16 Aralık 2009

Bundesliga tarihinin en çılgını kim?


Sportbild Bundesliga tarihinin gelmiş geçmiş en çılgın 50 oyuncusunu yayımladı.

Gazete, VFB Stuttgart’ta forma giyen, kaleci Lehmann'ı Bundesliga tarihinin en çılgın oyuncusu seçerken, vukuatlarını da şöyle sıraladı.

  • 1989'da Schalke 04’te oynarken karşılaşma sırasında yerdeki rakibinin saçlarından çekti.
  • Borussia Dortmund takımında forma giydiği 2002'de Freiburglu rakibini tekmeledi.
  • Bayer Leverkusen’in futbolcusu Ulf Kirsten’i burnundan çekt.
  • VfB Stuttgart döneminde de Hoffenheimlı Salihovic’in maçta ayağından çıkan ayakkabısını kalenin üst ağlarına attı.
  • Antrenmanlardan sonra helikopterle eve gitti
  • Şampiyonlar Ligi maçında reklam panosunun arkasına çişini yaptı.

LİSTEDE KİMLER VAR KİMLER?

İkinci sırada Bundesliga’da 262 kez forma giyen Mario Basler, üçüncü sırada ise ligde 1979-1993 arasında 299 kez oynayan Wolfram Wuttke bulunuyor.

TANIDIK İSİMLER

Beşiktaş'ta da forma giyen Brezilyalı Ailton 6. sırada, Dünya Kupası’nda Fransız Batiston’un iki dişini kıran Tonu Schumacher 11. sırada, Trabzonspor ve Wolfsburg’da oynayan Marcelinho da 27. sırada yer aldı.

ULUSLARARASI ÇILGINLAR

Uluslararası düzeyde en çılgın futbolcuların "top 10"ununda da ilk sırada tabii ki, Maradona yer aldı. Maradona’nın vukuatları; "Tanrı'nın eli", gazetecilere tüfekle ateş açması, midesini küçültmesi olarak sıralandı.

Listenin ikinci sırasında ise Paul Gascoigne, üçüncü Eric Cantona, dördüncü George Best ve 5. sırada Jorge Campos yer aldı.

Campos’u, sırasıyla Garrincha, Corlos Valderrama, Rene Higuita, Jimmy Greaves ve Vinnie Jones takip etti

Hatırlatma servisi vol.1

Bundan böyle "Hatırlatma Servisi" isimli seriyi yayına koyacağım. Amaç Türkiye'de futbol yazarı olarak dolanan insanların dün ve bugün ne söylediklerini hatırlamak.

Türkiye'nin en iyi spor yorumcuları, en iyi yazarları olarak lanse edilen insanlarının; gün ve an itibariyle yazdıklarını bir nevi kanıt olarak sunacağız.. Maksat biraz da kıllık olsun tabii. Serinin ilki Rıdvan Dilmen'den geliyor.

24.08.2009 4-1'lik Galatasaray-Kayserispor maç yazısı: Kayseri takımı sol ayaklı Cangele’yi sağda, sağ ayaklı Gökhan Emreciksin’i solda oynatarak ters ayaklı futbolcularla rakibe üstünlük kurmaya, pozisyon üretmeye çalıştı. Ama öyle bir santrfor almışlar ki, belki yorum yapmak için çok erken ama çok sıradan geldi bana.

16.12.2009 Rıdvan Dilmen'in panel konuşması: Bu yılın en önemli transferi Kayserisporlu Makukula. Kayserispor ve Bursaspor bu sezon ilk üçü zorlar, ancak 3 büyükler dışında bir takımın şampiyon olabileceğini düşünmüyorum.

24.08.2009 Koala demiş ki: Hemen belirtmek lazım, Makukula Türkiye'de iş yapacak görüntüsü verdi. Fiziği güçlü, uzaktan sert şutlar çekiyor ve mücadeleden yılmıyor.

Kitlelerin Afyonu okunmalı


Açıkçası ben yeni rastladım, iyi de olmuş. Daha önce de yazmıştım, tekrar edeyim. Sözü olan insanları severim, hayata dair bir tavrı olan insanları.

Okurken, içi boş olmadığı her halinden belli oluyor. Görmeyenler, bilmeyenler, benim gibi daha önce rastlamayanlar varsa 'kitlelerinafyonu'nu herkese tavsiye ederim...

Bundesliga 'Güz Şampiyonu' kim olur?

