17 Mart 2010

2010 Türkiye'sinden 2 fotoğraf -sözün bittiği yer-


Yıl 2010, yanlış bir tarihte değiliz yani. 2000'e +10 ekle çıkan sonuç günümüz oluyor.

Bu fotoğraflardan biri bugün Hakkari'de, bir diğeri de Sakarya'da çekildi.

Nesine yorum yapmak lazım bilmiyorum. Daha önce de, benzer fotoğraflar koymuştum bloğa. Ne zaman, böyle siyasi bir-iki kelam etsem bloğa bir dönem kimse uğramıyor da ama inadına yazmaya devam edeceğim, göstermeye, teşhir etmeye, bir kişinin bile dikkatini çekmek için uğraşacağım.

7 yıldır bu ülkenin anasını bellediler, yapmadıkları-satmadıkları kalmadı. Bu ülkenin tüm değerleriyle oynadılar topaç gibi. Ülke yönetiminden anladıkları aşağıdaki postta da yazdığım gibi hamasi söylemler. Ucunun nereye gideceğini bilmeden konuşuyorlar. "One minute" dedikleri gün, halktan aldıkları destekle şimdi herkese ağzına geleni söylüyorlar.

İçeri zorla attıkları, boka bulamaya çalıştıkları insanları saymıyorum bile (ki, içeride suç işlemiş kişiler de vardır).

Ama cidden yeter, bu kadarına da. Nedir bu? Ne söyleyeyim? Gerçekten sözün bittiği yerdeyiz. Bu ülkede olan biten her şeye mi sessiz kalacağız. 20 tane liseli, TEKEL işçisine destek verdiği için okuldan atılıyor, haklarında soruşturma başlatılıyor ancak bu bokları yiyenler ellerini kollarını sallayarak geziyorlar.

Biraz daha yazarsam, gerçekten olmayacak, bambaşka şeyler söyleyeceğim. Gerçekten sözün bittiği yerdeyiz.

Bir lafım da, şu bloğa siyasi yazı yazdığımda girmeyenlere olsun. S*ktirin gidin, kum havuzunuzda oynayın. Amacım salt futbol yazmak değil zaten, bunu bin kere söyledim. Bakın lan, artık sağınıza-solunuza.

Hoşgörü dini temsilcisinden inciler

Bu başbakan hakikaten ilginç bir insan. Başbakan gibi davranmaktan çok kendisini bir nevi ülke sahibi gibi görüyor. İsveç'in soykırım kararı almasının ardından İngiltere'de esti gürledi: "Türkiye'de kaçak çalışan 100 bin Ermeni'yi sınır dışı ederim."

Şimdi öncelikle şunu söylemek gerekir ki, böyle her önüne geldiğine küstah bir tavırla, şantaj yapmak başbakan sıfatındaki kimseye yakışmaz. Başbakanlar şantaj yapmaz zaten, yapması gerekeni yapar.

Daha önce Yahudilere kızıp, "Biz size 500 sene önce kucak açmıştık ama" demişti.

Ülkende bulunan her azınlığı böyle tehdit edip, geçmişten bu yana yüzüne vurmak biraz ayıp oluyor. Kaldı ki, birader nasıl bir iş bu. Sen iktidarsın, iktidar olan her istediğini yapabilir gibi bir anlayışa nasıl sahip olabiliyorsun, anlaşılır gibi değil.

Hem sen değil misin, "Yaradılanı yaradandan ötürü seven." 7 yıllık iktidarının süresince, her konuşmanda bunu söylemedin mi? En azından 300 konuşmada söyledin bunu. E peki şimdi, bu neyin nesi oluyor?

100 bin Ermeni'yi sınır dışı et, az sayıdaki Musevileri yolla İsrail'e, ehh oldu olacak Rumları da salla Yunanistan'a, muhalifleri sürgüne gönder. Mis gibi ülke yönetirsin bak o zaman. Sorunsuz, problemsiz, şahane bir ortam yaratırsın. Bir nevi dikenden arındırılmış gül gibi.

Aslında iliklerine kadar istedikleri bu ama sıkıyor, yapamıyorlar. Sıkmaya da devam eder, dos lastiği misali.

Otun bokun açılımı yapılacağına 'insanlık ve zekâ açılımı' yapılsa hiç fena olmaz

Öfke


Kurulan tezgaha öfkeliyiz. Ankaragücü maçı ile başladı, Trabzonspor maçında da süreceğine eminim.