Bu ülkede Deniz Gezmiş'i herkes sahiplenir ama İbrahim Kaypakkaya'ya kimse itibar etmez. İnsanlar Che rozetleri taşır ama İbrahim Kaypakkaya'dan uzak durur.
Türk solu için çok önemlidir İbo. "Ser verip, sır vermemiş" bir devrimcidir. Her gün bir parmağını keserler, vücuduna bıçaklarla kesip içine tuz koyup kapatırlar, parça parça keserler ama İbo konuşmaz.
İbo'yu; sahiplenilen, sevimli gösterilen diğer devrimci figürlerden ayıran, Kemalizm eleştirileridir. Türk solunda bu nedenle önemli bir mihenk taşıdır. Kemalizmi diktatörlükten başlayarak, sömürgeciliğe kadar uzanan sert eleştiriler yöneltmiştir.
Bugün İbo'nun ölümyıldönümü. 38 yıldır işkencecileri meçhul. Devlet eliyle işkenceye maruz kalan, yüzlerce devrimcinin içinde; sistemi, ülke tarihini en korkusuzca eleştiren isimlerden biriydi.
O yüzden de, Türkiye solunda İbo hak ettiği saygıyı asla görmemiştir.
Deniz'i, Yusuf'u, Hüseyin'i 'sempatik romantik devrimci'; Mahir'i, İbo'yu 'eli kanlı katil, terörist' olarak görmek, göstermek Türkiye'de devrimci harekete yapılan en büyük hakarettir.
İbo'yu işkenceden geçirmek, lime lime parçalara ayırmak serbest ama övmek suç. İşte size adalet.
Soyadına tahammül edilemeyen, mezarı bile rahat bırakılmayan İbrahim Kaypakkaya, gerçek anlamda direnişin sembolüdür, öyle de kalacaktır.
6 yorum:
http://www.youtube.com/watch?v=8MB6RLCCUxI
Sevgiler
Gerçek solcular Kaypakkaya'ya hakettiği saygıyı gösteriyor. Ama ulusalcı soslu çakma solcular için Deniz Gezmiş kadar sevilmediği %100 doğru.
Turan; bu yazıda yalnızca "ulusalcı" "solcu"lardan bahsedildiğini sanmıyorum.
Birçok "siyasi doğruluk" yapma hevesindeki adamların derdi bu. Direnmeyi yalnızca tatlı tatlı "yok, hayır, sizi sevmiyoruz" demekten geçtiğini sananların.
68 kuşağı döneminde de Türkiye'deki köylüyü en iyi tanıyan, analiz eden ve nasıl yaklaşılması ve tabanda yaymanın önemini en iyi kavramış olan kişiydi İbrahim Kaypakkaya. Çünkü birçok diğeri halkın önüne çıkıp, Devrimden Sonra filmindekinin benzeri gibi, "buyrun size devrim yaptık, gelini öpebilirsiniz" demekle istedikleri (hadi hayal ettikleri diyelim iyimserlik adına) yönetimi yakalayabileceklerini sandı. Zaten o kadar ayrışma ve sonrasındaki dağılma ve dönme bu durumdan kaynaklandı. Çünkü kitaptan okuyup, sonra "bakın şimdi; siz bundan sonra çok mutlusunuz, çünkü şu yönetim yok" derlerse sorunları çözeceğini sanıyordu. Hal bu ki; tabandan hareketlendirilmemiş hiçbir şey ayakta duramaz.
"İbo" da bunun farkındaydı. O yüzden kendi "arkadaşları" tarafından bile böylesine sert eleştiriler aldı; sevilmedi; garipsendi. Ve tam da bu yüzden, bu "duygu ve zeka boşluğundan" hem polis-devlet, hem ordu hem de mevcut statüko yararlanarak, "kötü adam" imajını yaratabildi.
Her ne kadar ülkeden ülkeye hiçbir şeyi birebir aktarmak mümkün olmasa da, aynı benzer ters tepip uzaklaştırma Troçki için de yaşanmıştı.
İnanmıyorum ki; "biz size devrim yaptık, alın bakın, sayfa sayfa da sol yayın çıkarttık, okuyun e mi"ciler başarsaydı; İbo'ya hak ettiği değer verilirdi. Yine verilmeyecekti; çünkü o eleştirilerine devam edecek ve yine uğraşmaya devam edecekti.
Hepsinden daha fazla farkındaydı durumun bugün "nefret" ve "terörist" listesindeki solcular.
10 ncu köyden öte yol var mı be koala
doğrusu, iktidar sahibi olanlara da,empatisiz sempati sahiplerine de bir gün gelir halk! divanı kurulur
görmeyen gözler öyle ya da böyle açılır...karşılığı olmayan ne var?
MahŞer
Abi böyle yaparak deniz'i yusuf'u hüseyin'i romantik devrimci, mahir'i ibo'yu terörist ilan edenlere imkan vermiş olmuyormuyuz?
Bu yazıyla Denizleri de kayırmış olmadın mı şimdi?
@ TribunselSevda; Alican gözünü seveyim böyle mi anladın? Hiç olur mu öyle şey. İsteyen istediğini terörist ilan edebilir, çok da umrumda değil, ben kendi düşünceme bakarım.
Yorum Gönder