21 Ocak 2011

Başkanı olduğu kulübün büyüklüğünü ancak 6 gün sonra anlayabildi


Acziyetini 50 dakika boyunca izledik. Israrlı bir biçimde 300 kişi sayısından söz ediyor. 300 kişinin kurban olarak seçildiği çok açık biçimde anlaşılıyor.

Bu 300 kişinin kimler olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Konuşmasında verdiği "Tribüne siyaset sokmam" cümlesi de zaten, söylediklerimi destekler nitelikte.

Hayır, iş öyle bir noktaya geldi ki, sanki bu arkadaşlar tribünde devleti yıkmaya yönelik faaliyetle bulunuyorlar. Adı konulmasa da, tribünde emekten yana tavır alan insanların olması istenmiyor. Ya da bunların bireysel olarak takılmaları isteniyor.

Benim adıma en dikkat çekici şey, daha dün Ultraslan'ın sitesinde "Selim Terzi'ye özür dilettik" mealindeki tavrın benzerini Galatasaray Kulübü Başkanı'nda da gördük.

Erdoğan Bayraktar'ın telefonla özür dilediğini söyleyerek, bu işin kapatılması gerektiğini söyledi.

Samimi insanlar olmadığı buradan belli oluyor. Kardeşim, sen o açıklamayı spontane yapmadın, hazırlanıp, yazılmış bir yazı, karşında monitörden okuyorsun. Millet sana tepki gösteriyor, sen daha sertleşiyorsun. Bütün Türkiye önünde Galatasaray'ı ve onun merhum başkanını yerin dibine sokacaksın ama iş özre gelince telefon açacaksın. Valla kusura bakmasınlar ama eğer telefona çok meraklılarsa oturup phonesex yapsın ikisi.

Nasıl herkesin önünde aşağıladıysan, o şekilde de özür dileyeceksin. Sizin zihniyetinizdeki adamların söylediğini ne kadar gerçek kabul edebiliriz ki. Madem çok iyi Galatasaraylı, basına haber verecek, çağıracak herkesi. Söylediklerinden pişman olduğunu, tüm Galatasaraylı taraftarlar ve Galatasaray camiasından özür dilediğini söyleyecek. Bu kadar basit midir? "Telefonla özür diledi, bu iş bitti."

Siz içinize sindirebilirsiniz ama kusura bakmazsanız, biz içimize sindiremiyoruz.

Adnan Polat, "Galatasaray itilip-kakılacak bir camia değildir" diye kükredi (!)

Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma.
Aradan ne kadar geçti? 6 gün

Günaydın Adnan Bey! Hayırlı sabahlar olsun size. Başkanı olduğunuz kulübün büyüklüğünü fark ettiğiniz için hepimiz sizi öpücüklere boğmak istiyoruz. Ancak mı idrak edebildiniz Galatasaray'ın büyüklüğünü? Bu kadar sene yöneticilik yaptınız, başkanlık yaptınız, sizin deyiminizle Ali Sami Yen'in parmaklıkları arkasında geçen 47 seneden sonra büyüklüğünü yeni keşfettiniz! Bravo size...

Çok açık, net belli ki, 6 gün boyunca bir yol haritası çizildi. Yol haritasının ilk ayağı Ultraslan'a düştü. Onlar işin Selim Terzi ayağını, Polat da Erdoğan Bayraktar kısmını halletti güya.

Ortaoyunu gibi yaşananların hepsi. Galatasaray Başkanı ve kendisini tribünün tek hakimi ilan eden bir grup birlikte hareket ediyor ve birlikte bir kurtarma planı uyguluyor. Dün itibariyle düğmeye basılıyor ve bugün son hamleyi Adnan Polat yapıyor.

Adnan Polat'ın bütün konuşması boyunca derin Galatasaray'a söylediklerine tamamen katılıyorum. Onun dışında Mehmet Helvacı ya da bir başkasıyla kavgası beni zerre ilgilendirmiyor. Adama sorarlar "Yönetime silah zoruyla mı aldın?" diye.

