2 Haziran 2013

Aman provokasyona gelmeyin!


Bugün herkesin ağzından şu cümle dökülüyordu; "provokasyona gelmeyin."
Şenlik havasında geçen eylemlere gölge düşüyormuş!
Haklıyken haksız duruma düşmemeliymişiz!
Mahkeme kararını vermiş artık evlere dağılmalıymışız!

Bunlar benzeri onlarca cümle okudum duydum bugün. Bak amına koyayım şu fotoğrafa, iyi bak, dikkatli bak, gözlerini hiç kaçırmadan, bir dakika boyunca bak. Sonra "provokasyona gelmeyin" diye yanına süslü kelimeler de ekleyerek bir cümle kur.

Bu ülkenin yöneticileri, bakanları 30 işçi ölürken "güzel öldüler" diyecek, bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkenin başbakanı, milletle taşak geçer gibi sokaktaki vatandaşla alay edecek, azarlayacak; bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkede polis, tribünde taraftarı, sokakta işçiyi, eylemdeki memuru gaza boğacak, bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkenin cezaevlerinde çocuk mahkumlara tecavüz edilecek, bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkenin sokaklarında, polis linç eder gibi adam dövecek, bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkede polis vatandaşını gaza boğarken, bakanlar gözümüze baka baka dalga geçer gibi bakıp, "orantılı güç kullandık" diyecek, bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkenin göbeğinde, Taksim'de, Harbiye'de, Beşiktaş'ta, kimyasal silahlar savrulacak, bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkenin milyonlarca kişi tarafından kabul edilen en önemli değerlerine ayyaş denecek, bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkenin medyası, dünya bas bas bağırırken, penguen belgeselleri, yemek programları, güzellik yarışmaları yayınlayacak, bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkenin, en büyük kuruluşları peşkeş çekilecek, bu halk provokasyona gelmeyecek.

Bu ülkenin doğası katledilecek, derelere HES'ler kurulacak, ağaçları talan edilecek, bu halk provokasyona gelmeyecek...

Bak daha şuraya "bu ülkenin" ile başlayan, "bu halk" ile biten en az 70 madde daha sıralarım ama mecalim kalmadı artık. Kimse benden çiçekli-böcekli yazılar yazmamı beklemesin.

Karşımda onbinlerce kişiyi gaza boğan, insanları paralize eden, kusturan, burunlarını kanatan binlerce gaz bombası atılırken, sokaklarda kabadayı gibi gezen polisler varken, sikerim sizin provokasyonunuzu. Onbinlerce insan şiddet görüyor şu an, üniversitelere anonslar yapılıyor, "ya içeriden çıkın ya da gaz atarız" diye tehdit ediliyor.

Bu kadar insan şiddete maruz kalırken, amına koyayım sizin çiçek çocuk tavrınızı. Şiddet şiddeti doğurur. Etki karşısında tepkiyi görür. Tunus'ta, Mısır'da, Suriye'de direnişçileri alkışa boğacaksın, aynı olaylar senin ülkende yaşanırken "lütfen arkadaşlar, provokasyona gelmeyin" diye çaktırmadan, direniş yapan onurlu, gururlu, şerefli, haysiyetli insanları eleştireceksin. Tahrir'e övgüler yağdır gözlerinden yaşlar gelsin, Taksim'de iki araç ters çevrilince, üç barikat kurulunca laf söyle. Sizin samimiyetinizi sikeyim ulan!

Eğer ortada bir provokasyon varsa, bunu yapan ben değilim, bunu yapan Taksim'de, Harbiye'de, Beşiktaş'ta, Adana'da, Antalya'da direniş gösterenler değil; mavi kıyafetleriyle, ellerinde gaz bombalarıyla, insanlara şiddet uygulayan, bu ülke topraklarındaki en büyük terör örgütüdür.

Bu kadar zor muydu, o orospu çocuklarını oradan çekmek. Sizin kitabınızı sikeyim, neyin inadı lan bu; neyin! Sokakların kan gölüne dönmesini mi istiyorsunuz? Ne var lan, çekseniz o polisleri.

İnsanların kitap okuyarak, parkta çadırlar kurduğu bir eylemi, bu noktaya taşıyan her kim varsa eşiktekinden beşiktekine anasını sikeyim.

Direnişe destek vermeyip, bu yazıyı okuyan kim varsa, siktirin gidin. Alın cumhurbaşkanınızı, başbakanınızı, valinizi, emniyet müdürünüzü, mavi üniformalı orospu çocuklarını, omuzlarda taşıyın.

Zerre vicdanı olan varsa, şu yaşanan olaylar karşısında sesini yükseltir. Vicdansız, kitapsız pezevenkler.