Şimdilerde elemanlar, Ergenekon sanıklarının telefonlarına el koyup örgüt üyelerinin telefonlarını kaydedip, içeriye tıkıyorlar.
Şu Ergenekon konusuna girmemeyi tercih ettim bugüne kadar. İş öyle bir noktaya geldi ki, yaşla kuru aynı sobaya atılıp yakılmaya çalışıldı. Sonra hadisenin boku çıktı. Her davayı Ergenekon'a eklemlendirip davayı içinden çıkılmaz hale getirdiler.
Bugün Vatan gazetesindeki haber aslında davanın gidişatını değiştirebilecek nitelikte. Genç bir teğmeni alıyorsun içeri, cep telefonlarına, bilgisayarlarına el koyuyorsun, el koyduğun telefonuna örgüt üyelerinin telefonlarını yükleyip, "Senin ne işin var bu adamlarla?" deyip, bunu suç unsuru haline getiriyorsun.
Dedim ya, eskiden cebe esrar atılırdı, bugün milletin 'cep'ine örgüt üyelerinin telefonları yükleniyor.
Benzer bir saçmalık Donanma Komutanlığı'nda ortaya çıkartıldığı belirtilen SUGA ve ORAJ harekât planlarında yaşanmış.
Bu harekât planlarına destek vereceği ileri sürülen iki amiralden birinin 1998 diğerinin ise 2000 yılında öldüğü belirlenmiş. Yani hadiseye bakarak şunu söyleyebiliriz ki, ölü generaller darbe yapmaya çalışıyor ve bu darbeyi destekliyor.
Çok net söyleyeyim, askerin çok da pir-ü pak olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'de siyasetin içinde hep var oldular. Darbelerle, muhtıralarla, tanklarla, toplarla, tüfeklerle.
Ancak şu Ergenekon ve Balyoz Davalarında çıkan kokular, ortaya çıkan bilgilerin pek çoğu koskoca bir yalandan ibaret.
Bütün bu davalarda gözaltına alınan ve tutuklananların bilgisayarlarına, cep telefonlarına el konuldu. Tüm bilişim uzmanları ve hukukçular, bilgisayarların yedeğinin alınması konusunda basbas bağırdı ama kimse böyle bir şeye gerek duymadı.
Şimdi görüyoruz ki, milletin telefonlara filan suç unsurları yüklenmiş Emniyet tarafından. Emniyet'in cemaatçi yapılanmanın en büyük saç ayaklarından biri olduğunu, bildiğinizi varsayarak söylemiyorum bile.
Bak özet geçeyim. Türkiye'nin ırzına geçildi. Hem de öyle bir-iki kez değil. Defalarca, hiç bitmeksizin, üstelik hâlâ geçiliyor.
Siyasi iktidarın bu darbe ve darbeciler noktasında samimi olmadığını dünyanın en aptal insanı bile görebilir. Yoksa olmayan darbeleri ve onların planlarının yargılanmasına verdikleri desteği, Çevik Bir, Kenan Evren ya da -Fenerbahçeli lavuğun adı neydi unuttum hatta yazmayacağım- Dolmabahçe Gülü'nün yargılanması için gerekenleri yapardı.
Beyni gram çalışan insanlar bu iktidarın darbecilerle bir derdi olmadığını bilir. Çünkü bunları iktidar yapan güç darbecilerdir. 28 Şubat Akp iktidarının varolmasını sağlayan hamlelerden biridir.
Emniyet-İktidar ve yargı üçgeninde şahane bir oyun oynanmakta. Savcılar, hakimler, askerler, gazeteciler, işadamları, bilim insanları, polisler içeri alınıyor. Hem de ne idüğü belirsiz bir dava yüzünden.
Oysa üstünde adam gibi durulsa ve talimat almış bazı isimler yerine doğru düzgün hukuk insanları şu davayla ilgilense gerçekten de pek çok şey ortaya çıkacak. Ama gidişat, her şeyin biraz daha karanlığa gömüleceğine gösteriyor.
