Başbakan Erdoğan, ya yurtdışına giderken, ya da dönerken alışkanlık haline getirdiği, gündemi altüst eden açıklamalarına Makedonya dönüşünde, bir yenisini ekledi.
Alman vakıflarının BDP'ye ve CHP'ye yardım ettiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Bir Alman vakfı CHP ve BDP'li belediyelere hibe veriyor ve o paralar adresi belli ihalelerle PKK'ya gidiyor" diyerek, çok net fadeler kullandı.
İnsan, sokaktaki adamın yalan söylemesine şaşırmıyor ama ülkeyi yöneten insanın doğruyu söylememesini garipsiyor.
Başbakan Erdoğan'ın açıklamasını duyan, bu vakıfların sadece iki partiye yardım yaptığını sanıyor ama tabii iş öyle değil. Bu vakıflar en fazla para yardımını Akp'li belediyelere yapmış ve en büyük parayı alan belediyeler de Kırıkkale ve Kayseri.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Galata Köprüsü'nü bile bu vakıflardan alınan parayla yaptırdığını düşünürsek, Başbakan'ın açıklamasının ne derece gündem değiştirmeye ve hedef saptırmaya yönelik olduğunu görebiliyoruz.
Kayseri'nin su şebekesi, Denizli'nin çöp arıtma tesisleri, Bursa'da yapılan yollar, Kırıkkale'de gerçekleştirilen projelerin tamamına yakını bu vakıflardan alınan paralarla yapılmış. Özellikle Kırıkkale son yılların en büyük projesi ve tam takıman 23.6 milyon Euro ödenek alınmış.
Bu vakıflardan 1994 yılından bu yana Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne aktardığı para ise tam tamına 353 milyon Euro. Bu para; atık su arıtma tesisleri, biogaz, su temini gibi projelerde kullanılmış.
1994'ten beri Melih Gökçek'in (Önce RP, şimdi de AKP) Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu Ankara'ya 1995 ve 1996 yıllarında su temini, atık su arıtma ve biyogaz projelerinin finansmanı için 353.6 milyon Avro kredi sağlamışlar.
Başbakan Erdoğan'ın sözünü ettiği vakıfların hepsi İçişleri Bakanlığı'na bağlı olarak soruşturulabilir durumda. Yani eğer Başbakan'ın dediği gibi bir durum varsa, İçişleri Bakanlığı bir soruşturma başlatır, o soruşturmaya göre de, neyin ne olduğunu hep birlikte görürüz.
Ama böyle, çamur at izi kalsın şeklinde siyaset yapılınca, insanın midesi kalkıyor. Fakat ne yazık ki, Akp'nin siyaset anlayışı böyle.
Başbakan söylüyor, ertesi gün Zaman, Sabah, Taraf gibi gazetelerin ağır pompa hamleleriyle olayın doğru olduğuna yönelik kanaat oluşturuluyor. Bir hafta sonra bambaşka bir gündem belirleniyor ancak o süreçte doğru olmayan bir açıklama, doğru algısı yaratıyor,
Biraz insaf! Bir başbakan ağzına gelen herşeyi söylememeli. İnsanların suratına baka baka gerçekleri çarpıtmamalı.
Bu gerçeği çarpıtma meselesi daha birkaç ay önce "PKK'yla görüştüğümüzü ispatlamayan şerefsizdir" açıklamasıyla da gözler önüne serildi. Daha açıklamanın buharı tüterken, devletin bilfiil görüştüğü ortaya çıktı.
Başbakan, bu ülkenin ruhunu çok iyi kavramış. Gündemi, birdenbire nasıl değiştireceğini çok iyi biliyor.
Elektriğe yapılan yüzde 10'luk zam, doğalgaza yapılan yüzde 14'lük zam, konuşulur hale gelmeden, herkesin ağzına emziği verdi. Ağzımızda emzik cuk cuk emmeye başladık biz de.
3 yorum:
necip hablemitoğlu'nun bu alman vakıflarının iç yüzü hakkında müthiş detaylarla yoğrulmuş, belgelere dayalı çok çarpıcı araştırmaları var.. bu vakıfların ülkenin bağımsızlığına, laik yapısına, onu var eden her türlü dayanağına karşı nasıl bir kararlılıkla çalıştığını ve cemaatle, dolayısıyla da güvenliğimizden sorumlu güç!lerle nasıl bir işbirliği içinde olduklarını gözler önüne seriyor.. resmi kurumlardaki jurnalcilik, espiyonaj gibi faaliyetler.... vsvs.. midem bulandı gene hatırlayınca.. rte'nin yaptığıysa alıştığımız şeyler.. bu gerizekalı halkı uyutmaya ve kandırmaya alenen devam ediyor..
Yalancı çobanın koyunlarını kurt kaparmış !!!
RTE'nin Alman Vakıfları muhabbetinin sebebi gündem değiştirmek dışında,Y.Özdil'in imasındaki gibi Deniz Feneri-Almanya olayı mı?
Yorum Gönder