15 Mart 2011

Geçmişte pornocuydun, bugün muhafazakârsın, para kazanmak için anneni bile satarsın


Son 10 yıldır Türkiye'de itibarsızlaştırma operasyonu var. 'Yaramazlık' yapan her isim, her kişi, her kurum itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

Kimi zaman bir dava sürecine dahil edilerek, kimi zaman bir soruşturmanın parçası yapılarak, kimi zaman medyadaki yalama kalemler aracılığıyla, pek çok kişi ve kurum itibarsızlaştırma sürecinin içine sokuluyor.

Sanki yeniden Soğuk Savaş sürecinde gibiyiz. O dönemde de pek çok isim itibarsızlaştırılarak toplumdan uzaklaştırıldı.

Aslında kişilerden çok, hedef alınan fikirleri itibarsızlaştırma çabasından başka bir şey değil.

Ankara'da yaklaşık 30 bin sağlık emekçisinin "Çok ses, tek yürek" ismini verdikleri eylemde, şu yukarıda gördüğünüz fotoğraf önplana çıktı.

"Doktor Che'nin yolundayız" yazısından sonra birtakım kişiler Che üstünden gerek doktorları gerekse de Che'nin dünya görüşünü yargılamaya başladı.

Bunların başında Emre Aköz geliyor. Bu itibarsızlaştırma sürecinin en keskin kalemlerinden biri oluyor kendisi.

Che'nin eli kanlı bir katil olduğunu, belirten Aköz yazısını da "Dr. Che, normal bir insanın özeneceği bir kişi sayılmaz. Hele hele "Hipokrat Yemini" edenlerin örnek alacağı bir doktor hiç değildir" diyerek, Che öznesinden yola çıkarak, sosyalizm eleştirisi yapıyor.

Oturup Che'nin insanlığını tartışacak değilim. Kimseye de Che'nin kim olduğunu, nasıl bir adam olduğunu anlatmam.

Garip bir ruh hali içinde iktidar destekçisi kalemler. Yazdıklarını okuduğunuz zaman, sanki Akp'nin iktidar değil de muhalefet olduğu hissine kapılıyorsunuz. Bütün bir ülkede şu an yaşadığımız tabloda sanki ezilenler kendileriymiş gibi cümleler kurup, insanlara da bunu anlatmaya çabalıyorlar.

Bugün tıpkı dün olduğu gibi sermaye ellerinde, eskiden sürekli ağladıkları gibi asker artık siyasetten soyutlandı, Yargıtay ve Danıştay'a 200'ü aşkın hakim ve savcı atandı, medyada artık azınlık değil çoğunluk durumundalar, ülkenin tüm kamu kuruluşlarında kendi yerleştirdikleri adamlar görev yapıyor, pek çok Sivil Toplum Kuruluşu'nu ele geçirdiler...

Peki geriye ne kaldı? Geriye kalan siyasi fikirlerin tamamını da bir biçimde itibarsızlaştırıp, dikensiz gül bahçesi yaratma çabasından başka bir şey değil.

Eğer siyaset yapmak istiyorlarsa da, Akp çatısında yapsınlar. Ne hoş ama!

Mesela Hüseyin Üzmez 17'sinde gazeteci vurdu, 70'inde 12 yaşındaki ufacık bir kıza tecavüz etti.
Çıkıp yazıyorlar mı?
Yok.
Niye?
Çünkü Hüseyin Üzmez bugün oluşturulmaya çalışılan sistemin destekçisidir. Hüseyin Üzmez adam öldürebilir, tecavüz edebilir, bu suçlarla dışarı çıkabilir ama kimse eleştirmez, kimse hakkında yazmaz.


Che konusuna gelince, devrimlerde insanlar öldürülür. Kan dökülmeden devrim yapılmasını beklemek aptallıktan başka bir şey değil.

Emre Aköz'e tavsiye olsun, yalamak için başka alanlar bulsun. Devrimci kızlar, doktorlar, Che... İçindeki nefreti kusmak istiyorsa, geçmişine dönüp bir baksın.

Biz Emre Aköz için her gün, "Geçmişte başında olduğun Penthouse dergisinde eline cetvel alıp, önüne gelenin aletini ölçtün" diye suçlama yapıyor muyuz?

Ya da Emre Aköz için her gün "Dünyanın en iğrenç para kazanma yöntemlerinden biri olan kadını metalaştırıp, sikindirik bir derginin genel yayın yönetmenliğini yaptın" diyor muyuz?

Veya Emre Aköz için her gün
"Geçmişte pornocuydun,
bugün muhafazakârsın,
para kazanmak için
anneni bile satarsın"
diye dörtlük yazıyor muyuz?

Bak itibarsızlaştırmaysa, en alasını yaparız ama yapmıyoruz.

O yüzden sus biraz! Engin'le birlikte bir adaya kapanın, artık sırayla birbirinize ne isterseniz yapın. Sen aletten iyi anlarsın...

Boş kalmasın...

Teknik direktör mezarlığı ve mezar kazıcılar