Galatasaray Başkanlık makamı işgal altındadır. Kimse çıkıp kahramanlık taslamasın. 6 gün boyunca siz susarken, Galatasaray'ın onurunu kurtarmaya çalışanlara "300 kişilik sızıntı", "Artık susun" gibi ifadelerle ancak günü kurtarabilirsiniz. Belki 3 gün, belki 3 hafta belki 3 ay. O koltuktan ineceksiniz.

Ne transferler, ne bu söylemler o koltuktan inmenize engel olmayacak. Pazar günü görüşmek üzere kağıttan kahraman Adnan...

Anamıza sövülürken, el etek öpenlere ihtiyacımız yok.

70 milyon önünde aşağılamaya, telefonla özür. Yemezler Bay Polat


Şu işleri toparlayayım yazacağım. Bunu yaptığım için de özür dilerim. Bir nevi devamı az sonra tadında oldu.

Acziyetini 50 dakika boyunca izledik.

Sadece şunu söyleyeyim. Selim Terzi-Ultraslan ilişkisi nasılsa Adnan Polat-Erdoğan Bayraktar ilişkisi de aynıdır.

Türkiye önünde aşağıla, küfür et, dalga geç, telefonla özür dile. O da dileyip, dilemediği bile belli değil.

Bir-iki saate yazacağım. Buradan devam ederim.

Bağımsız Galatasaray Taraftarları


BASIN VE KAMUOYUNA DUYURUDUR
15 Ocak 2011 Cumartesi akşamı, uzun yıllardır beklediğimiz yeni stadımıza kavuşmanın heyecanını, gözbebeğimiz Ali Sami Yen Stadını terkedip, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'ya taşınmanın buruk sevincini tattık.

Tarihimizin mihenk taşlarından biri olacak o gecede yaşananları takip eden bazı hadiseler, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın açılış kutlamalarını gölgelemiştir.

Bu sebeple, müşterek olarak Galatasaray Kulübü taraftarlığından başka hiçbir kurum, grup, örgüt, kişi, veya siyasi hareket ile ilişkisi olmayan bağımsız vatandaşlar ve taraftarlar olarak kamuoyuna seslenmeyi görev sayıyoruz.

15 Ocak 2011 gecesi Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın stada girişi anons edildiğinde, taraftarımızın bir bölümü kendisini alkışlamış, diğer bir bölümü de ıslıklamıştır. Söz konusu tepki, medeniyet sınırları içerisinde kalmış, her hangi bir kötü söz içermemiştir. Tepkilerin boyutunun en üst noktaya çıktığı an, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) başkanı Sayın Erdoğan Bayraktar'ın, merhum başkanımız Özhan Canaydın'ı, geçmiş yönetimlerimizi ve Galatasaray camiasını kabul edilemez bir üslupla eleştirerek, tüm Galatasaray taraftarları, kulüp ve kongre üyelerini ağır şekilde tahrik ettiği konuşmasıdır.

16 Ocak 2011 günü Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Sayın Adnan Polat, protestocuları yönetim olarak "Galatasaraylı kabul etmediklerini" söyleyerek stadyumda bulunan Galatasaray taraftarlarına ağır şekilde hakaret etmiştir. Ayrıca protestocuları emniyet ile birlikte tespit ederek stada almayacaklarını söyleyerek onları tehdit etmiştir.

Yukarıda özetlenen hadiselerin ışığında Bağımsız Galatasaray Taraftarları olarak aşağıdaki tespit ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşırız:

* Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının mevcut ya da muhtemel iktidar organlarını övme, eleştirme ve protesto etme hakları, altında Türkiye'nin de imzası bulunan uluslararası sözleşmeler ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın teminatı altındadır.

* Önemle ifade etmek gerekir ki, siyasi liderler bireylerin gündelik yaşamlarına doğrudan etki eden kararların mimarlarıdırlar ve övgüye de eleştiriye de hazır olmalıdırlar.

