Koskoca 10 yıl geçti üstünden; yüzlerce söz verildi, yitip giden hayatların ardından. Bugün gelinen noktada, depremzedeler artık polisten dayak yer konuma geldi.
"Ateş düştüğü yeri yakarmış". Hâlâ ilk günkü gibi acılarını yaşıyor o insanlar. Her yıl 23 Nisan müsameresi gibi yapılan deprem tatbikatlarıyla depreme hazırlıklıyız imajı veriliyor devlet tarafından.
Ama gel gör ki, bir depremde aynı filmi izleyeceğiz. Yine Deprem Bakanlığı sözü verilecek, yine açılan davalarda sorumlular zamanaşımından yırtacak.
Depremde hasar gören belediyeler, üniversiteler ve diğer kamu binalarının onarımı ve güçlendirilmesi için toplam 146.9 milyon TL'ye ihtiyaç varken, kurumlara bugüne dek ödenen rakam sadece 33.6 milyon TL. Tabii Başbakan'a uçak almak varken, neden bu ihtiyaçlar karşılansın.
30 bin kişi prefabrik hayatlar yaşıyor halen ama umrumuzda değil. 34 bin konut yıkıldı sadece Kocaeli'de, sadece 17 bin yeni bina yapıldı.
Onbinlerin anıları taptaze, onlar dayak yiyor. Ama burası Türkiye. Her koyunun kendi bacağından asıldığı ülke. Yanı başında biri ölürken, sadece bakmakla yetinen insanların ülkesi. İtalyan gelinlerin tecavüz edip öldürüldüğü, zengin veletlerinin cinayet işleyip bulunamadığı ülke.
1 yorum:
Üstelik,okuma yazması olmayan,hayatında apartman görmemiş insanlar bile büyük şehirlere gelip "müteahit"olurlar.Yaptıkları binalar "kâğıt bina" bile değil.
Gariban insanlara ev diye mezar satarlar.
Deprem olup yüzbinlerce insan ölür,2 gün ağlarız sonra yine aynı.
İskan verilmeyecek yerlere,3-5 kuruş karşılığı iskan verilir.
Sonra da aynı kişiler çıkıp deprem tatbikatı diye milleti kandırırlar.
Senin de dediğin gibi,"Burası Türkiye"normal karşılamak lazım.
Yorum Gönder