Derdim futbol yazmak değildi. Eyvallah, futbol geyiği de çevirdik ama daha nitelikli bir kitle düşünmüştüm.
Türkiye'deki insan malzemesi bu. Kendimi de dahil ederek söylüyorum. Boktan bir maç yazısı elden ele dolaşırken, eylemdeki bir kadına destek vermek için bir adam bulamamak insana koyuyor.
Oysa yorumlara bakıyorsun, herkes aykırı, herkes marjinal, herkes direnç abidesi. Klavye başında tabii rahat rahat atıp tutabiliyor herkes, hem de her konuda. Eylem-söylem arasındaki farklar rahatsız ediyor insanı.
Neyse sonuçta kimse zorunda değil o da ayrı mesele.
Bambaşka şeyler yazmak istiyorum artık. Burası ömrünü tamamlamıştır. Bir hafta isteyen istediğini kullansın blogdan. Sonra tamamen kapatılacaktır.
Sizi 4-3-2-1'lerle, keyifli futbol sohbetleriyle, yırtmaya çabalayan bloggerlarla, bir baltaya sap olamamış ama kendini medyaya eklemlendirmeye çalışan arkadaşlarla, sinema-dizi-futbol üçgeninde dolanan tiplerle başbaşa bırakıyorum.
Dur giderayak sokayım lafımı. Her diziyi, her konuşulan filmi sayfalarına taşıyan adamlardan birinin bile, bugüne dek okuduğu bir kitap hakkında yorum yazdığını görmedim. TV başında, elinde kola, -muhtemelen cips de vardır- FM-CM arasında çalakalem klavyeye tutunan güruhun yırtınma çabalarını izlemek eğlenceli oluyordu, onu kaçıracağım.
Koymuşum alayına. Hadi yine iyisiniz, kurtuldunuz benden.