18 Kasım 2009
104 yıllık tarihin en büyük utancı
Galatasaraylı olmaktan hayatımın her bölümünde gurur duydum. Başarıları, kazandığı kupalar filan değildi, Galatasaraylılığımla gurur duymamı sağlayan. Galatasaraylı olmakla gurur duymamı sağlayan şeyler; bu kulübün duruşu, vizyonu, ülke için önemidir.
Başkalarının anladığı üzere, bir onur-gurur kıstasım yok. 6-0 yenildiğimizde hiç gururum kırılmadı, çünkü bunun bir 'oyun' olduğunun ayırdındayım. Bu oyunda, 6-0, 7-0 ya da 8-0 gibi skorlarla yenilmek var ve bu durum bir taraftarın gururunu kırmamalı -en azından benimkisi kırılmıyor.-
Aklı çalışan her insan, sporun nasıl ve neden kirlendiği ve kirletildiğini biliyor. Tıpkı hayatın her alanında olduğu gibi, para işin içine girdiğinde ve lanet olası biçimde endüstriyelliştiği zaman spor kirlendi ve kirletildi. Pastadan daha büyük dilim isteyenler, o dilim için her türlü yola başvurur.
Bu akşam meydana gelen olay, yani Cemal Nalga'nın Tufan Ersöz forması giydirilerek oynatılması durumu. Öncelikle net olarak söylemek gerekir ki, çok aşağılık bir durum. Aşağılık durum olmasının yanı sıra, dünyanın aptal insanının bile yapmayacağı türden büyük bir gerizekâlılık örneği.
Şimdi, öncelikle olarak Ahmet Dedehayır ve Yiğit Şardan'ın istifaları gerekmektedir. Bu iş sadece teknik ekiple kesip atılacak türden bir hadise değil çünkü. Türkiye'ye basketbolu getiren, sevdiren kulüp olan Galatasaray'da yaşanan bu olay, 104 yılını geride bırakmış bir kulübün tarihindeki en büyük utanç olarak geçmiştir.
Bu yüzden, kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla hareket etmek, Galatasaray'ın geçmişine yapılacak ihanet olmakla birlikte, yarınlarına da ipotek koymaktır. Galatasaray yönetimi eğer bu işi, kendince en az kayıpla kapatmaya çalışırsa, bugüne dek yaptıkları tüm saygı ve alkışa değer hamleleri çöpe atmış olur.
Gereken ceza verilmeli, hatta kişisel olarak Galatasaray'ın küme düşürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki, bu aşağılık davranışla koskoca bir maziyi lekelediler. Bu leke Okan Çevik ve ekibi ile temizlenemez, temizlemeyi düşünenler o lekenin kendilerine de bulaşmasını sağlamaktan başka bir şey yapmış olamazlar.
Etiketler:
ahmet dedehayır,
cemal nalga,
yiğit şardan
1986'dan bu yana uzun zaman geçti
Rabah Madjer'li Cezayir'i ve 18986 Dünya Kupası'nı hiç unutmam. Daha önce de söylemiştim, futbol açısından izlediğim en iyi Dünya Kupası'ydı.
O Cezayir, bu akşam 1986'dan bu yana ilk kez Dünya Kupası'na katıldı. Mısır'ı 1-0 yenerek, kaptığı 2010 biletini kesinlikle genç kalecisi Fawzi Chaouchi'ye borçlu.
Mısır'ın özellikle ikinci yarı tek kale oynadığı maçta kalesine gole kapattı ve ülkesini 24 yıl sonra Dünya Kupası'na taşıdı.
Bir not da, El Saka'ya. Golde kesinlikle hatası vardı.
Etiketler:
el saka,
fawzi chaouchi,
rabah madjer
Dua edin Japon değilsiniz
Ahmet Dedehayır denen yöneticinin biraz onuru, gururu ve şerefi varsa, işgal ettiği koltuktan derhal kalkmalı.
Ahmet Dedehayır'la birlikte, Cemal Nalga vakasında vebali olan herkes bir saniye bile düşünmeden istifa etmeli.
Dua edin Japon değilsiniz, sadece istifa ile yetineceksiniz. Tabii şeref, gurur, haysiyet gibi kavramlardan haberiniz varsa
Ahmet Dedehayır'la birlikte, Cemal Nalga vakasında vebali olan herkes bir saniye bile düşünmeden istifa etmeli.
Dua edin Japon değilsiniz, sadece istifa ile yetineceksiniz. Tabii şeref, gurur, haysiyet gibi kavramlardan haberiniz varsa
Yaklaşma yanarsın
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve Asbaşkan Ali Koç’un kendisine hakaret ettikleri gerekçesiyle açtığı tazminat davasını kazanan FIFA kokartlı hakem Selçuk Dereli, bu kez de eski meslektaşı Ahmet Çakar’ı özel bir televizyon kanalında 15 Mayıs 2006 tarihinde yayınlanan bir programda, kişilik haklarına yapılan haksız ve hukuka aykırı saldırılar nedeniyle 10 bin lira tazminata mahkûm ettirdi.
Söz konusu tarihte yayınlanan programda, Dereli’ye hakaret ve ağır ithamlarda bulunduğu gerekçesiyle Çakar aleyhine İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davayı, 12 Aralık 2007 tarihinde, yerel mahkeme reddetmişti.
Temyize giden Dereli’nin avukatı Murat Söylemez’in talebi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararının bozulmasına ve Çakar’ın 10 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti.
Blogger'lara da sesleniyorum, Selçuk Abi nasıl maç yönetirse yönetsin dikkatli konuşalım, dikkatli yazalım. Maazallah açar davayı, kalırız ortada..
Saygılar Selçuk Abim....
Fotoğraf: ligtv.com.tr
Etiketler:
ahmet çakar,
ali koç,
aziz yıldırım,
selçuk dereli
Gecenin maçı 'Cezayir-Mısır'
Cezayir ve Mısır arasında Sudan'da oynanacak maç, kesin olarak gecenin sonucu en çok merak edilen maçı. Gönlüm son iki Afrika Kupası'nı kazanan Mısır'dan yana. Sudan'da güvenlik görevlileri büyük önlemler almış durumda.
Maçın sonucu ne olursa olsun, büyük olaylara gebe. Umarım, fazla gürültü-patırtı olmadan güzel bir maç izleriz.
Etiketler:
2010 Dünya Kupası,
cezayir,
mısır,
sudan
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)