* Galatasaray taraftarlarının bu protesto sebebiyle devlet kademesi, medya organları ve Galatasaray Yönetimi tarafından hakarete maruz bırakılmasına, tehdit edilmesine ve baskı altına alınmasına Galatasaray Spor Kulübü ve kamuoyu seyirci kalmamalıdır.

* Söz konusu gecede yapılan protestolar neticesinde ortada kamera kayıtlarıyla tespit edilecek bir suç unsuru ve buna bağlı suçlular yoktur. İstanbul Emniyeti'nin güvenlik kaynakları suçla bağlantılı olmayan eylemlerin tespiti için seferber edilemez.

* Galatasaray Başkanı Adnan Polat ve Yönetim Kurulu üyeleri Galatasaray taraftarlarına karşı yapılan tehdit ve hakaretlere karşı kayıtsız kaldıkları gibi, söz konusu eylemleri gerçekleştirenlerle söylem birliğine giderek bulundukları mevkiye ihanet etmişlerdir. Bahsi geçen şahıslar Galatasaray camiasından ve taraftarlarından özür dilemeli ve derhal istifa etmelidirler.

* Galatasaray Kulübü Kongre Üyeleri , Başkan Adnan Polat ve yönetimini kınamalı, haklarında gerekli disiplin cezalarını uygulayacak süreci hemen başlatarak sorumluluklarını yerine getirmelidirler.

* TOKİ Başkanı Sayın Erdoğan Bayraktar, haddini aşan ve tahrik edici konuşması sebebiyle tüm Galatasaraylılardan özür dilemelidir.

* Protesto eden Galatasaray taraftarlarına medya aracılığıyla ve alenen ağza alınmayacak küfürler ve hakaretler savuranlar, onları "nankörlük", ve "teröristlik" ile itham edenler hakkında gerekli yasal işlemler Galatasaray Kulübü ve taraftarlarınca müşterek olarak başlatılmalıdır.

* Bağımsız Galatasaray Taraftarları olarak, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın Galatasaray Kulübüne kazandırılması adına çalışan herkese sonsuz müteşekkiriz. Emeği geçen bütün kişiler ve kurumlar teşekkürü ve saygıyı hak etmektedir.

* Ali Sami Yen Spor Kompleksi'nin yapımıyla ilgili, tarafımızdan teşekkürü öncelikle hak edenler, stadın her köşesine emeklerini harcayan işçilerdir. Stadın yapımına ilişkin katkısı olanlara teşekkür edilirken hayatlarını kaybeden işçilerin anılarına saygı sunulmamış olması üzüntü vericidir.

* Tüm Türkiye'yi defalarca gururlandırmış, ülkenin adını tüm dünyaya duyurmuş kulübümüz, bu tesisleri ve çok daha fazlasını sonuna kadar hak etmiştir. Camiamızın, bu tesisle ilgili hiçbir kuruma veya şahsa en ufak bir borcu yoktur. Unutulmamalıdır ki; Galatasaray Spor Kulübü, arazisi son derece değerli olan Mecidiyeköy'deki Ali Sami Yen Stadyumu üst kullanım hakkı ile birlikte Seyrantepe'deki yaklaşık 384 dekar arazinin 264 dekarlık üst kullanım hakkından feragat etmiştir. Bu arazilerin ihalelerinden devlet ciddi bir kazanç sağlamıştır ve sağlamaya da devam edecektir.Ayrıca bu kazancın yalnızca bir bölümü Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın yapımı için ayrılmıştır.

* Konumu ne olursa olsun, hiçbir kişi veya kurum Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın Galatasaray'a kazandırılmasını kişisel bir lütuf olarak gösteremez.

* Bu tesislerin Galatasaray Spor Kulübü'ne söz verildiği gibi teslim edilmesinin, şartnamelerle belirlenmiş taahhütlerin eksiksiz olarak yerine getirilmesinin sonuna kadar takipçisi olacağız.

Bağımsız Galatasaray Taraftarları