Çok adi ve sinsice hareket ediliyor ama bir taraftan da her şey yüzlerine gözlerine bulaştırıldı bazıları tarafından. Aptallık diz boyu ülkede. Siyasetçisinden, emniyetine, savcısından, hakimine, askerinden gazetecisine kadar aptallığa batmış durumdayız.
Ehh, halk da üstüne düşüne yapıyor aptallık konusunda...
5 yorum:
abi ellerine sağlık bir çok kavram bir çok değer bu kadar birbirine girmişken tek taraflı değil çok taraflı bakış açısıyla aklımızdaki soru işaretlerini gideriyorsun teşekkürler harika yazı olmuş
Ozan abi selamlar,
Öncelikle harika bir yazı. Her sabah senin sayfan ile başlıyorum güne ufkumuzu genişletiyorsun, duygularımıza tercüman oluyorsun.
Yazı ile ilgili de bir iki şey söylemek gerekirse. 80 darbesi ile büyük bir çoğunluğu a-politikleştirdiler. Geriye kalanlar da Evren'in desteği ile merdiven altlarında örgütlenerek buraya geldiler. Bir - iki yılda olan bir olay değil tabiki. Her kurumu ele geçirdiler artık istediklerini yapıyorlar. Tunus kadar olamıyoruz ona yanıyorum. İnsanları a-politikleştirmeye de devam ediyorlar, konuşanların kafayı kesiyorlar. Asker meselesine gelince askerlik görevini yapmış herkes bilir, ne kadar kokuşmuş bir müessese olduğunu. Bir an önce silkinip kendimize gelmemiz lazım, bu memleket bizim. Satılmadık kamu kurumu kalmadı, bir şekilde buna dur deme vakti geldi de geçiyor.
@ melih; çok sağol ama abartma. önce benim ufkum genişlesin, sonra başkalarınınkini genişleteyim. silkinip kendimize gelir miyiz, işte onu bilmiyorum
Geçenlerde şöyle bir bloğa denk geldim:
http://askerleranlatiyor.blogspot.com
Burada anlatılanlara göre ordu da en az AKP kadar çürümüş;ancak şu anda darbe olsa nasıl olur acaba diye düşünmüyor değilim.Bunlar emniyet ve yargı içinde bu kadar güçlendilerse -Önümüzdeki seçimleri de kazanacaklar.- işimiz bitik demektir.
Türk Polis Teşkilatı'nın ne kadar çürümüş olduğunu Hrant Dink cinayetinden sonra bir kez daha gördük.Dink'in vurulacağını çok önceden bilmelerine rağmen hiçbirşey yapmamışlar.Hatta son gün Samast'ı takip etmişler vurana kadar.Silah'ı aldığı zamanı bile biliyorlar.Hatta takip eden kişi telefonda"Ölürse ölsün amına koyayim"diyor.
Yine Samast'ı suikastı düzenlerken bekleyen kişilerinde kamera kaydı emniyette kayboluyor,olay bu yüzden tam olarak aydınlatılamıyor.
Cinayet istihbaratını saklayan polislere soruşturma açılmasına valilik izin vermediği için o kişiler de hala görevde.Trabzon emniyet müdürü hakkında da daha önce bir vali tarafından "Cemaatçi hizipleşme içersinde.Dikkatli olunmalı" raporu verilmiş.Tabiyki AKP göreve gelince bu raporu övgü olarak algılamış.Emniyet müdürü yapmış :)
Ergenekon adıaltında hapse tıkılan insanlardan sadece birkaçı gerçekten pislik. Ama benim anlamadığım bu pisliklerin yanına Aydınları, Bilim İlim adamlarını, ve sana muhalif potansiyelde insanları da atıyorsun. 12 Eylül sürecinden sonra a-politikleştirilen insanlardan sonra bu süreçte de a-siyasallaştırılıyor. Yapılanların hepsi kurgulu, planlı. Gelecekte kendilerini daha da sağlamlaştırmak bütün amaç. Ülke boydan boya sikilmiş. Geçmiş olsun... silkinip kendimize gelir miiyiz diyorum? yok ya bu aptal milletle olmayacak.
Yorum Gönder