nasıl bir savaşın yaşandığı konusunda ipuçları veriyor.

* Genelkurmay Özel Kuvvetler'de 4. arama yapılıyor

* BDP'li Ahmet Türk, Emine Ayna, Selahattin Demirtaş ve Aysel Tuğluk için yakalama kararı çıkartıldı. Görüldükleri yerde gözaltına alınacaklar. Söz konusu kişilerse ifade vermeyeceklerini açıkladılar.

* Daha önce İsmailağa Cemaati'ne açtığı soruşturmayla ismi gündeme gelen Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında yargılama kararı çıkartıldı.

* Danıştay, Adalet Bakanlığı müfettişlerine, hakim ve yargıçları dinleme imkânı tanıyan yönetmeliği durdurdu.

Bu olaylardan sadece biri bile herhangi bir ülkede olsa, yer yerinden oynar. İşin ilginci bizim için rutin oldu. Hiçbirinde "Hoop ne oluyoruz?" tepkisini bile göstermiyoruz.

Gösteremiyoruz çünkü o kadar kanıksadık ki yaşananları. Yakın bir zamanda fırtına kopacak. Keman teli gibi gerildi ülke, daha fazla ne kadar gerilebilir, tahminim yok.

Bugün ya da yarın BDP'liler kelepçelerle gözaltına alındığında (BDP'lilerin amacı bu ama hükümetin bunu isteyeceğini sanmıyorum) işler daha sarpa saracak, benden söylemesi

Günün sözü


"İngiltere’ye dönmek istiyorum. Hislerini gizleyen erkeklerden değilim. Burada olmayı seviyorum."

Herkes Kewell'ı alıyor

Kewell'ın gösterdiği performans ve sezon sonu mukavelesinin bitecek olması, kendini spor gazetesi sanan, paçavralar tarafından da ancak yeni fark edildi.

Vücutlarının en nadide bölgelerinden uydurdukları haberleri, Avustralya sitelere (ismi nedense yok, kaynak Avustralya siteleri) ve Avustralya basınına (burada da gazete ismi yok, sadece basını) dayandırarak, bir tanesi Kewell'ı Beşiktaş'a yollarken, bir diğeri ise Fenerbahçe'ye yollamış.

Sezon sonu Kewell, Fenerbahçe ya da Beşiktaş'a gider mi? Futbol bu, gayet doğal bir durum gitmesi. Üzülür müyüz, evet üzülürüz o ayrı mesele fakat dövünüp, ağlayacak halimiz yok. (En azından ben ağlamam)

Şimdi kilit soru şu: Kewell, sezonun ilk yarısında bu performansı göstermeseydi, bugün bu haberler çıkar mıydı? Bence çıkmazdı.

Misal, şu an Elano hakkında herkes atıp tutuyor, iki yıl iyi oynasın yeter. Mukavelesinin bitmesine yarım sezon kala, Fenerbahçe'deki Brezilyalıların arkadaşlığını kıskanır, onların arasında olmak ister ve Fenerbahçe'ye transfer olur kesin (!)

Hiçbir futbolcu hiçbir takım için vazgeçilmez değildir. Bunun aksini düşünen birinin futbol bilgisi ve zekâsını sorgularım. Ama şu bir gerçek ki, Hagi'den bu yana hiçbir yabancı oyuncu bu kadar sevilmedi. Şeytan tüyü var adamda, iyi futbol oynamasa da insanlar onu seviyor.

Tahminim, yönetimin kendisiyle anlaşacağı yönünde. Söylediğim gibi anlaşamazsa da oturup ağlamam. Nereye giderse gitsin, başarılı olmasını çok isterim.