20 Ekim 2011

10 harekâtta ne değişmiş bir bakalım






















Çözüm silah mı? Şimdi yeniden cevap verin...

12 yorum:

Burak Eken dedi ki...

Nedir çözüm?

Adsız dedi ki...

bu operasyonlarla elimize bir şey geçmediğinigeçmeyeceğini belirtmek için az önce şu eski gazeteleri filan bulsam da paylaşsam diyordum ellerine sağlık abi.

selaminko dedi ki...

bu adamlar baskını yaptıktan sonra o muhimmatla ıraka gidebilmesi için ucakla gitmeleri lazım. akıl var fikir var. bu adamlar ırakta degil. bu adamlar o sehirde koyde ya da herhangi bir kör noktada yine pusuda bekliyor. sen 1000 kez de gitsen oraya bu iş bitmeyecek. ucakla gitmediğine göre bu adamlar hala o evlerde biyerlerde.

selaminko dedi ki...

çözümün silah olmaması için bu millet bütün acısını unutup herseye ragmen kucak actı onlara. ama onlar ne yaptı. kendilerini it yerine koyan agalarına tapmaya devam ettiler. bu halkı çıldırttılar artık. evet kan dursun evet savas olmasın ama önce onlar bu duruma bir dur desin. yeter artık bogazımıza kadar geldi. sen hiç şırnaktan ya da başka yerden dönen kafası maalesef yerinde olmayan uzmanlarla astsubaylarla ya da subaylarla tanıstın mı hic? savas olmasın kan çözüm değil ama kanı akıtan kim?

koala dedi ki...

@ selaminko; aslında kimse kimseye kucak açmıyor, en azından ben bugüne dek kucak açıldığını görmedim. tek taraflı olarak da değerlendirmiyorum, her iki taraf da fazlasıyla hata yaptı. bir yerde kesilmediği sürece çok kan akacak.

@ Sportman; çözüm barıştır, silahların susmasıdır.

Adsız dedi ki...

yapma abi sen yapma bari bunu. elbet bu göstermelik operasyon ama çözüm asla silah susması değil. çünkü bu kanı döken zaten barış isteyen kürtler değil. teröristlerdir ve teröristler ölmelidir. isterse türk olsun. adam acitasyon yaparak silah sıkmayı kendine hak görüyorsa cevabı kucakla çözemezsin.

Alper dedi ki...

Çözümün ne olduğunu gerçekten merak ediyorsan "bölücü terör ile nasıl mücadele edilir" şeklinde yarım saatlik bir araştırma ile örnekleri ile bulabilirsin.
Ama tabi bunun için teröre terör diyebilmek lazım..

koala dedi ki...

@ Alper; insanların öldürülmesi terördür.

Adsız dedi ki...

Abi facebook sayfamda yayınladım izninle, çok güzel bir yazı olmuş gerçekten, eline sağlık. Birilerinin gözüne sokmak lazım bunları.

Hikmet KESKİN dedi ki...

Bir toplumda suç işleyenler cezalandırılır. "Ceza veriyoruz suç işlenmeye devam ediyor. O zaman demek ki ceza çözüm değil" deyip cezayı kaldıramazsın. Bu ülkede Türk karakollarına saldırılarak 24 asker şehit edildi dün(Yani cinayet işlendi). Bu cinayeti işleyenlerin yakalanması ve gerekirse imha edilmesi lazım. Ben bu operasyonlara o gözle bakıyorum artık. Yoksa terörü tabii ki bitirmez operasyonlar. Sen kürtlere istedikleri bütün imkanları sunsan, bütün hakları tanısan yine bitmez (Bu saldırıları gerçekleştirenlerin kürt olduklarını da bilmiyoruz ayrıca. Her doğuda yaşayan, her saldırı gerçekleştiren kürt değildir. Ne oldukları bilinmeyen (Ve kesinlikle araştırılması gereken) haydutlar bunlar). Terörün amacı toplumda huzursuzluk yaratmak, anarşi doğurmaktır. Yoksa hangi terör eylemi bir hak kazanma mücadelesi oldu ki? Hangi terör eyleminden sonra haklar kazanıldı? Var mı bir örneği tarihte?

Bende kayıtsız şartsız barıştan yanayım ve savaşın anlamsızlığı her zaman vurgulamak isterim ama başka bir ülkeden gelip kendi topraklarımız içerisinde bir saldırıda 24 şehit verip, saldırıyı gerçekleştirenlerin yine diğer ülkeye kaçmalarından sonra karşı saldırıya geçmememiz, başka bir şekilde çözüm aramamız gerektiğine bir türlü inandıramıyorum kendimi. Başka bir çözüm tabii ki aransın uzun vade için fakat o 24 şehidin ailelerinin ve yakınlarının acısını bir nebze olsun hafifletmek için TSK'nın yapması gereken bir görevdir bu operasyon (Kızını, oğlunu cinayete kurban vermiş bir anne/babanın acısının, suçlunun yakalanıp cezalandırılması sonrasında bir nebze olsun mutlu olması gibi).