Bundesliga'da 2009-2010 sezonunun ilk yarısı bu hafta oynanacak maçlarla sona eriyor. 'Güz şampiyonluğu' olarak bilinen ilk yarının şampiyonu da, bu son hafta maçlarının ardından belli olacak.

Bakalım kimler ne alemde....

Bayer Leverkusen: Sahasında Mönchengladbach'ı ağırlayacak olan Leverkusen, maçtan 3 puanı koparırsa sezonun ilk yarısını lider kapayacak.


Schalke 04: Veltins Arena'da Mainz karşısında fark için sahaya çıkacak Schalke 04, 31 puanla Leverkusen'in ardından yer alıyor.

Milli futbolcu Halil Altıntop'un devre arasında gönderilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Son haftalarda boş geçmeyen Kuranyi ise 2010 Dünya Kupası'na gitmek için var gücüyle çabalıyor.

Bayern Münih: Sezona kesin şampiyonluk favorisi olarak giren Bayern Münih, Allianz Arena'da lig sonuncusu Hertha Berlin'i konuk edecek. Özellikle son iki maçta alınan farklı galibiyetler ve Frank Ribery'nin antrenmanlara başlaması, yeniden yüzleri güldürüyor.

Eintracht Frankfurt: Galatasaray'ın eski teknik direktörü Skibbe'yle 15 yıldır topladığı 23 puanla kulüp rekoru kıran Frankfurt, Commerzbank Arena'da Wolfsburg'u ağırlayacak.

Borussia Dortmund: Nuri Şahinli Dortmund ise evinde Freiburg'u ağırlayacak. Sarı-siyahlılarda Nuri'nin yükselen formu teknik direktör Jürgen Kloopp'u sevindiriyor.

Hambur-Werder Bremen: Lige iyi bir başlangıç yapan ancak son haftalarda puan kayıpları yaşayan Hamburg ve Werder Bremen, Hamburg'ta karşılaşacak.

Bremen, Mesut Özilli kadrosuyla deplasmanından üç puanla dönme hesabı yaparken, Hamburg'da ise Nurnberg maçında bir gol, bir asistle oynayan Tunay Torun, Mesut'a geçit vermemek peşinde. 28'er puanlı iki takımın mücadelesi Bundesliga'da haftanın maçı.

Güz şampiyonluğu için ipler Leverkusen'in elinde. Kazandığı taktirde ilk yarıyı lider kapatacak. Ancak eğer kazanamazsa Bayern Münih ve Schalke aportta beklemede...

Tereyağından kıl çekerim


Hertha Berlin-Leverkusen maçından bir fotoğraf. Leverkusenli Castro, Cicero ve Pejcinovic'in arasından tam olarak "Tereyağından kıl çekmek" deyimini gerçekleştirmiş.

Bir fotoğrafın anlattıkları


Meşhur maç, herkesin hatırladığı bu kare. Maçı izlerken, bu anı gördüğümde kendi kendime "Helal olsun" demiştim. Sonra eve giderken otobüste "Niye helal olsun ki?" dedim. Tabii ki, gırtlak gırtlağa girmeyecekler ama bir takım olma olgusu içinde iki adamın bu kadar boşvermişliğine de kızdım.

Lincoln'ün hikâyesini bilmeyen yok gibi. Anlayamadığım bir biçimde hâlâ büyük özlem içinde olanlar var kendisine. Süper bir yetenek olmasıa karşın, berbat bir profesyoneldi. Galatasaray'a gelmiş en kötü yabancıydı, birçok kişi tersini düşünse de. Bu ayrı bir yazı konusu aslında, ertelemezsek sözümüz olsun.

Şimdi gelelim fotoğraftaki bir diğer kahramana. Corinthians, Roberto Carlos'un transferini resmen açıkladı. Tıpkı Lincoln gibi; boşvermişliğinin belgesiydi bu fotoğraf. Arap yarımadasına gideceğine, daha yaşanılır bir yer olan Türkiye'yi seçti.

Su götürmez bir gerçek, her ne kadar performansı beklentilerin (benim beklentilerimin üstündeydi bile) altında kalsa da, Fenerbahçe'nin tanılırlığı açısından çok olumlu bir transferdi. Bu açıdan zekice bir manevra olduğunu düşünüyorum.

Kuzenimle FIFA '99 oynarken, o benim takımımdaydı. Zora düştüğümde forvete geçirirdim, hızından ve şutundan faydalanmak için. O yüzden sempatim ayrıdır.

Çekip gidiyor... O kendi istediğini aldı, Fenerbahçe de kendi istediğini... Bize de 'Yolun açık olsun' demek düşüyor.