Saygılarımla.

oğuzhan dedi ki...

Amcasını öldüren insana intikam duygusu beslemeyen, onu İslam'a kazandıran bir Peygamberin ümmeti olarak son günlerde gündemde olan hamaset ve kaos çığlıklarını hayret ve şaşkınlıkla izliyoruz.İki tarafın da intikam ve nefret duygularını bir kenara bırakıp, kardeşlik geçmişlerini hatırlamalarını öneriyoruz.
Toplumda alt sınıf olarak kabul gören; kapıcı, boyacı, çiftçi, köylü, hademelerin çocukları iki cephe de can veriyor. Yoksul Türk ve Kürt ailelerin çocukları derin egemenlerin kirli savaşında santranç tahtasındaki bir piyondan farksız şekilde amansız ve amaçsız bir savaşın içine sürükleniyorlar. Demokrasi nutukları atan ulus devletin yüzlerce Kürt Siyasetçiyi tutuklaması, barış naraları atan Kürt Siyasi hareketinin sivillerin hayatını tehlikeye atacak hatta sivillerin hayatına mâlolan eylemleri tercih etmesinden Kürt ve Türk halkı bıktı usandı.Bir tarafta Kürt köylerinde korku uyandırıp yalnızca ulus devletin gücünün tecelliyatını hissettirmek adına kendi sırça köşklerinden yoksul türk ailelerinin çocuklarını cepheye süren egemenler duruyor. Diğer tarafta bizim halkımız cahildir deyip silah zoruyla kendi istedikleri partiye oy verdirten sözde demokrasiperverlerin kürt halkının temsilciliğini postal zoruyla gaspetmelerini izliyoruz. Kürt köyleri bombalanırken, Türk metropellerinde ses bombaları, patlayıcılar durulmuyor. Kürt halkının geçmişte yaşadığı acılara karşılık Türkiye halklarının %80'inden fazlası artık çözüm istiyor! Kürt halkının ve Kürt siyasi/silahlı hareketinin bu gerçekle yüzleşip eylemlerini ona göre belirlemeleri gerekirken daha fazla şiddete başvurduğunu görüyoruz. Tam barış için umutlanıyor ve bin seneyi aşkın süredir Anadolu'nun uçsuz bucaksız her karışında kardeşçe yaşayan iki halkın sımsıkı sarılmasını temenni ediyorken yeni bir askeri operasyon ya da gerilla saldırısıyla umutlarımızı zifiri karanlıklara gömüyorlar..
Ölen bir askerin annesi kürtçe ağıtlar yakıyor. Diğer yanda türk ailelerinin çocuklarının Cudi'de, Gabar'da türkçe türküleri, ezgileri Anadolu'nun dağlarında yankılanıyor.Biliyoruz ki bu durum bir tezatın değildir. Ve biz hepimiz yine biliyoruz ki bu savaş iki ulusun savaşı da değil. Bu savaş İttihat ve Terakki organize terörizminin bize can vermeden önceki bir armağanı. Bu savaş 1920'lerde Kürt halkını ve beraberindeki etnisizelere yaşam hakkı tanımayan Irkçı Faşizmin doğurduğu bir çocuk. Bu savaşın sorumlusu batılı türkler değil, onları fildişi kulelerinde yöneten egemen zihniyettir. Bu kanlı savaşı durdurmak, yoksul Türk ve Kürt çocuklarının yaşamını, gece kulüplerinde eğlenen zengin çocukların yaşamı kadar değerli kılmak için elimizden geleni yapmak biz inananlar için boynumuzun borcudur. İntikam değil barış istiyoruz.
İstila değil ittihat istiyoruz. Halkların arasındaki çözülemez bağın bölgede tecelli etmesini istiyoruz. Eğer sınır ötesi kara operasyonu bir çözüm sağlayasa idi yirmi yedincisi yapılmazdı. Eğer karakolda nöbet tutan askerleri öldürmekle Kürt halkının hakları tanınsaydı 30 senede tanınırdı. Çözümün savaşmak ile gelmeyeceğini anlamayan kalın kafalılara inat yine barış diyoruz!
-Türk Devleti operasyonları durdursun.
-Siyasi tutuklular serbest bırakılsın.
-PKK elindeki Türk askerleri serbest bıraksın.
-PKK silah bıraksın.
-TSK Kürt illerde operasyon yapmayacağı üzerine denetlensin.
-Yakın tarihteki herşeyi araştırmak için komisyon kurulsun.
-Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilsin.
-Anayasa'da etnik kimliklerin ve kültürlerin tanınmasına ve muhafaza edilmesine yönelik maddelereklensin
.-Anayasa'dan ırkçı tüm maddeler kaldırılsın.-Demokratik açılım başladığı hızla devam etsin.
FEKKU RAGABE
Kölelere Özgürlük İnisiyatifi

Arrow Cave dedi ki...

Lojistik destek almaya devam etmişler ve sonuç değişmemiş o zaman destek veren ülkelerle anlaşma sağlamalısın 27 kez değil 127 kez girsen ne değişecek..